Amerika Birleşik Devletleri’ne ‘başkan’ seçilen Donald Trump, ilk günden itibaren attığı adımlarla sadece ülkesi Amerika’yı değil, bir bakıma dünyayı da ateşe atıyor, atmaya çalışıyor.
ABD Başkanı Trump’ın ilk icraatlarından biri de 7 Müslüman ülkeden vatandaşların ABD’ye girişine 90 günlük yasak getiren başkanlık kararnamesini imzalaması olmuştu. Bu karar sadece Amerika’yı ya da kararın muhatabı olan 7 Müslüman ülkeyi ilgilendirmiyor. Dolaylı da olsa bütün İslam ülkelerini ve dünyanın diğer ülkelerini de ilgilendiriyor.
Trump’ın bu kararı, sayısı her gün artan sayıda eyalet tarafından itiraz görüyor ve askıya alınıyor. Daha da önemlisi Amerika’da yaşayan ırkları ve inançları farklı on binlerce insan bu yanlışa, bu haksızlığa itiraz ediyor. Yetmiyor, başka inançlara mensup avukatlar havaalanlarında nöbet tutuyor ve bu kararın mağdur ettiği Müslümanları savunmak için ücretsiz dilekçe yazıyorlar. İşte bu tavır, Trump ya da onun gibi düşünenlerin hesaplamadığı bir ‘insanlık, insaniyet ortak noktası’nı bütün dünyaya göstermiş oldu. Haklı tepkiler bu şekilde devam ettiği müddetçe, Trump ve ekibinin keyfi arzularının pek de kabul görmesi mümkün görünmüyor. New York federal mahkemesinden sonra California, Virginia, Washington, Massachusetts eyaletlerindeki federal mahkemeler de Trump’ın kararına itiraz etmiş durumda.
Dikkat çeken başka bir nokta da Trump’ın partisinden de bu karara itiraz gelmiş olmasıdır. Etkili Cumhuriyetçi senatörlerden John McCain, CBS televizyonuna verdiği beyanatta, “Trump’ın kararnamesi ABD’yi daha güvenli kılmaktan ziyade ‘cihatçı’lara Batı’ya karşı kullanabilecekleri propaganda malzemesi vermekte” diyerek eleştirmiş. McCain, yaptığı açıklamada kararnamenin “Terörle mücadelede kendi kendimize açtığımız bir yaraya” dönüşebileceği yönünde uyarıda bulunmuş.
Trump’ın uygulamak istediği karara ABD dışından da tepki geliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, terörle mücadelede “Belli uyruktan ya da belli bir inanca mensup insanların toptan töhmet altında bırakılmamasına” karşı başkanı uyarmış. Merkel’in tavrı için bir bakıma “Birinin hatasıyla başkası mesul, sorumlu, suçlu olmaz” kaidesini hatırlatmış diyebilir miyiz?
Müslümanları mağdur etmeye yönelik bu karar üzerine gayrimüslim Amerikalıların ‘Hepimiz Müslümanız’ şeklinde pankartlar açarak Müslümanlarla dayanışma göstermesi gelecek için ümitvar olmayı icap ettirmez mi?
Bu arada Amerika’daki en büyük Müslüman sivil toplum kuruluşu Amerikan İslam İlişkileri Konseyi’nin (CAIR) icra direktörü Nihad Awad, Başkan Trump’a karşı büyük çaplı bir dava açmaya hazırlandıklarını duyurmuş. Awad, gerekçesini şöyle açıklamış: “Çünkü bu politikalar, Cumhuriyetçi Parti için de, Amerika için de, dünya için de iyi değil. Donald Trump bu pervasız politikalarla Amerika’ya yardımcı olmuyor, Amerika’yı tehlikeye atıyor.” New York Barosu göçmenlik ve ticaret avukatı Cahit Akbulut ise “Kararlarda uzun dönemde geri adımlar atılacak” yorumu yapmış.
Bu meseleler uzun süre gündemi meşgul edecek gibi görüyor. Şundan emin olabiliriz: Uzun dönemde haklı olan kazanacak. İnsanlık, dolaylı da olsa dünyası ateşe atmaya çalışanlara fırsat vermeyecek inşallah. Duamız, temennimiz bu yönde...