"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Geçti ‘tek başına iktidar’ pazarı...

Faruk ÇAKIR
17 Haziran 2015, Çarşamba
Mahkemeler kadılara/ hâkimlere mülk olmadığı gibi, iktidarlar da partilere ve liderlere mülk değildir.

Böyle olmakla beraber, ‘kadı’lar ve liderler; hep o mevki ve makamlarda kalacakmış gibi davranır. Gün gelip de o mevki ve makamlar terk edilince çoğu zaman pişmanlıklar öne çıkar. “O mevki ve makamlarda keşke daha iyi işler yapabilseydim” denilir.

7 Haziran 2015 seçimleri de, mevki ve makamların kalıcı olmadığını tekraren gösterdi. Elbette, düne kadar bu mevki ve makamlarda oturanların bir kısmı yeniden o mevki ve makamlarda oturabilir. Bununla birlikte, yerlerinin eskisi kadar ‘sıcak’ olmadığını hissetmiş olmalılar. Velev ki tamamı bir süre daha o mevkilerde otursun, en nihayet o mevkiler bir gün boşaltmayacaklar mı? Madem ‘her gelecek yakındır’ o halde ömrü olanlar makamların geçici olduğunu herhalde görür.

Hiç kimse, bazılarının koltuğundan olmasından dolayı bunları ifade ettiğimizi düşünmesin. Biz, bir prensibi hatırlatıyoruz. Yoksa, o mevki ve makamlarda gözü olanlar sevinir ya da üzülür. Ömür boyu, “Mevlâ görelim neyler/ Neylerse güzel eyler” deyip; “Pencerelerden seyret, içlerine girme” prensibine riayet etmek gerektiği kanaatindeyiz ve inşallah bu tavsiyeye riayet edenlerden oluruz.

Bazılarının mevki ve makamlarını terk etmek durumunda kalması üzerine, yol gösterenler çoğaldı. “Araba devrildikten sonra yol gösteren”lere çok misalleri var, bazılarını hatırlayalım: Meselâ biri, “Bu, yemekten doymayan lânet olası adamları başınızdan savın artık” demiş. Bir başkası, “Toplumsal doku çözülüyor. Sekülerleşme aldı başını gidiyor. Yapılan yanlışlıklara dikkat çekmek zorundayız. Eğer bir önlem alınmayacaksa biz istikametimizi yitirmek üzereyiz” diye yazmış. Başka teşhis koyanlar da var: “7 Haziran 2015 tarihi seçimlerinde bir pervane daha ateşe kapıldı, yandı, bitti, kül oldu! Bir daha iflâh olması da kanımca mümkün değil. (...) Yeni ve muhafazakâr kumaşlı yeni bir hareket de şimdi bir yerlerde kozada bekliyor. (...) Bu yeni muhafazakâr kokulu hareket umarım hukuktan sapmaz, kamu ihaleli, imar hukuku rantlarına tenezzül etmeyen, hırsızlık yapmayan bir hareket olarak büyür, ateşe teslim olmaz.”

Bu ve benzeri yüzlerce, belki de binlerce çare, tesbit ve teşhiste bulunanlar vardır. Ancak şunu hatırlatmak lâzım: Bu tesbitleri bugün değil, 11 yıl önce yapmak bir anlam ifade ederdi. Dün bu ve benzeri tesbit ve teşhisleri yapanları kınayanlar, bugün acaba ne düşünür? Gerçek dost, hatalar karşısında erken uyaranlar değil mi?

Tesbitlerden biri de “muhafazakâr kumaşlı yeni bir hareketin bir yerlerde kozada bekliyor” olduğu yönündedir. Bu da doğru olabilir. Ancak hemen ifade edelim ki, fıtrî olarak gelişmeyen hiçbir ‘koza’ uzun ömürlü olmaz. Milletin, yeniden ‘proje bir yeni’ ile yanıltılması belki mümkündür, ancak onun da sonu devlet/ ihale/ madde ateşinde ve cazibesinde yanıp kaybolmaktır. Nasıl ki sular tersine akamaz, yanlış başlayan hareketler de uzun ömürlü olmaz ve olamaz. Ne olur? Yeniden ve yine bir 30 yıl kaybetme ihtimali var. Bütün bu sıkıntıların kökünde ve kaynağında; millete rağmen hereket etmeyi esas tutan ‘darbecilik’ anlayışı yatıyor. 

Mahkemelerin ‘kadı’lara mülk olmadığını bir defa daha görünmesinden sonra yapılan bu ‘önemli sosyolojik yorum’ları yapanları tebrik ediyoruz, ama bizim açımızdan bu yorumların ‘bayat’ olduğunu da hatırlıyoruz.

Bu tesbitleri yıllar önce ve ısrarla dile getirenleri keşke dinleseydiler...

Okunma Sayısı: 1522
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı