"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitimdeki sancı

Faruk ÇAKIR
21 Ocak 2017, Cumartesi
2016–2017 eğitim öğretim yılının ilk yarıyılı dün (20 Ocak 2017) dağıtılan karnelerle sona erdi. Okulların tatil olduğu dönemde de eğitim meselesi gündemden düşmemeli ve çareler aranmalıdır.

Bu noktada şöyle bir avantaj var: Eğitim sisteminin dertli, sıkıntılı ve problemli olduğu genel olarak kabul görüyor. Hiç kimse “Eğitim sistemi çok iyi” demiyor. Dolayısıyla konu ile ilgili teklifler ilgi görüyor.

Türk Eğitim-Sen, yarıyıl tatili vesilesiyle eğitim sistemini tahlil eden bir açıklama yapmış. Bu açıklamayı özetleyerek paylaşmakta fayda var. Eğitimcilerin, eğitim sisteminin dertlerini daha yakından görme imkânları var. “Eğitim-öğretim yılının ilk yarıyılı sancılı sona eriyor” denilen açıklamada özetle şöyle denilmiş: 

“Öğretmen açığı, ücretli öğretmen istihdamı, derslik açığı, okullarda alt yapı yetersizlikleri, araç-gereç ihtiyacı eğitimin öncelikli sorunlarındandır. Torpilli yapılan yönetici atamaları eğitimin kalitesini düşürmüştür. Siyasetin eli Millî Eğitim Bakanlığı’nın üzerindedir. Uygulanmayan mahkeme kararları ile hukuk iğdiş edilmiştir. Sözleşmeli ve mülâkatlı öğretmen alımı ile alın teri, emek göz ardı edilmekte, mülâkat komisyonlarının sübjektif değerlendirmeleri ile haksızlık yapılmakta, torpil meşrû zemine oturtulmakta. 4+4+4 sisteminin açtığı derin yaralar kapatılamamıştır. Nitekim bu sistemin istenen hedefleri gerçekleştiremediği MEB tarafından görülmüştür ki şu anda 5’inci sınıfların hazırlık sınıfı yapılması gibi yeni çalışmalar tartışılmaktadır.

“2017 yılı Türkiye’sinde hâlâ eğitimde sistem tartışması yapıyoruz; üniversite sınavının, liselere girişin nasıl olması gerektiği hakkında ihtiyacı karşılayacak sistemi bulamamış ve nasıl bir uygulama gerektiği hakkında fikir yürütüyoruz. Kısacası eğitim sistemine adeta deneme-yanılma yöntemiyle karar veriyoruz. Ülkemizde ne yazık ki sağlam bir yönetici atama sistemi oluşturulamamıştır. Okul yöneticiliğinde kabiliyet, bilgi, donanım bir kenara atılmış; mülâkat sistemi getirilerek, liyakat hiçe sayılmıştır. Böylece okul müdürü olmak için torpil arama dönemi başlamıştır. Yandaş sendika üyesi değilseniz, ağzınızla kuş tutsanız da okul müdürü olamıyorsunuz. Bundan büyük bir yanlış var mı? Bu minvalde bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyoruz: Kaliteli bir eğitim sistemi arzu ediyorsak, öncelikle yönetici atama sistemimizi kariyer ve liyakate uygun şekilde hukuk üzerine kurulu hale getirmek zorundayız.

“Sözleşmeli, mülâkatlı öğretmen alımından vazgeçilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlik; insanları iş güvencesiz çalıştırmaktır, öğretmen üzerinde baskı kurmaktır. ‘Nitelikli öğretmen alacağız’ diye yola çıkanlar, maalesef nitelikli torpil dönemini başlatmıştır. 3 kişiden oluşan bir komisyon 3 dakikada hangi ferasetle bir öğretmenin niteliğini ölçebilir ki? Açığa alınan ya da meslekten ihraç edilen öğretmenler dolayısıyla zaten var olan öğretmen açığı daha da arttı. Öğretmen alımları asla ve asla sözleşmeli ve mülâkatlı olmamalı, bütün öğretmenlerimiz kadrolu olarak atanmalıdır.

“Ülkemizde performans sisteminin sübjektif yöntemlerle yapılacağını bildiğimizden, bu konuda sağlam, doğru, adil kriterler getirilmeyeceğinden birçok hak gaspına yol açacağını düşünüyoruz.

Müfredata paydaşların görüşlerinin alınmasının ardından son şeklinin verileceği söyleniyor. Ancak bu noktada kaygımız, MEB’in toplumun görüşlerini alacağız demesine rağmen, yine kendi bildiğini okuyabilecek olmasıdır. Zira MEB daha önceleri de bazı taslakları paydaşların görüşlerine sunmuş, ancak eleştirileri kulak ardı etmiş, tamamen ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla hareket etmiştir. Şunu da belirtmemiz gerekir ki, müfredattan daha önemli olan öğretmen yetiştirmektir. Atandıktan sonra öğretmenleri hizmet içi eğitimlerle çağın ihtiyaçlarına uygun donatıyor muyuz? 

“Atadığınız öğretmenleri belirli periyodlarla sağlıklı bir hizmet içi eğitime tabi tutmazsanız, eğitimde kaliteyi, verimi sağlayamazsınız. Siz en kâmil müfredatı hazırlasanız da öğretmenlere kıymet vermiyorsanız, onları mutlu etmiyorsanız, itibarlarını arttırmıyorsanız eğitimde başarı şansınız olmaz.”

Türkiye’yi idare edenlerin doğru ve haklı teklifleri dikkate alması arzu edilir. Kaliteli eğitim için müfredat kadar öğretmenlerin dertlerine çare bulunması da önemli. Birlikte çare arayalım ve bulalım.

Okunma Sayısı: 2406
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kaan

    21.1.2017 01:11:16

    Allah razı olsun. Hakikaten onarıcı, yapıcı bir eleştiri.

  • ozkan

    21.1.2017 00:09:27

    Kendimo tenzih ederek soyluyorum. Aciga alinan 8-10 tane ogretmen taniyorum. Hepside pırıl pırıl, mesleginin aşığı ve çok başarılı hocalardı. Hocaların şu an bulundukları halinden cok onlardan uzak kalan ögrencilere ve egitim camiamıza üzülüyorum

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı