Gençlere örnek olacak çok sayıda başarı hikâyeleri anlatılır. Mutlaka her hikâyeden alınacak bir ders ve bir ibret vardır. Bu hikâyelerin ortak noktası, başarının samimî çalışmaya bağlı olduğunun ilânı olarak görülebilir.
Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Nane de kendi hikâyesini anlatırken, “İnsan kaynaklarında bence en büyük evrimlerden birisi, aile kavramından ekip, takım kavramına geçiş olmuştur. Bu çok önemli bir değişim(dir)” demiş. Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından gerçekleştirilen 25. PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi’nde yaptığı konuşmada gideceği bir şirketle ilgili önceden bilgi edinmeye çalıştığını hatırlatan Mehmet Nane, bu bilgi alma yoluyla bir bakıma şirketin ‘emar’ını çektiğini söylemiş.
Çalışacağı şirketlerde baktığı başka bir noktanın da şirket içinde değişimin tetikleyici unsuru olacak ihtiyaç noktaları, denge ve beklentilerin olduğunu aktaran Nane, sözlerini şöyle sürdürmüş: “Bir ekip yönetiyorsunuz. İnsan kaynaklarında bence en büyük evrimlerden birisi, aile kavramından ekip, takım kavramına geçiş olmuştur. Bu çok önemli bir değişim. Nasıl personel müdürlüğünden insan kaynakları müdürlüğüne bir değişim vardı, şirketler de aile olmaktan ekip ve takım olmaya geçtiler. Bu sebeple takım ve ekip ne bekliyor, ne istiyor bunu anlarsınız. Zaten farklı bölümleri dinlediğinizde ekiplerin benzer yönetim kadroları arasında farklılığı da net bir şekilde gözlemlemiş olursunuz. Ekip ve yönetici arasındaki uyum da çok önemli, bütün bunlar röntgeni çıkartıyor. Önemli olan o röntgen çıktıktan sonra bunun teşhisinin konulup uygulamaya geçmesi. Uygulama en kritik nokta.” (AA, 2 Kasım 2017)
Daha önce çalıştığı şirketlerden de örnekler veren Mehmet Nane, bazen istemedikleri kararlar alabildiklerini de itiraf edip şöyle konuşmuş: “Şirketler istemeden eleman çıkartıp dönüşüm yaptırabiliyor ya da başka transferler yapabiliyor. Burada önemli olan, adil misiniz? Adalet çok önemli, adaletin meyvesi de hakkaniyet. Eğer adil ve hakkaniyetli davranıyorsanız kişisel bütünlüğünüzü sağlamışsınızdır. Kararlarınızda özgün oluyorsunuz. O nedenle yapılan dönüşümler, değişimler, iyilikler, bütün bunlar belli bir adalet, hakkaniyet ekseni içinde olmalı.”
Bakınız, iş düşyasını konuşurken de yine yolunuz adalete geldi. Evet, iş dünyasındaki idareciler ne ölçüde adil ve hakkaniyetli davranıyor? Nane’nin; yapılan dönüşümler ve değişimlerin tamamında adalet ve hakkaniyet ekseninin göz önünde bulundurulması tavsiyesi çok dikkat çekici.
Üst yönetici Mehmet Nane’nin dikkat çektiği bir ‘hiç’ olma noktası var ki hepimizi düşündürmeli. Nane şöyle demiş: “Ben bir yönetici isem bu patronun ağzına bakıyor, bir dakika sonra beni kapıya koyabilir ve beni ‘hiç’ yapabilir. Ama ben orada sadece yöneticilik vasfım ile duruyorsam ‘hiç’ olduğum anda insanların gözünde de bir ‘hiç’imdir. Oysa ki ben bir bireyim. Ben unvanımdan ayrı bir birey olarak kendimi saydırırsam eğer, ekip o zaman, takım o zaman olunuyor.”
Hem iş dünyası hem de siyaset dünyası çok sayıda gerçek anlamda ‘hiç’ olanlar ve kimilerince ‘hiç’liğe mahkûm edildikleri halde kalplerde ve gönüllerde ‘var’ olanlarla dolu.
İbret almak lâzım vesselâm.