Geçen günlerde Isparta’da düzenlenen bir toplantıda konuşan emekli generallerden biri, doğru bir tesbitte bulunmuş ve şöyle demişti: “Türkiye gibi bir toplumda, (...) siz dini dışlayamazsınız. Din önemli bir kurum.” (AA, 10 Nisan 2015) Elbette burada bahsedilen, idarecilerin İslâmı yok sayacak şekilde icraatlar yapmasıdır.
Peki, İslâm dini sadece idareciler açısından mı önemlidir? Elbette hayır. Herkes için, hepimiz için din, İslâm önemlidir ve önemli olmaya da devam edecektir.
İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından [2-3 Nisan tarihleri arasında] düzenlenen “Medya ve Din Sempozyumu”nda da din meselesi gündeme gelmiş. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mete Çamdereli tarafından kamuoyuna sunulan “sonuç bildirisi” bu bakımdan dikkat çekici. Bildiride “İletişim Fakültelerinde ‘medya ve din’ dersi okutulsun” anlamında teklifler var.
20 madde halinde özetlenen bildirinin bazı maddelerini paylaşmakta ve tarihe not düşmekte fayda var:
- Medyada yer alan din temsillerinin ve dine ilişkin bilgilerin doğru verilmesinin sağlanabilmesi için konu ile ilgili uzmanların istihdam edilmesi gereklidir.
- Din ve medya ilişkisinin sorunlu seyretmesinde kusur yalnızca medyada aranmamalıdır. Dinî oluşumların ve kuruluşların mesajlarını daha doğru bir şekilde aktarabilmesinin yolları aranmalıdır.
- Akademi, diyanet, medya, yayın ve denetim kuruluşları gibi paydaşların sorunların çözümü konusunda irade ortaya koyması, ortak akıl yürütebilecek yapıların ortaya çıkarılması önem arz etmektedir.
- Medya din istismarı yapmamalı, propagandist bir dilden uzak durmalı, kullandığı dil ve üslûp ile dini ve dinî bilgiyi hafifletmemelidir. Özellikle dinî yayıncılıkta alternatif oluşturan özel televizyonlar dinî içerikli programları bir showa dönüştürmemeli, izlenme oranı önceliğinden ziyade toplumu doğru bilgilendirme çabası içinde olmalıdır.
- Medyanın, dinin temsili konusunda daha hassas davranması ve bunun bir centilmenlik anlaşması ya da deklarasyon ile kamuoyuna duyurulması sağlanmalıdır.
- Medyada temsil edilen dinin gündelik yaşamdakinden farklı ve abartılarak sunulmasının önüne geçilmelidir.
- Din temalı yayıncılık ve dinî içerikli yayınlarda iyi örnekler arttırılmalı ve teşvik edilmelidir.
- Medyada yer alan her türlü içerikte (...) dinî inançlara saygı gösterilmeli, hiç kimse inancından dolayı ötekileştirilmeye, hedef gösterilmeye, aşağılanmaya maruz bırakılmamalıdır.
- Medya, din konularında karşıt görüşleri bir araya getirerek tarafları düzeysiz biçimde tartıştırmaktan vazgeçmelidir. Zira bu tartışmalar sorunun çözümünden ziyade sorunu derinleştirmektedir.
- İslâmın şiddet ile temsil edilmesi filmlerde, dizilerde, programlarda dinin doğru sunumu ile aşılacaktır.
- Dinî eğitim amacıyla hazırlanan yayın ve yayımların içerikleri kesinlikle konunun uzmanları tarafından oluşturulmalıdır.
- Medya ve din konusundaki akademik çalışmalar arttırılmalı ve desteklenmelidir.
- Medya okuryazarlığı ya da medyada temsil gibi derslerde dinin medyada temsili de tartışılan konular arasında yer almalıdır.
- İletişim fakültelerinde medya ve dine ilişkin seçmeli dersler konulabileceği gibi aynı öneri ilahiyat fakülteleri için de geçerlidir. Bu sayede her iki alanın birbirini tanımasına imkân sağlanmalıdır.
- Medya ve din konusunda yapılacak olan akademik çalışmalar toplumun ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak şekillendirilmeli ve tematik toplantılar düzenlenmelidir.
Bu teklifler hayat bulursa, hem medya hem de millet kazançlı çıkar. Hele medya mensuplarının ‘din dersi’ alması ve ilahiyatçıların da ‘medya dersi’ alması teklifi çok isabetli...