Son zamanlarda ise sıfırdan başlanılarak yapılan yeni cami açılışları haberleri geliyor. İnşa edilen camilerden biri de Almanya’nın Stuttgart bölgesine bağlı Oberstenfeld şehrinde açılmış. Arazisi ve bütün inşaat masrafları hayırseverler tarafından karşılanan ve DİTİB’e bağlı olarak hizmete açılan Selimiye Camii’ni inşallah yeni camiler takip eder.

2010 yılında yapımına başlanan Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği’ne bağlı DİTİB [Almanya’daki Diyanet] Selimiye Camii’nin açılış merasimine; Stuttgart Başkonsolosu Ahmet Akıntı’nın yanı sıra Obestenfeld Belediye Başkanı Markus Kleemann, kilise temsilcileri, mahalli yöneticiler ve çok sayıda Alman ve Türk dâvetli katılmış. 

2010 yılında inşaatına başlanan 1500 metrekare alan üzerine 750 metrekare kullanım alanı bulunan camide yaklaşık 450 kişi aynı anda ibadet yapabilecekmiş. DİTİB Eyalet Birliği Başkanı Erdinç Altuntaş, programda yaptığı konuşmada şöyle bir mesaj vermiş: “Almanya bizlerin ikinci vatanı olmuştur. Müslümanlar kendilerini evinde hissettiği için böylesine modern camileri inşa ederek, dinini huzur içinde yaşama gayreti içindeler. Son günlerde bazı politik oyunlarla karşılıklı güven ve huzur ortamı bozulmak istenmektedir. İslâm Almanya’nın bir parçasıdır. Bu gerçeği görmezden gelenler var” 

“İslâm Almanya’nın bir parçasıdır” tesbiti hayatî önem taşıyor. Siyasetçilerin de hadiseye bu pencereden bakmasında fayda var. İslâm Almanya’nın ve dolayısıyla Avrupa’nın bir parçası ise ve Türkiye uzun dönemde AB’ye üye olmak istiyorsa adımlarını buna göre atmalı. Milyonu aşan gurbetçilerimiz “Doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti” ortaya koyabilse Almanya ve Avrupa’da ‘İslâmdan korku’ kalır mı?

Oberstenfeld Belediye Başkanı Markus Kleemann ve Katolik ve Protestan Kilise temsilcileri de yaptıkları konuşmalarında caminin açılışından dolayı duydukları memnuniyeti dile getirmişler. Katolik ve Protestan Kilise temsilcileri, Oberstenfeld şehrinde çeşitli millet ve dinlere mensup insanların olduğunu, bunların huzur ve barış içerisinde yaşadığını, Selimiye Camii’nin de şehre farklılık kattığını ifade ederek, caminin insanların ve kültürlerin kaynaşmasına vesile olduğunu bundan dolayı da caminin yapımına destek olan hayırseverlere teşekkür etmişler.

Katolik ve Protestan Kilise temsilcilerinin bir cami açılışına katılması ve caminin şehre farklılık kattığını ifade etmesi “Avrupa’nın İslâma hamile olduğunu”n delili olamaz mı? Bazı idareciler “Avrupa ikidir” tesbitinden habersiz bir şekilde icraatlara imza attıkça “Birinci Avrupa” gerçeğini görmemiş oluyor. Cami açılışına gelmiş Avrupalıları görmezden gelen bir dış politika anlayışının gurbetçilere fayda vermesi mümkün olur mu?

İnançsızlık tuzağına karşı “İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden” (Lem’alar, 17. Lem’a, 5. Nota) “Birinci Avrupa” ile birlik kurmak İslâm dünyasının da menfaatinedir.

Bunu temin için çalışalım, vesselâm.