Türkiye içine kapandıkça, kendi iç meseleleriyle meşgul oldukça İsrail ‘baraj’ları aşıp Filistinlilere daha fazla zulmetmeye başlıyor. Hemen seçim öncesi benzer hadiselerin yaşanması sadece tesadüf müdür?
Seçim tartışmaları ile meşgul olunan bu günlerde İsrail yine zulmüne hız vermiş. Öyle ki,
Filistin Yönetimi Sözcüsü Ebu Redine, “İsrail’in, öldürme ve Devlet Başkanı Mahmud Abbas karşıtı kışkırtma eylemleri, bölgede büyük bir patlamaya yol açacak” diye ikaz etmek ihtiyacı duymuş.
Filistin’deki gelişmelerden yana endişeye kapılan sadece Filistin yöneticileri değil.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da son günlerde tırmanan gerginliği görüşmek üzere gittiği Kudüs’te, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelmiş ve görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “İsrailliler ve Filistinliler yeniden feci bir şiddet döneminin eşiğinde bulunuyor. İşgali sona erdirecek anlamlı bir müzakere için gerekli koşulları oluşturmak zorundayız. Yeniden umut ortaya çıkmadan şiddetin azalması mümkün değil” demiş. (AA, 21 Ekim 2015)
Ortada bir gerçek var: İsrail, dünyanın gözünün içine baka baka Filistinlilere zulmediyor, haksızlık ediyor ve tamamen keyfî davranıyor. Gazze’nin durumu ayrı bir facia. İfade edildiği üzere Gazze, tam anlamıyla bir ‘açık hapishane’ durumuna getirilmiş. Giriş çıkışlar neredeyse imkânsız. Mısır’daki yönetimin de İsrail’e destek olacak şekilde ‘tünel’leri kapatma yoluna gitmesi Gazze’yi iyice zora sokmuş. Hür dünyanın Filistin ve Gazze konusunda “Duymadım, görmedim, bilmiyorum” tavrı takınması da ayrı bir dert.
Gerçi yapılan konuşmalarda İsrail kınanıyor, ama bu kınamaların gereği yapılmıyor. Avrupa ve Amerika’da İsrail’in zulmüne itiraz eden sesler, düne göre daha gür çıksa da henüz İsrail zulmü durdurulabilmiş değil.
Hem Filistinli yöneticilerin hem de BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un aynı anlama gelen beyanları, durumun ciddiyetini göstermesi bakımından önemlidir. Filistin Yönetimi Sözcüsü Ebu Redine’nin, “İsrail’in (...) kışkırtma eylemleri, bölgede büyük bir patlamaya yol açacak” demesi, Ban’ın da “İsrailliler ve Filistinliler yeniden feci bir şiddet döneminin eşiğinde bulunuyor” hatırlatması sadece bölgeyi değil, dünyanın ilgilenmesi gereken bir hadisedir.
Türkiye’nin, İslâm dünyasını da yanına alarak ve çok iyi diplomasi uygulayarak Filistin meselesinde etkili olması icap eder. Bunun ilk yolu da iç problemleri bertaraf edebilmektir. Yoksa “Nerde kaldı gayrına himmet ede” durumunda olan bir ülkenin komşularına, dostlarına yardım eli uzatabilmesi mümkün olmaz.
İsrail’in çok büyük haksızlıklar yaptığını dünyaya daha iyi anlatabilmek lâzım. Mümkün olsa ‘hür dünya’daki etkili isimleri Filistin’e götürüp, oradaki insanların neler yaşadığını bizzat göstermek lâzım. Ancak bu şekilde, dünyadaki ‘insanlık’ uyanır ve İsrail’i durdurabilir.
Bölgenin ve dünyanın yeni bir yangına dayanma gücü kalmamıştır. Bu bakımdan, Filistin meselesi unutulmamalı, çözüm için mümkün olan yollar denenmelidir. Dünya nezdinde itibarı iyice sarsılmış İsrail’i daha zor günler bekliyor gibi görünüyor.
İnşallah Türkiye sıkıntılarını bertaraf eder ve Filistin’de yeni bir yangın çıkmasına da engel olacak adımlar atabilir. Temennimiz ve duâmız bu yönde.