Öyle ya, niçin dünya herkes için terakki/ilerleme dünyası olsun da, Müslümanlar için tedenni/gerileme dünyası olsun?

Şükrü icap ettiren haber bu defa İngiltere’den geldi: İngiltere ve Galler’de [Birleşik Krallık’a bağlı dört ülkeden biri] yaşayan Müslümanların sayısının, son 10 yılda iki katına çıktığı ve Müslüman nüfusun genel nüfusa göre daha hızlı arttığı ortaya çıkmış. Britanya Müslüman Konseyi’nin 2011 yılı nüfus rakamlarına dayandırarak hazırladığı rapora göre, ülkede okul çağındaki her 12 çocuktan biri Müslüman. Birleşik Krallık’ta 2011 yılında 1 milyon 550 bin Müslüman yaşarken, bu sayı 2011’de 2 milyon 700 bine yükselmiş. (AA, 12 Şubat 2015) 

Okul çağındaki her 12 çocuktan birinin Müslüman olması önemli bir müjde değil mi? Aynı rapora göre İngiltere’de yaşayan Müslümanların yaklaşık yarısı Birleşik Krallık’ta doğarken, yüzde 73’ü “kendini İngiliz hissettiğini” ifade etmiş. Britanya Müslüman Konseyi’nin raporu, kamuoyu yoklamalarının çoğunda ortaya çıkan “İngilizler, Müslüman nüfusun çok fazla olduğunu düşünüyor” kanaatini de çürütmüş. 

Tabiî ki Müslüman nüfus sadece İngiltere’de artmıyor. Şükür ki, dünyanın pek çok ülkesinde İslâm diniyle şereflenenler oluyor. Bunun yanında, İslâm dünyasında da “doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti” ortaya koymak gerektiği kanaati ön plana çıkıyor ve İslâm adına hareket eden ve İslâma gölge olan düşünceler destek bulmuyor.

Fıtrat dini olan İslâmın, insanların kalplerini fethetmesinden rahatsız olan uluslar arası şebekeler her ne kadar tuzaklar kurmuş olsa da, bir şekilde kalplerin fethi devam ediyor. Çeşitli cinayet ve saldırılarla İslâm dini perdelenmek istendikçe o nur parlıyor, şükürler olsun. Bir de bu tuzakların kurulmadığını düşünün! Yoksa, böyle bir beklenti ‘eşyanın tabiatına aykırı’lık mı olur? Nihayetinde iman ve küfür mücadelesi kıyamet gününe kadar devam etmeyecek mi?

Bu müjdeli haberler İslâm dünyasının da uyanmasına vesile olmalı. İslâm dünyası bir an önce kendi problemlerini halletmeli ve felaha ermeyi bekleyenlere de el uzatmalı. İslâm adına hareket ettiklerini iddia edip, İslâm güneşini perdeleyenlerin kulakları çınlasın! Başka dinlere mensup insanlar nezdinde, İslâm denildiğinde akla ‘terör’ gelmesine sebep olanların kulakları çınlasın. Bu sorumluluğun bedelini her halde edebi alemde ödeyecekler...

İslâm güneşinin üflemekle sönmeyeceğini, üfleyenler de yaşayarak görecek. Bu noktada, Risale-i Nur eserlerinden istifade edenlerin de ayrı bir sorumluluğu vardır. Bütün insanlık Kur’ân’a ve onun hakikatli bir tefsiri olan Risale-i Nur’a muhtaçtır. O halde, bu nurları muhtaçlara ulaştırmak için daha fazla gayret sarf etmek gerekir. 

İslâm dünyası, fiilleriyle güzel örnek olabilse diğer dinlerin mensuplarının kafileler halinde İslâma dahil olağı müjdesi hep aklımızda olmalı. Fertlerin ve kalplerin fethi, ülkelerin fethini netice verir. İngiltere’den gelen bu haberi başka türlü nasıl okuyabiliriz?

Dünyanın her ülkesinden ve her köşesinden bu ve benzeri müjdeli haberler duymak için duâ edelim...