"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuklar adına 3 soru

Faruk ÇAKIR
31 Mart 2016, Perşembe
Çocuklarla ilgili meseleleri hafife aldığımızın farkında mıyız?

Eğitim çocuk yaşta başladığına göre, yarının büyükleri olan çocuklarımızın her konudaki eğitimini gereği gibi yapabiliyor muyuz?

Bu soruya ‘evet’ cevabı vermeye muhtacız, ama böyle bir cevap verebilecek durumda değiliz. Gerek okul öncesi ve gerekse okul çağlarında verdiğimiz eğitimin çocuklarımızı tatmin ettiğini söylemek zor. Okularımız ve sınıflarımız dolu, fakat ne öğrenci ne de öğretmenler ‘hal ve gidiş’den memnun değil. 

Elbette çocuklar söz konusu olduğunda sadece okulları konuşmakla iktifa edemeyiz. Okul öncesinden ev hayatına, ‘sanal âlem’den televizyona, gazetelerden sokaklara kadar her türlü meselenin tartışılması icap eder. Meselâ, geçenlerde gazetelerde yer alan bir habere göre çocukların dünya genelinde ne kadar sokağa çıktığı araştırılmış. Netice vahim: Çocuklarımız mahkûmlardan daha az süre dışarıda zaman geçiriyormuş! (Özgür Düşünce g., 29 Mart 2016) Bazı aileler çocuklarını korumak adına, onların sokağa çıkmasını yasaklıyor. Elbette sokak tehlikelerle dolu; ama bu çare midir? Sokağa, mahalleyi, okulu, ‘arkadaş’ı velhasıl çocuklarımızın temas kurduğu ‘çevre’yi iyileştirmek hepimizin ortak vazifesi değil mi?

Çocukların dertleriyle dertlenmeyişimizi gündeme taşıyan Çocuk Vakfı, kamuoyuna sorular yöneltmiş. “Çocuk Vakfı’ndan Türkiye’nin çocuk ödevi için üç soru” başlıklı basın açıklamasındaki sorular şöyle: 

“Birinci soru: 4 Nisan 2012 tarih ve 28254 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genelge ile kurulan Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu 8 Mayıs 2012 tarihinde yaptığı ilk toplantısından bu yana niçin toplanamamıştır?

İkinci soru: 14 Aralık 2013 tarih ve 288851 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye’nin ilk Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2013-2017) için niçin hiçbir adım atılamamıştır?

Üçüncü soru: Türkiye niçin çocuk sorunlarını erteleyen bir ülke görüntüsü içindedir?”

Demek ki “Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu” var ve Mayıs 2012’deki ‘ilk toplantı’sından sonra bir daha toplanmamış. Demek ki “Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2013-2017)” var, ama planı hayata geçirmek için adımlar atılmamış. 

Peki bu tablo bize neyi hatırlatır? Türkiye’nin ‘çocuk’ diye bir derdi yok mu? “Çocuk sorunlarını erteleyen bir ülke görüntüsü” vermek, bir bütün olarak Türkiye’nin aleyhine değil mi? Çocuklarımızın dertleri, problemleri, sıkıntıları yok mu? Varsa, bu sıkıntıları aşmak için niçin adım atılmaz?

İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Selahattin Turan da yaptığı bir açıklamada, “2000 yılından sonra doğan çocuklar çok şanslı bir nesil olmasına rağmen, teknolojik bağımlılık sorunu ile karşı karşıyadır. Bu neslin, 2030’lu yıllarda kendi kendini yönetemeyeceği tahmin edilmektedir. Bu sebeple çocuklarımızın çok yönlü yetiştirilmeleri için, başta aile olmak üzere, okullarımıza, öğretmenlerimize eğitim liderlerine ve medyaya büyük sorumluluklar düştüğüne inanmaktayız” demiştir. (Yeni Asya, 30 Mart 2016)

Kimse duymasın, bugünkü neslin 2030’lu yıllarda kendi kendini yönetemeyeceği tahmin ediliyormuş! Böyle bir neticeden Allah’a sığınalım ve çocuklarımız hakkında kurulan ‘tuzak’ların bozulması için el birliği ile çalışalım. 

Okunma Sayısı: 2374
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı