Türkiye İsrail’le anlaşma yapmış olsa da dünya için İsrail ya da Filistin meselesi çözüme kavuşmuş değil.
Yıllardan beri bu meselenin çözümü için çalışıldığını duyarız, ama henüz çözümü bulan olmadı. Elbette çözümün önündeki en büyük engelin İsrail’in hal ve tavırları olduğunu unutamayız.
Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), ABD ve Rusya’nın içinde olduğu ‘Ortadoğu Dörtlüsü’nün; merkezinde Filistin olan bir Ortadoğu raporu hazırladığı ve bunu 1 Temmuz 2016 itibarıyla açıkladığı duyuruldu. Yaklaşık 5 aydır hazırladığı rapor üzerinde çalışan Ortadoğu Dörtlüsü raporunda Filistin-İsrail çatışmasının önlenebilmesi ve bölgedeki çözümün önündeki engellerin kaldırılabilmesi için taraflara tavsiyelerde bulunmuş.
İsrail ve Filistin’i tek taraflı adımlar atmaktan kaçınmaları için uyaran rapor, iki devletli çözüm için tarafların vermiş oldukları taahhütlere sadık kalmaları istenmiş. Raporda iki devletli çözüm için İsrail’in 1967’den beri işgal etmiş olduğu topraklardan çekilmesi gerektiği de kaydedilmiş. Ortadoğu Dörtlüsü, hazırladıkları raporda tarafların görüşmelerine engel olarak; şiddetin devam etmesi, sivillere karşı yapılan terörist saldırılar ile şiddet kışkırtıcılığı, yerleşim politikasının genişleyerek devam etmesi ve Filistin yetkililerin Gazze’de kontrolü ele alamamasını göstermiş. Ortadoğulu Dörtlüsü, “Nihaî sonuca ancak görüşmelere yeniden başlanarak ulaşılır” demiş. (Ajanslar, 3 Temmuz 2016)
Kulağa hoş gelen bu tekliflere ilk itiraz İslâm İşbirliği Teşkilâtı (İİT) Genel Sekreteri İyad Medeni’den geldi. Medeni, Ortadoğu Dörtlüsünün (ABD, AB, Rusya ve BM) Filistin-İsrail anlaşmazlığıyla ilgili yayımladığı raporu “nesnellikten yoksun” olarak tarif etmiş. (AA, 2 Temmuz 2016)
Raporda, “Filistin halkı ile işgalci İsrail’in bir tutulması ve Filistin şiddeti ifadesinin kullanılmasından” dolayı üzüntü duyduğunu belirten İİT Genel Sekreteri İyad Medeni, “Rapor, İsrail işgalini ve onun siyasî çözümün önünde hala büyük bir engel teşkil eden illegal uygulamalarını tanımlamada nesnel değil” ifadesine yer vermiş.
Medeni’nin de dikkat çektiği üzere işgal altında olan bir Filistin ve işgal eden bir İsrail var. İşgal eden ile işgale uğrayanı aynı dille ikaz eden bir rapor adil olabilir mi? Yine Medeni’nin hatırlattığına göre son iki yıl içinde 2 bin 420 Filistinli öldürülmüş, evleri yıkılmış ve kaynakları gasp edilmiş. Gasıpla mağdur aynı olur mu?
İİT Genel Sekreteri İyad Medeni’nin “Ortadoğu Dörtlüsü”ne “dürüst bir arabulucu rolü oynaması” çağrısı yapması da çok isabetli. Dünyaya hükmeden Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Amerika ve Rusya’nın gerçek anlamda çözüm istediği ve bunu başaramadığına kim inanır? Bu dörtlü dürüst olsa, adil olsa ve güçlüye değil haklıya sahip çıksa İsrail bu kadar pervasız olabilir miydi?
Gasıpla mağduru aynı hizaya koyan bir raporun adil bir rapor olduğunu kimse iddia edemez. Temennimiz adaletin yerini bulması ve mağdur ve mazlûm Filistinlilerin hürriyetlerine kavuşmasıdır.