Çoğu zaman ifade etmeye çalışıldığı üzere İsrail’in sınır tanımaz zulmünü inşallah, başta sanatçılar olmak üzere ‘duyarlı insanlar ve insanlık’ sona erdirecek.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde İsrail’in Filistin ve Gazze’de yaptığı zulüm ve işgal kınanıyor ama en kararlı kınama sesleri sanatçılardan yükseliyor.
81. Venedik Film Festivali de yine İsrail’in zulmünü kınayan açıklamalara şahitlik etmiş. Hatta bu defa İsrail’in yaptığı soykırımı kınayan Yahudi asıllı bir film yönetmeni olmuş.
İlgili haberin bir bölümü şöyle: “Venedik Film Festivali’nin cumartesi günü (7 Eylül 2024) düzenlenen final töreninde çok sayıda ödül sahibi, kabul konuşmalarında Filistin halkıyla dayanışmalarını dile getirdi ve İsrail’in Gazze’deki katliamlarını kınadı. Törende ‘Familiar Touch’ adlı filmiyle, ‘Geleceğin Aslanı’ Luigi De Laurentiis’i ve En İyi Yönetmen dalında Orizzonti ödüllerini alan Yahudi asıllı ABD’li yönetmen Sarah Friedland, “Zaman temelli bir mecrada çalışan Yahudi bir Amerikalı sanatçı olarak şunu belirtmeliyim ki, bu ödülü İsrail’in Gazze’deki soykırımının 336. gününde ve işgalin 76. yılında kabul ediyorum” dedi. “Filistin halkı ve onların kurtuluş mücadelesiyle dayanışma içindeyim” diyen Friedland ‘İsrail’in küresel sahnedeki dokunulmazlığını telafi etmek için’ kurumsal platformları kullanmanın film yapımcılarının sorumluluğu olduğunu söyledi. Friedland’ın mesajı salonda büyük alkış aldı. Yüzlerce sinemacının festivallere ve sinema sektörüne her platformda Filistin’e ve Filistinli sinemacılara destek vermeleri çağrılarının yapıldığı günlerde gerçekleşen Venedik Film Festivali’nde Filistinli yönetmen Scandar Copti de, ‘Happy Holidays’ adlı filmiyle Ufuklar (Horizonti) bölümünde ‘En İyi Senaryo Ödülü’ne layık görüldü.” (karar.com, 9 Eylül 2024)
Yahudi asıllı ABD’li bir yönetmenin bu şekilde beyanda bulunması, bu savaşı durdurmak için sanatçılara önemli bir vazife düştüğünü göstermez mi? Müslüman bir ülkede yaşayan, Müslüman bir yönetmenin İsrail’i kınaması kolaydır. Ancak Yahudi asıllı ve Amerika’da yaşayan bir yönetmenin bu şekilde açıklama yapması İsrail’in yaptığının ‘insanlığa sığmadığı’na kuvvetli bir delil sayılmalıdır.
Bu konuşmanın, Venedik Film Festivali ödül töreninde yapılmış olması ve salonda bulunanları alkışlaması da ayrıca dikkat çekici. Bütün bunlar İsrail zulmünün sanatçılar eliyle durdurulmasının habercisi olarak görülebilir.
Temennimiz ve duamız, dünyadaki “insanlar”ın ve bir bütün olarak “insanlığın” bu zulmü daha fazla gecikmeden durdurması ve durdurabilmesidir. Sanatçıların öncü olması da kaderin ayrı bir cilvesi olsa gerek…