Geniş dünya dairesindeki işler hepimizin dikkatini çekip bizi meşgul ederken, küçük dairelerdeki vazifelerimizi ihmal ediyoruz.
Oysa, geniş dünya dairesinde işimiz az ya da yok hükmündeyken; küçük kalp dairemizde vazifemiz çok ve devamlıdır.
Vazifemizin az olduğu geniş dünya dairesine kapı açan ‘sanal âlem’ sadece bizi değil, en başta çocuklarımızı ve gençleri meşgul ediyor ve tuzaklara düşürüyor. Bu duruma hem veliler olarak bizler, hem de uzmanlar şahit.
Uluslararası Okul Psikolojisi Enstitüsü Türkiye Temsilcisi Doç. Dr. Tolga Arıcak, bu duruma dikkat çekip; internetin gün geçtikçe insan hayatında gerçek sosyal hayattan daha fazla yer edinmesinin endişe verici olduğunu söylemiş.
Evet, ‘sanal âlem’in ‘gerçek sosyal hayat’tan daha fazla yer aldığı bir aile hayatında, gerçekten huzur olabilir mi? Hakikaten endişe duyulacak bir durumla karşı karşıyayız. İnkâr ederek ya da yok sayarak bir yere varamayız. Problemi görüp, kabul etmeli ve ciddî çareler aramak durumundayız.
“İnsanlar mı interneti, yoksa internet mi insanları yönetiyor” çıkmazının daha fazla sorgulanmaya başlandığını hatırlatan Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tolga Arıcak, “Fiziksel bir donanım olarak küçülen bilgisayarlar ve mobil iletişim cihazları, her ne kadar henüz beynimize entegre olmamış olsa da internet, psikolojik anlamda yeni neslin beynini ele geçirmiş durumda. İnternetsiz bir yaşam, yeni nesil için adeta boş ve anlamsız. Yeni nesil artık internette sosyalleşiyor ve kimliğini bu uzay ve zaman boyutunda inşa ediyor. Sosyal medya ve oyunlar avatarlarla dolup taşmış durumda. Avatar, sanal dünyada bizim yerimize geçen karakterler ve temsili kişilikler olarak tanımlanabilir. Çocuklarımızın sanal dünyada bir değil belki onlarca avatarı var artık. Farklı renklerde, farklı cinsiyette, farklı isimlerde ve farklı yerlerde sanal kimlikler” şeklinde konuşmuş. (AA, 21 Haziran 2015)
“Yeni neslin beynini(n) ele geçir(il)miş durumda” olması sadece aileleri değil, Türkiye’yi idare edenleri de endişelendirmeli. Nihayetinde kendileri ve aileleri için problem olan ya da olabilen çocuklar ve gençler, bir adım sonra cemiyet için de problem haline gelir. Bugün tedbir almayan idareciler, acaba yarın tedbir alabilecek imkân bulabilir mi?
Seçimler, iktidarlar, zenginlikler gelir geçer. Türkiye’nin ve hepimizin kalıcı derdi, problemi ve çare bulunması gereken meselesi çocuklarımız, gençlerimiz ve ailelerimizdir. Bugün için internet/sanal âlem ciddî endişe kaynağıdır. Geçen yıllarda televizyon için söylediklerimizin bin katını, sanal âlemde gezen tehlikeler için söylemek durumundayız. Sanal âlem, internet dünyası sadece gezilen, eğlenilen bir dünya olarak da görülmemeli. Asıl tehlike, bu âlemdeki ölçüsüz müstehcen yayınlardır. Bu tehlike o kadar yaygındır ki, en masum bilgi siteleri bile kıyıdan ve köşeden müstehcen reklâmlarla, bilgilerle, albümlerle dolmuş vaziyettedir.
“Bize bir şey olmaz” deyip, kapımıza dayanan ve hatta evimizin içine giren tehlikeleri görmezden gelmeyelim. Allah muhafaza, tedbir alınmazsa daha fena şeyler olur. Endişe duyalım, ama ümitsizliğe de kapılmayalım. Çünkü her türlü musîbete karşı sığınacağımız Rabbimiz vardır. Fiilî ve kavlî duâlarla bu musîbetten korunmamız mümkün olur inşallah. Amin.