Spor denilince akla öncelikle ve belki de sadece futbolun gelmesi Türkiye açısından sağlıklı bir durum değil.
Güreş gibi gençlerin ilgilenmesi faydalı olan spor dalları da var, ama bunlar başka spor dalları gibi teşvik edilmiyor.
Fransa’nın başşehri Paris’te düzenlenen (Ağustos, 2017) Dünya Güreş Şampiyonası’nda 3. kez dünya şampiyonu olan millî güreşçimiz Rıza Kayaalp, kamuoyunca alkışlandı. Kayaalp’in şampiyona öncesi yaptığı bazı açıklamalar idarecileri ciddî olarak düşündürmelidir.
Güreşe ilkokulu bitirdikten sonra başlayan Kayaalp, bunda ilkokul öğretmeninin etkili olduğunu hatırlatmış.
Toplamda 30 madalya kazanan şampiyon güreşçi Kayaalp, “Güreşte bu kadar başarılı olacağınızı tahmin eder miydiniz?” sorusuna şöyle cevap vermiş: “Bu kadar başarılı olacağım aklımdan bile geçmezdi. Bir ya da iki başarı elde edebilir miyim diye düşünürdüm. Ancak Allah bana yaşım kadar başarı gösterdi. Bu kadarını hayal bile edemezdim. Demek ki insan hayallerinin bile üstüne çıkabiliyormuş.” (İSTOÇ Hayat dergisi, Haziran 2017, sayı: 51)
Halkın güreşe ilgi duyduğuna dikkat çeken şampiyon güreşçi Rıza Kayaalp, “Güreş sporuna basın yer verirse ilgi daha da artıyor. Ben onu hissediyorum” demek suretiyle asıl kabahatin medya vasıtalarında olduğunu söylemiş ki haksız sayılmaz. Her gün sayfalarca futbol haberi veren gazetelerin güreşe aynı hassasiyeti göstermediği belli değil mi?
Şampiyon güreşçi güreşin sadece spor olarak görülmemesi gerektiğini, insan sağlığı için de tavsiye edilmesini isteyip şöyle demiş: “(Gençler) Güçlü olmak istiyorlarsa kesinlikle güreş yapmalıdırlar. Altı ay ya da bir senede vücutlarındaki değişiklikleri (teknik, adale ve sağlık yönünden) kesinlikle fark edecekler. Zaten güreş çoğu sporu da kapsayan bir spor dalı. Bizim işimiz sadece minderde olmuyor. Güreş yapabilmek için koşmak, halter kaldırmak ve jimnastik yapmak gerekiyor. Ata sporumuz olduğu için de yapmalarını tavsiye ederim. Türkiye’deki 40 yaş üzeri insanların mutlaka güreş geçmişlerinin olduğu bilinirken, 40 yaş altında artık böyle bir durumun söz konusu olmadığı görülüyor. Güreş sporu konusunda benim gibi istekli çocukları olan aileler, bu konuda çocuklarına destek versinler. Üç-beş antrenman yaptıktan sonra çocuğun güreşe devam edip etmeyeceği anlaşılıyor. Bu sporun maddî ve manevî olarak kazandırdıkları da çok fazla.”
Güreş tutmanın sünnet olduğunu da hatırlamakta fayda var. Şampiyon güreşçinin dikkat çektiği üzere çocukların ya da gençlerin güreşe meyyal olup olmadığı üç-beş antrenmanda öğrenilebiliyorsa bu kolay yol niçin tercih edilmez? Çok büyük bir kitle futbolcu olmak için her yolu denerken, araya ‘torpil’ ilâve etmeye çalışırken ata sporu olan güneşe ilgi gösterilmemesi büyük bir kaybı değil mi?
Yaşı kadar madalya kazanan şampiyon güreşçi Kayaalp’in “Bu kadar başarıya rağmen sponsorum yok” demesi de hakikaten ibretlik bir durum. Her konuda sponsorluk için yarışan büyük firmalar acaba bir şampiyona sponsor olmaktan niçin geri durur? İşin içinde faydalı bir spor dalı olan güreş olduğu için mi?
Güreşe üvey evlât muamelesi yapmak Türkiye’yi idare edenlere de, idare edilenlere de bir şey kazandırmaz. Para ve şöhret için değil, sıhhat için de olsa güreş hak ettiği desteği almalı vesselâm.