Geçen gün (19 Nisan 2017) bir vesile ile Emirgan Korusu’nu ziyaret ettik ve orada verilmekte olan açık hava konserine şahit olduk.
Sahne arkasında “İstanbul’da lâle zamanı, Nisan 2017” yazısı dikkat çekiyordu. O fotoğrafı “Yılda bir lâle zamanı, her ay kitap zamanı olsun” notuyla sanal medyada paylaştık. Bazı dostlar fotoğrafın altına, “O günler de gelir” diye not düştü. Mutlaka gelmeli. Kitap ve dolayısıyla eğitime yatırım yapmadıktan sonra lâle devirleriyle yol almamız mümkün değil.
Söz Emirgan Korusu/Parkı’ndan açılmışken; parkta ihtiyacı karşılayacak ölçüde yeni bir mescid yapıldığını, yakında hizmete açılacağını ifade edelim ve yetkililere teşekkürlerimizi de sunalım.
Eğitim, kitap ve kültür meselelerinin ihmal edildiğini Türkiye’yi idare edenler de ifade ve itiraf ediyor. Dikkat çekici olan, idarecilerin ifade ettiği bu eksikliği ‘taraftar’ların itiraf edememesidir. Oysa inkâr etmekle hakikat değişmez. Eğitim, kitap ve kültür, partilerden önce hepimizi ilgilendiren ortak meseledir. Ne kadar kitap okunur ve eğitime ne kadar kaynak ayrılırsa bundan hepimiz istifade ederiz.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman da kitap, eğitim ve kültür noktasındaki sıkıntılara dikkat çekmiş. Hem de önemli bir kıyaslama ile. Yayman, Türkiye’de çok sayıda yol, köprü yapıldığını, kamu yatırımları gerçekleştirildiğini belirtmiş ve “Bizim iki açığımız var. Biri millî eğitim alanında, diğeri ise kültür ve turizm alanında” demiş. (AA, 20 Nisan 2017)
Hatay’da düzenlenen “26. Müze Kurtarma Kazıları Sempozyumu”nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin kültürünü ve san’atını ileri götürmek istediklerini ifade eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman şu değerlendirmede bulunmuş: “Hatay, gizli bir cennet gibidir. Hikâyesi olan bir şehirdir. Taşın, ağacın, caminin, müzenin, yemeğin hikâyesi vardır. Modern insanın peşine düştüğü olay, hikâyenin peşine düşmektir. İddia ediyorum, İstanbul’dan sonra ne İzmir, ne Mardin, ne Gaziantep, ne Şanlıurfa hiçbiri Hatay kadar albenisi yüksek, görülmeye değer tarihî, kültürel eserleri olan ya da çeşitliliği, zenginliği olan yerlerden biri (değil)dir. Hatay, dünyanın ilk kaya kilisesinin olduğu şehirdir. Dünyanın ilk ışıklandırılan caddesi Kurtuluş Caddesi, Hatay’dadır. Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar Camii buradadır. Haçlı Seferleri sırasında yüzyıla yakın kilise olarak kullanılıyor, daha sonra Müslümanlar tarafından fethedildiğinde tekrar orası camiye çevriliyor, muhakkak orayı görmek, onun hikâyesini dinlemek lâzım. Hatay’ın enlerini saymakla bitmez.”
Hatay başta olmak üzere 40 yerde “Kültür Hanı” projeleri yapılacağını ve buralarda ‘şehir kütüphaneleri’ de olacağını bu açıklamalardan öğrenmiş bulunuyoruz. Geç de olsa kitabın, kütüphanenin ve kültürün hatırlanması isabetlidir.
Elbette yol, köprü, tünel de öncelikli olarak yapılmalıdır, ama bu yatırımlar kitabı, kültürü ve eğitimi unutturmamalı. Zaten bunları birbiriyle kıyaslamak yanlış olur. Mesele, kitaba, eğitime, kültüre ve okumaya öncelik vermektir. Mutlaka bu önceliği vermek durumundayız. Hem de yarını beklemeden...