Dünyaca ünlü İngiliz müzisyen Yusuf İslam, Ağustos 2013’deki Türkiye ziyareti esnasında verdiği bir röportajda önemli tesbitlerde bulunmuş. ‘Arşiv’de ‘temizlik’ yaparken dikkatimizi çeken bu tesbitleri bugün yapılmış gibi okuyabiliriz.
Hatırlanacağı üzere Yusuf İslam, 1977 yılında İslâmı seçmiş bir isim. İngiltere’de yapılması düşünülen bir cami projesine destek için Türkiye’ye gelmiş. Sebebini ise şöyle açıklamış: “Cambridge İngiltere’nin en entelektüel ve politik şehri. Akademinin kalbi burada atıyor. Bu cami İngiltere’de İslâm’ın sembolü olacak. İngiliz İslâm anlayışı ılımlıdır. Türkiye’ninki de öyle. Burası hem Asya hem de Avrupa... “
Ziyareti esnasında Sultanahmet Camii’ne yakın bir terasta iftar yemeğine katılan Yusuf İslam, “İslâm dünyasındaki eşitsizlikler” konusundaki bir soruya da şöyle cevap vermiş: “Ahirette sorgu gününde çok malı olanlar daha uzun sorgulanacaklar. Hz. Muhammed (asm), fakirlerin zenginlerden 500 yıl daha önce cennete gideceğini söylüyor. Bu İslâm’ın fakirlerin yanında olduğunu gösteriyor. (...) Öteki dünyada yaşayacaklarınız tamamen bu dünyada neler yaptığınıza bağlı; bu dünyada zamanınızı neye harcadığınız hakkında sorgulanacaksınız. İslâm dünyası bu kadar çok kaynağa sahipken fakirlere göz kulak olmak ve onları doyurmak çok önemli. Fakat bu kaynaklar utanç verici şekilde kötü yönetiliyor. (...) İnsanlar kamusal alanda da hayırsever değiller. Paralarını uçaklar ya da savaş için yeni teknolojiler gibi saçma sapan şeylere harcıyorlar. Allah aşkına insanlar orada açlıktan ölürken, zenginler mallarına tapıyor! Ölünce yanımızda hiçbir şey götüremeyeceğiz...” (Konuşan: Kübra Par, Habertürk g., 5 Ağustos 2013)
İslâmın, insanları ‘hayırseverliğe, samimiyete, dürüstlüğe ve kavgaları bitirmeye’ dâvet ettiğine dikkat çeken Yusuf İslam, ‘sanal âlem’ tehlikesine de dikkat çekmiş: “Eskiden konuşan kişiyi direkt görürdünüz oysa şimdi kimin tweet attığını bilmiyorsunuz. Herkesin elinde bir telefon var ve aslında bu biraz tehlikeli çünkü bilginin nereden geldiğini bilemiyorsunuz. (...) Çok tehlikeli. Bilginin nereden geldiği konusunda dikkatli olmak lâzım.”
“En iyi hesaplaşma sandıkta [seçimle] yapılır” da diyen meşhur müzisyen Yusuf İslam, ‘protesto’larla ilgili de şöyle konuşmuş: “Başlangıçta ortaya çıkan ruh süreç içinde kayboluyor ve sonra kurumlar yüksek duvarlar örmeye başlıyor. (...) Fakat sonunda İslâm sayesinde fark ettim ki en iyi yol kendi kendini kontrol etmektir. Kendini kontrol etmedikçe hiçbir şeyi kontrol edemezsin. (...) Sadece kendini düşünen, bencil insanlar hayatta başarılı olamıyorlar. BBC’den o belgeseli seyrederseniz göreceksiniz!”
“Önceleri bir Müslüman gibi görünmeyi [kılık kıyafet bakımından] çok önemserdim. Sonradan fark ettim ki buna gerek yok” şeklinde konuşan Yusuf İslam’ın verdiği mesajların yerini bulması en büyük temennimiz.
İslâm dünyasının maddî imkânlarını silâh ve gösteriş uğruna heba eden yöneticilerin artık bu sevdadan vazgeçmesini ve uyanması dileyelim. “En iyi yol kendi kendini kontrol etmektir” ise bunu hayata geçirmeye çalışalım inşallah.