Türkiye’nin yarısı kadar güneşli güne sahip olmayan bazı ülkeler bizim belki de elli katımız kadar güneşten enerji elde ettiği halde biz sadece güneşlenmeyi ya da gölgelenmeyi tercih ettik.

Güneşten enerji temin etmek noktasında çok büyük ihmalimiz var. Son yıllarda bazı şehirlerimizde güneş santralleri kurulmaya başlamış olsa da bu çalışmalar çok yetersiz. İşin ehli olanlar bu sahaya yatırım yapılması icap ettiğini ifade ediyorlar, ancak maniler çok.

Ülkemiz, Avrupa’nın güneş potansiyeli en yüksek ülkelerinden biri. Enerjimizin daha fazla kısmını güneşten elde edebilsek dışa bağımlılıktan kurtulma imkânı da olur. 

Dünyada da birçok ülke güneş enerjisine yatırım yarışında. Türkiye’den çok daha az ‘güneşli gün’e sahip Almanya bu konuda ülkemize örnek olabilir. Aynı şekilde haberlere göre İngiltere’de Mayıs 2016’da güneş enerjisinden elde edilen miktar, kömürden elde edilen enerjiyi geride bırakmış. 

Güneş enerji sistemleri pahalı olduğu için bu konuda asıl yatırımı devletin yapması beklenir. Devlet öncülük yapsa özel sektör de daha hızlı hareket edebilir. Şahıs bazında güzel örnekler de yaşanıyor. 

Konu ile ilgili güzel bir örnek şu haberde var: “Sinop’un Gerze Gürsökü Köyü’nde yaşayan Kezban Karaman’ın ailesi Almanya’da yaşıyor. Onları ziyarete gittiğinde çatılarda gördüğü enerji panelleri dikkatini çekti. Yenilenebilir enerjinin ve güneşin gücünden etkilenen Karaman, ‘Neden Sinop’ta da olmasın’ dedi ve köyüne döner dönmez harekete geçti. ‘Ben tek başıma nasıl becereyim?’ demedi. Aradı, sordu, araştırdı ve 1 sene önce gerekli mercilere evinin bahçesine güneş panelleri kurarak elektrik üretmek için başvurusunu yaptı. Fakat Karaman bununla da yetinmedi. Şimdiki hedefi güneş panellerinin yanına rüzgâr gülleri de inşa etmek. Bunun için kolları sıvadı bile… Karaman, küçük bir köyde yaşayan sıradan bir ev hanımı… Ne çok parası, ne de geniş bir akademik birikimi var. O, herkesin güneş panellerini nasıl kolayca hayatlarının bir parçası haline getirebileceklerinin çok güzel ve de özel bir kanıtı.” (http://bianet.org/, erişim: 21 Eylül 2016)

Bir akraba ziyareti için gittiği Almanya’dan ya da başka bir ülkede gördüğü yeniliği köyüne, şehrine ve ülkesine taşıyan teyzemiz büyük bir alkışı, tebriki, ödülü hak etmiyor mu? 

Bu örnek hadise aynı zamanda şu soruyu da akla getirmeli: Vazifeleri dünyada ne olup bittiğini takip etmek olan hariciyeciler ve siyasetçiler gittikleri ülkelerdeki bu güneş panellerini ya da benzeri iyilikleri, yenilikleri görmüyor mu? Görüyor ve oradaki iyilikleri ülkemize getirmiyorlarsa bir hata. Yok, gördükleri halde merak edip bu iyilikleri ülkemize taşımıyorlarsa bin hata!

Araştırma ve incelemeye dayanmayan bir kanaatimi ifade etmek isterim: Türkiye sadece kaldırım yenilemek için harcadığı daha doğrusu israf ettiği parayı güneş enerjisinden istifade edecek sistemlere ayırsa 5 yılda büyük mesafe alırız. Bu basit ve apaçık gerçeği niçin görmeyiz, anlamış değiliz.

Güneşten çok çok daha fazla istifade etmek için seferberlik ilân etmek şart. “Büyük Türkiye” bu iş için yılda 5 milyar dolar ayıramaz mı? Ayıralım ve bizim için doğan güneşten daha fazla istifade edelim.