“Edipler edepli olmalı” gerekirken, genel anlamıyla gazetecilerin bu kaideye uymadığı belli. Bu mesele gündeme geldiğinde her defasında hatırlatma ihtiyacı duyduğumuz bir örnek var. Meşhur bir sanatçının hanımı ile bir toplantıda tanışma durumu hasıl olmuştu. Biz onu zaten tanıyorduk, ama buna rağmen kendisini tanıttı. Biz de, gazeteci olduğumuzu söyledik. 

“Ben gazetecilerden korkarım” diye mukabelede bulununca, “Biz de korkarız” şeklinde cevap verdik. Muhatabımız bu cevap karşısında hem şaşırdı hem de sebebini merak etti: “İnsafsız ve iz’ansız gazetecilerden herkes korkmalı. Bu sebeple biz de korkuyoruz. Çünkü çamur atar, temizleyene kadar ömür biter” diye mukabelede bulunmuştuk.

Allah’a şükürler olsun ki Yeni Asya, itidalli ve istikametli yayınıyla medya vasıtalarının düştüğü bu hataya düşmüyor ve düşmemiş. Dikkat çekeceği üzere, gazetemiz bir süredir “Herkes Yeni Asya okusun” başlığıyla bir kampanya açmış bulunuyor. “Niçin herkes Yeni Asya okusun?” sorusuna verilecek çok sayıda cevap vardır. Belki en önemli cevap, daha önceki bazı kampanyalarda kullanılan slogan olan, “Herkesin rahatlıkla evine götürebileceği bir gazete olduğu için” şeklinde olanıdır. Yeni Asya’yı evine götüremeyecek bir aile olabilir mi? Yeni Asya’nın fikirlerini beğensin ya da beğenmesin, bu gazeteyi evine götüren bir aile, Yeni Asya’dan zarar görür mü? Hakikaten Yeni Asya, evimize rahatlıkla götürebileceğimiz, eşimize dostumuza da tavsiye edebileceğimiz bir gazetedir.

Yeni Asya’nın çok önemli bir hususiyeti de müstehcen haber ve fotoğrafların gazetede yer almamasıdır. Hele günümüzde bu mesele çok önemlidir. Geçen yıllarda mütedeyyin ailelere hitap etmek iddiasıyla yayın hayatına atılan bazı gazetelerin, günümüzde nerelere savurulduğunu görmek lâzım. Polisiye haber adı altında yayınlanan fotoğraflar, müteyyin aileleri rahatsız etmez mi? Reklâmlar konusunda hassas olmamak, faizli bankların reklâmları ile müstehcen fotoğraflarla süslü ticarî reklâmlar da aileye zarar vermez mi? Yeni Asya bu hususta da hassastır ve inşallah böyle olmaya da devam edecektir.

Yeni Asya’yı başka gazetelerden ayıran önemli bir husus da “Risale-i Nur’un naşir-i efkârı” olmasıdır. Kuruluş gayesine uygun olarak hadiselere Risale-i Nur penceresinden bakmaya çalışan gazetemiz, bunun ‘bedeli’ni de ödemiştir. Bilhassa ‘teknik’ anlamda eksikleri olabilir, ama hiçbir zaman bu gayeden vazgeçmemiştir.

Geçen gün twitter’de düzenlenen bir etkinlikte dikkat çekici mesajlar paylaşılmıştı. 

#HerkesYeniAsyaOkusun etiketi altında paylaşılan bazı mesajlar şöyleydi: 

*Risale-i Nur’un serbestçe neşredilmesini engellemeyi hedefleyen bandrol keyfiliğine karşı şanlı mücadele veren gazete. *Vicdanın ve sağduyunun sesini duysun. *Zalimlerin karşında mazlûmların yanında. *Vatan sathının bir mektep olmasını isteyen (okusun) *Yeni Asya istikametin, istikrarın ve istisarenin temsilcisidir. *Aldanmaz ve aldatmaz bir vekil isteyen herkes Yeni Asya okusun. *Gündeme Risale penceresinden bakabilmek için. *Bence kırmızı kitapları okuyan herkes Yeni Asya okusun. *Kudsî bir dâvânın sesi, nefesi, avukatı. *Gerçek haber almak isteyen okusun. *Feraset sahibi olmak ve o nurla bakmak için. *Özgür anayasa, darbesiz Türkiye için.

*”Milletimin imanını selâmette görürsem cehennemin alevleri arasında yanmaya razıyım” diyenler okusun.