"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğru yönden bakalım

Faruk ÇAKIR
15 Ocak 2015, Perşembe
Duydunuz değil mi? Diyanet İşleri Başkanlığı, Risale-i Nur’u orijinaline uygun olarak basacak yayınevleriyle anlaşma yapmış ve belli sayıda basmalarına bir yıl süreli olarak ‘izin’ vermiş.

Bu haberi ‘müjde’ olarak duyuranlar var. Risale-i Nur’un basılması, yayılması ve daha da önemlisi okunması elbette bizi son derece memnun eder ve mesrur oluruz. Ancak, hadise sadece bu ‘müjde’ ile sınırlı mıdır?

Bu ‘müjde’yi verenler aynı zamanda isim vererek ya da vermeyerek Yeni Asya’yı eleştirmeyi vazife biliyorlar. Onlara göre Yeni Asya bu süreç zarfında ‘yanlış’ yaptı. Elbette bu iddia sahipleri böyle demekle kalmıyor, çok daha ağır itham ve iftiralarda bulunuyorlar; ama biz onların bu iftiralarını dahi tekrarlamak istemiyoruz. Çünkü biz, bu günü değil, bu yılı değil, yılları, yıllar sonrasını düşünüyoruz ve düşünmemiz icap eder.

Tekrar hatırlamak ve hatırlatmakta fayda var: “Bandrol yasağı” ve sonrasında Risale-i Nur Külliyatının yayın haklarının ‘devlet’e verilmesinden önce Yeni Asya dahil çok sayıda yayınevi bu eserleri serbestçe ve ‘devlet’ten ‘bandrol’ dışında bir izne gerek olmadan basabiliyordu. “Bandrol yasağı” başlayınca Yeni Asya bu uygulamaya ciddî olarak itiraz etti ve “Risale-i Nur eserleri şu kadar gündür basılamıyor” diye yazdı. Doğru değil miydi? Bugün için “Risale-i Nur’un basılmasına izin verildi” diyenler; bir anlamda “Bu güne kadar, şu kadar gündür izin yoktu” demiş olmuyor mu? Peki, aynı şeyi Yeni Asya söyleyince niçin kabahat oluyor?

Bu hadise, bu uygulama başladığı günden beri ne diyorsak, aynı sözlerin altına imzamızı atıyoruz: Risale-i Nur’u aslına sadık kalarak Diyanet de bassın, başka isteyenler de bassın. Asıl ve en önemli itirazımız, Risale-i Nur’un “her türlü hakkı”nın Diyanet de olsa “devlet”e verilmesinedir! Hiç kimse, “Üstad Bediüzzaman bu hakkın Diyanet’e verilmesini istemişti” diyemez. Risale-i Nur’da böyle bir ibare ve ifade de yoktur. Üstadımız, Diyanet’in Risale-i Nur’a sahip çıkmasını ve basmasını istemiştir, ısrarcı olmuştur, bu maksatla Risale-i Nur Külliyatını dönemin Diyanet İşleri Başkanına da göndermiştir. Buna itiraz eden yok ki! Diyanet’in bu eserleri basması için “yayın hakkına devletin el koyması”na gerek de yoktu.

İnsaflı olunsun! Diyelim ki 290 gün önce Risale-i Nur’u basabilen Yeni Asya (Neşriyat) bugün niçin basamıyor? Yeni Asya ne ‘suç’ işledi ki bu hak ona verilmedi? Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz; varlık sebebini Risale-i Nur’u yaymak, savunmak ve ona gelen hücumları def etmek olarak ilân eden ve yıllarca bu uğurda her türlü bedel ödeyen Yeni Asya, niçin devre dışı bırakılmak isteniyor? Maksat, Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi ve tahrip edilmesini önlemek ise, Yeni Asya yıllarca bunun da mücadelesini vermedi mi? Risale-i Nur’un sadeleştirilmemesi gerektiğini her fırsatta ve imkânda savunan yine Yeni Asya olmadı mı? O halde, bir yıl önce Risale-i Nur’u basabilen Yeni Asya’yı cezalandırma gayreti kökten yanlış ve hata değil mi?

Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi ve tahrip edilmesini önlemenin yolu, bu eserleri “devlet tekeli”ne vermek olamaz. Çok büyük bir hata yapıldı ve hatada ısrar ediliyor. İlk günden itibaren sorduğumuz şu sorunun cevabı verilmedi. Bu günkü gelişmeyi, yani Risale-i Nur’un “devlet tekeli”ne alınmasını “müjde” olarak duyuranlara soruyoruz: Mahkeme kadıya mülk olmadığına göre, yarın bir gün iş başına gelen idareciler bu eserlerin basılmasını sınırlandırırsa, hatta yasaklasa ne yapacaksınız? Böyle bir şey mümkün değil mi? Diyelim ki 70 yıl sonra gelen iktidar, bakanlık, o günkü yöneticiler “Yeter, bundan sonra daha basılmayacak” ya da “Sadece şu eserler ve size verdiğimiz şu metin basılacak” dese kanunen hakları yok mu (!)?

“Yarını değil, bu günü düşünüyoruz” diyorsanız çok yanlış yoldasınız. Doğrusu “bugün”ü değil, “yıllar sonrası”nı düşünmektir!

Yeni Asya’ya buğz edeceğinize, Risale-i Nur’un “her türlü hakkı”nı gasbeden ve el koyanlara buğz ediniz...

Okunma Sayısı: 3231
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    15.1.2015 18:02:31

    YENİ ASYA nın suçu var ve bu suçlarını ifşa ediyorum; 1-Darbecilerin her türlüsüne karşı çıktılar.YANLIIIŞ 2-SİYASETİ DİNE alet edene destek verdiler,aslında DİNİ SAİYASETE alet edene vermeli idiler. 3-HAK kı üstün tuttular.HIRSIZIN,YOLSUZUN,HAK-HUKUK ve ADALET çiğneyene destek olmadılar, 4-Gelenin dolmuşuna binmeli idiler,neden binmediler, 5-Makam ve mevki ile dünyalık peşinde koşmalıydılar,ben müslümanın işini bileni,çaldığına helal diyeni makbul görürüm. 6-Gelene ağam,gidene paşam deyip YAHUDİ CESARET ÖDLÜ alanı desteklemeli idiler,halbuki karşıda KATLEDİLEN FİLİSTİN GİBİ MÜSLÜMANDAN 'KUDÜS YILDIZI ödülü almış ne var bunda canıım. Daha ne yazacaklkarım var amma sonunda nedense YENİ ASYA haklı oluyor bu benim zoruma gidiyor.Yahu birazda yanılsanız,yanıltsanız,mıngırları,şıngırları cebellezine yapsanız.Bak yapanlar ne rahat demi canıım.

  • hakan kagan

    15.1.2015 17:55:09

    buğz ederlerse kendilerine sunulan devlet imkanlarını makamları da geri vermeleri gerekecek..o yüzden buğz edemezler..

  • rebi

    15.1.2015 16:44:49

    o kadarda masum olmayalım..yeniasya bu bandrol olayını parelelin kayığına binerek abarttı ve risaleler yasak ediliyormuş gibi bir algı operasyonuna girdi bu yanlıştı..bazen iyi niyetle biraz sabır çok şeyi değiştirir.

  • misafir

    15.1.2015 15:46:09

    Geçmişteki siyasi taraftarlığınızın ve hatalarınızın sebebi olmasın.

  • adnan ilhan

    15.1.2015 13:51:23

    sayın çakır yeni asya olrak talep ettinizde verilmedi mi.yanlış bir algı oluşturuyorsunuz.tüm cemaatlar veüstadın yaşayan talebeleri şükranlarını sunuyor.siz ve parelel yapı karşısınız.cumhurbaşkanlığı seçiminde bizleri üzen tavrınız nedeniyle gazete aboneliğimi bıraktım.dünya müslümanlarının izzeti olan iktidarı karalamak veya gözden düşürme çabaları tabanda rağbet görmüyor.bu böyle biline.CHP ile parelel le aynı cizgi size yakışmıyor.tesiri olmayacak bu yorumu saygıyla iletiyorum

  • can

    15.1.2015 13:02:28

    Süper bir yazı Allah razı olsun. Giya bandrol ile Yeni Asyayı hizaya getireceklermiş. Risalei nur bunları rezil edecek göreceksiniz

  • ali yeşilkaya

    15.1.2015 11:41:26

    doğru yönden baktığımızda asıl görülmesi gereken şudur: üstad hazretleri hayattayken bugün siyasi islamcı olduğunu açıkça gördüğümüz bu 6-7 abimizi 'beni siyasetinize alet edeceksiniz'diyerek uyarıyordu.onlara 'size tesir eder diyerek' gazete dahi okutturmuyordu işte dinde hassas muhakeme-i akliyede noksan siyasi islamcıların velev ki nurcu da olsa velev ki üstadın hizmetkarı da olsalar, dengelerini muhafaza edemeyip,ferasetten uzak tavırlar içerisine girdiklerinin ispatıdır. onların dışındaki kimseye suç ve kabahat bulmam.onlar üstada kavuşmadan da nurculara rahat yok.en net gördüklerim budur.

  • mustafa demir

    15.1.2015 11:00:17

    yanlışsınız yanlış yoldasınız fakat kabullenmek istemiyosunuz evet gayesinden saptınız kın nefret tohumları saçz ıyorsunu siyasetle kalbinizi ifsat aklınızı gevezehür değilsiniz ettiniz bizi üzdünüz ama sizde

  • ali

    15.1.2015 10:12:31

    Buradaki bazı yorumculara bakınca iman hakikatleri ve hizmetine bakışları kendini ele veriyor.gayeleri kendi partilerinin herşeyi kontrol etmesi.şakirtler için siyaset ve oy vermek hikayeden birşeydir.siyasetçiler için ise bunlar bir araçtır.siyasetçiler mevzi kaybetme korkusuyla herşeyi siyasete alet edebilirler.şakirtler siyasete girdiği ölçüde nur u kaybederler.serbestçe nur hizmeti yapanlar kimden izin almak zorunda kalıyorlar.bunlar kuran okumazlar nur okurlar diye yıllarca hakaret edenlerden.

  • ahmet

    15.1.2015 09:41:51

    Allah razı olsun ağbey dik duracaz eğilmeyeceğiz bizler aynı makinanın çarkları hükmündeyiz ve davamızın doğruluğundan hak olduğundan hiç şüphemiz yok KAPİTALİST sistem yıldıramaz hakka inananları

  • HASAN

    15.1.2015 09:39:39

    Çünkü, birinci vazifenin hakikatini ve kıymetini göremiyorlar; öteki cihetlere hamlederler. Kardeşlerimin ikinci iltibası: Fâni ve çürütülebilir bir şahsiyeti, bazı cihetlerle birinci vazifede pişdarlık eden Nur şakirtlerinin şahs-ı mânevîsini temsil eden o âciz kardeşine veriyorlar. Halbuki bu iki iltibas da Risale-i Nur’un hakikî ihlâsına ve hiçbir şeye, hattâ mânevî ve uhrevî makamata dahi âlet olmamasına bir cihette zarar verdiği gibi, ehl-i siyaseti de evhama düşürüp Risale-i Nur’un neşrine zarar gelir. Bu zaman, şahs-ı mânevî zamanı olduğu için, böyle büyük ve bâkî hakikatler, fâni ve âciz ve sukut edebilir şahsiyetlere bina edilmez. 3

  • HASAN

    15.1.2015 09:39:14

    O zatın ikinci vazifesi, şeriatı icra ve tatbik etmektedir. Birinci vazife, maddî kuvvetle değil, belki kuvvetli itikad ve ihlâs ve sadakatle olduğu halde, bu ikinci vazife gayet büyük maddî bir kuvvet ve hakimiyet lâzım ki, o ikinci vazife tatbik edilebilsin. O zatın üçüncü vazifesi, hilâfet-i İslâmiyeyi ittihad-ı İslâma bina ederek, İsevî ruhanîleriyle ittifak edip din-i İslâma hizmet etmektir. Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakârlarla tatbik edilebilir. Birinci vazife, o iki vazifeden üç-dört derece daha ziyade kıymettardır. Fakat o ikinci, üçüncü vazifeler pek parlak ve çok geniş bir dairede ve şaşaalı bir tarzda olduğundan, umumun ve avâmın nazarında daha ehemmiyetli görünüyorlar. İşte o has Nurcular ve bir kısmı evliya olan o kardeşlerimizin tâbire ve tevile muhtaç fikirlerini ortaya atmak, ehl-i dünyayı ve ehl-i siyaseti telâşe verir ve vermiş; hücumlarına vesile olur.2

  • HASAN

    15.1.2015 09:38:43

    Ümmetin beklediği, âhirzamanda gelecek zâtın üç vazifesinden en mühimi ve en büyüğü ve en kıymettarı olan iman-ı tahkikîyi neşir ve ehl-i imanı dalâletten kurtarmak cihetiyle, o en ehemmiyetli vazifeyi aynen bitemâmihâ Risale-i Nur’da görmüşler. İmam-ı Ali ve Gavs-ı âzam ve Osman-ı Hâlidî gibi zatlar, bu nokta içindir ki, o gelecek zatın makamını Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsinde keşfen görmüşler gibi işaret etmişler. Bazan da o şahs-ı mânevîyi bir hâdimine vermişler, o hâdime mültefitane bakmışlar. Bu hakikatten anlaşılıyor ki, sonra gelecek o mübarek zat, Risale-i Nur’u bir programı olarak neşir ve tatbik edecek. SİKKEİ TASDİKİ GAYBİ 1

  • refik

    15.1.2015 08:42:42

    Diyanet'in bu yöndeki tasarrufunu doğru bulmamakla birlikte... Birşeyi sormak istiyorum önemli olan iman hakikatleri üzerinden ittihad mı yoksa siyaset üzerinden ittihada yönelmek mi? Bence bu ayrımın yapılamaması da YA'yı bir yerlere sürükledi... İslama karşı İslam projelerinin yürürlüğe konulduğu bu son dönemlerde daha dikkatli olunmalı... Vatana, millete son zamanlarda ise dine zararı olanlarla araya mesafe konulmalı... Dün "basın özgürlüğü" diye savunduğumuz gurup bugün çıkmış Peygamberimize hakaret içerikli karikatürleri "basın özgürlüğü" diye savunuyor olmuşsa ittihadın imani yönü üzerinde bir kez daha düşünmeli... Diyanet hatasından yakın zamanda döner inşallah... Bu konuda YA'nın yayınlarını destekliyoruz...

  • TOYGAR

    15.1.2015 08:38:22

    "Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler" diyorum, demesine de, yürek burkuluyor, gönül kırılıyor, can dayanmıyor! İşin bu noktaya gelmesinde bizlere de bir hisse çıkarsa, hesabını nasıl vereceğiz, diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Musibet gelirse sadece müsebbiblerine gelmeyecek diye bildiğimden, Rabbimin rahmet, merhamet ve afvına sığınıyorum. "Ey bu yerlerin hakimi! Senin bahtına düştüm, Sana dehalet ediyorum, Sana hizmetkarım, Senin rızanı istiyorum ve Seni arıyorum.. Allahım; derdimi, üzüntümü, şikayetimi Sana arz ediyorum.." Amin!..

  • Hüseyin İLHAN

    15.1.2015 07:38:57

    Muhterem kardeşim yazdıklarının altına imza atmyacak bir tane risalei nur talebesi bulunmaz,eğer imza atmıyorsa onada talebe denmeeez.Sizler neden YENİ ASYA ya bu 290 gündür yasak kondu ,suçu ne dediniz,nezaketinizden bunu yazmamışsınız.Ben kusura bakmayın biraz DOBRA OLACAĞIM. 1-Fitne ve fesada destek olmadınız, 2-Hırsızı,kaçakçıyı,suistimalciyi desteklemediniz, 3-KÖMÜR diyte TAŞ alıp devleti soyan ve soyduranlardan olmadınız,bunlara destek vermediniz,. 4-İSLAM ı kirli,necis ve çirkin politikalırna alet eden dün başka bugün başka şeytanın peşindekilerden olmadınız. 5-Millete seçim meydanında başka,iktidarda başka davranan riyakarlar ve sahtekarllara destek olmadınız. 6-Milletin malını faiz kurumlarına peşkeş çektirenlere destek olmadınız. Daha çok amma bu kadar şimdilik.

  • Ramazan

    15.1.2015 05:00:59

    1970 yılların sonlarında Ankarada öğrencilik günlerimde bizzat şahsıma;Yeni Asya'nın içtimai görüşlerini uygun görmeyenler tarafından Biz iktidara gelelim ilk önce Risalei nur talebelerini ortadan kaldıracağız denildiğini bu günkü gibi hatırlıyorum.Yeni Asya'ya risalei nurun basma yetkisi verilmemesi 1970 yıllarda ki düşüncenin bir ürünü olduğu açık şekilde görülmektedir.

  • M.Said

    15.1.2015 01:04:09

    Tespitler çok isabetli. Siyasal islamin girdabına kapılıp bu gaflet sersemliğinde olanlar kendileriyle ,yazıda da belirtildiği üzere, ne kadar çeliştiklerinin farkında değiller. Yaptıkları tahribatı anladıkları zaman maalesef bu tahribatlar düzelmeyecek. O zaman bunların vebali nasıl ödeyecekler? Allah akıl izan versin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı