Hem dünyanın hem de Türkiye’nin halletmesi gereken dertlerinden biri de israftır.
İsraf önlenebilse fakirliği yenmek çok daha kolay olacak. Başka dertlerin olduğu gibi bu derdin de çaresi vardır. Har vurup harman savurma alışkanlığından vazgeçmeliyiz. ‘Damlaya damlaya göl olur’ prensibini hatırda tutacağız ve israfın ‘haram’ olduğunu da unutmayacağız.
Şahısların israfı bir derece kendilerini ilgilendirdiği halde, devletin israfı herkesi ilgilendirir. Bu bakımdan Türkiye’yi idare edenlerin israf tuzağına düşmemesi, devletin ve milletin her kuruşunu yerli yerine harcamaya azamî gayret sarfetmesi gerekir. Bunun yapıldığını söylemek mümkün müdür?
Bu meseleler gündeme geldiğinde en çok söylenen söz şu mealdedir: “Her dönemde israf var.” Tabiî ki bu beyan doğrudur. ‘Başkasının parasını harcayan’ bürokratların israf batağına düşmemesi için çok diyaretli, çok hakperest ve çok adaletli olması icap eder. Eskiden beri müsrif yönetici ve bürokratlar olduğu gibi Hz. Ömer’i (ra) örnek alarak israftan kaçınanlar da var. Bu noktada israf edenleri ikaz ve tasarruflu iş yapanları tebrik ve takdir etmek gerekir.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, kamuoyunda “torba tasarı” olarak bilinen Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı görüşmeleri yapılırken devletin kemer sıkacağı müjdesi verilmiş. Komisyonda konuşan Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Ekonominin ihtiyaçlarına göre, kamu harcamalarında 2018 yılında ciddî anlamda kemer sıkacağız. Cari harcamalarımız başta olmak üzere, birçok alanda, bütçeyi açıkladığımızda onları da sizlerle paylaşacağım. Gerçekten kamu 2018 yılında kemer sıkacak” diye konuşmuş. (AA, 13 Ekim 2018)
Kamunun, yani devletin yaptığı harcamaların 2018’de kısılacağını, azalacağını, israftan uzak durulacağını müjdelemek elbette çok önemli. Fakat bundan çok daha önemli olan, bu müjdenin tahakkuk etmesi ve kemer sıkma vaadinin gerçekleşmesidir. Bu vaadin hayata geçirilmesini çok ister ve arzu ederiz, ancak gerçekleşeceği noktasında ümitli değiliz.
Sebebi şu: Bir defa var olan bir israfın sona erdirilmesi için 2018 yılını beklemeye gerek var mı? Madem devlette bir israf var, bunu önlemek için bir ay değil bir hafta dahi beklemeye tahammül yoktur. “2017 için her türlü hesap yapılmış, değiştirmek mümkün olmaz” gibi bir tavır kabul edilebilir mi?
Bu haberin duyulduğu gün, hayata geçmesinin zor olduğunu düşündüren bir tablo ile karşılaştık: Her gün geçtiğimiz bir mahalledeki kaldırım taşları sökülüyor ve yerine çok daha lüks, çok daha pahalı taşlar, beton bloklar yerleştiriliyordu. Sökülen ve kaldırılan taşlara baktım, onlar da betondan yapılmıştı. Kırılmamış, dökülmemiş, tahrip olmamış sağlam taşları söküp yerine velev ki çok daha sağlam olsun yeni taşları döşemenin bir izahı olabilir mi? Bu tablo bir Allah’ın kulunu rahatsız etmiyor mu? “Allah rızası için kaldırım taşlarını rahat bırakın!” diye haykırmak istedim, ama duyan olur muydu? Yahu bu masraflar, bu israflar dolaylı olarak bizim cebimizden çıkmıyor mu?
Devlet kemer sıkmalı ve bunun için 2018’i beklememeli. Hatta yarını dahi beklemeye tahammülümüz yoktur. İsrafı önlemek için bir bakanlık kurulsa yeridir. Tabiî o bakanlıktaki israfı önlemek için bir bakanlığa da ihtiyaç duymamak şartıyla...