"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çareyi doğru yerde ara

Faruk ÇAKIR
14 Nisan 2016, Perşembe
Son dönemde ‘doğru tesbit’lerin yapıldığı daha fazla toplantıya şahit oluyoruz. Elbette bu tesbitler ilk defa yapılan tesbitler değil.

Ancak doğruların ısrarla tekrarlanması ve gündeme taşınması, problemlerin çözümünün bulunmasına yardımcı olur ümidindeyiz.

El-Şark Forumu ve Afrika-Ortadoğu Merkezi tarafından İstanbul Conrad Otel’de düzenlenen “Ortadoğu’da Radikalizmi Yeniden Düşünmek” başlıklı konferansta konuşan Ortadoğu uzmanı Muhammed Okda, DAEŞ’in ekonomik kaynakları ve geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş. Okda, örgütün devam eden operasyonlar dolayısıyla ekonomik kaynaklarının büyük bir kısmını kaybettiğini anlatmış.

DAEŞ’in, Irak’ta ele geçirdiği toprakların büyük kısmının Irak güçleri tarafından geri alındığını da anlatan Okda, örgütün “mafyavari” yönetmeler kullandığına dikkat çekmiş. 

Merkezi Londra’da bulunan Alhiwar televizyonunun Genel Yayın Yönetmeni Dr. Azzam Tamimi ise DAEŞ’in ideolojisine karşı ana akım Müslüman hareketlerin yaklaşımıyla ilgili, terör örgütünün kendisine katılan ‘çaresiz ve kırgın’ insanların yaşadığı sosyopolitik krize cevap verdiğini hatırlatmış. Tamimi, ‘ana akım Müslümanlar’ın kendilerinin kurban durumda olduğuna dikkat çekerken ve bu yönüyle onların suçlanamayacağını belirtmiş. “O kadar kurban durumundalar ki yasaklanmış, dışlanmış, hapse atılmış, kovulmuş, sürgün edilmiş, projeleri ve yapmaya çalıştıkları şeyler yıkılmış. Pratik olarak fazla bir şey yapamazlar” diyen Tamimi, DAEŞ’e karşı en iyi çözümün demokratikleşme sürecine devam edilmesi, ana akım İslâmî hareketlerin de yapabileceği en iyi şeyin mümkün olan en açık şekilde doğruyu söylemek olacağını ifade etmiş. (AA, 10 Nisan 2016)

Teröre zemin hazırlayan sebepler ortadan kaldırılmadıktan sonra, gerçek anlamda bir terör mücadelesi yapılamaz. Uzmanların beyanlarına bakılırsa, son dönemin adından söz edilen örgütü IŞİD ya da DEAŞ’ın bir proje olduğu söylenebilir. Acaba hangi uluslar arası projeleri hayata geçirmek için böyle bir örgüt piyasaya sürüldü? Muhtemelen bu örgüt de, benzer örgütler gibi önümüzdeki yıllarda piyasadan çekilecek. Ne var ki isim ve resim değişmekle birlikte hakikat değişmeyecek, IŞİD’in ya da DEAŞ’ın yerini başka bir ‘örgüt/proje’ alacak. İdarecilerimiz, IŞİD yerine DEAŞ demeyi tercih ediyor, ama netice değişiyor mu? Ortada ciddî bir terör tehdidi var. O halde isimlere değil, neticeye bakmak lâzım. 

El-Şark Forumu ve Afrika-Ortadoğu Merkezi tarafından düzenlenen toplantıda dile getirilen konulardan biri de ‘ana akım Müslümanlar’ın uğradığı haksızlıktır. Bu tabiri, “Doğru İslâmiyeti yaşayanlar” olarak anlayabiliriz. Samimî Müslümanların desteklenmesi bir yana, idare edenlerce engellenmese, İslâm dünyasında IŞİD/DEAŞ gibi terör örgütleri bu kadar kolay zemin bulabilir miydi?

“DEAŞ’a karşı en iyi çözümün demokratikleşme sürecine devam edilmesi” olduğu yönündeki tesbit de çok önemli. Hak, hukuk, adalet ve demokrasinin tam manasıyla işlediği ülkelerde; yanlış yorumların taban bulması mümkün olur mu?

“Sahil-i selâmet/güvenli sahil; kurtuluşa erilen yer”e ulaşmak için çareyi doğru yerde arayalım vesselâm.

Okunma Sayısı: 1872
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı