"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bütün yollar adalete çıkar

Faruk ÇAKIR
18 Kasım 2016, Cuma
Kabul etmek gerekir ki, diplomatik yollarla hak arama ile kavgayı birbirinden ayıramadığımız müddetçe zarar eden biz oluruz. Uluslar arası ilişkiler buna en büyük delil.

Türkiye’yi idare edenler belki de milletin de hoşuna giden bir yolu tercih edip ekseriyetle sert tartışma ve hatta kavgayı tercih ediyorlar. Duyguları harekete geçirdiği ve yıllardan beri telkin edilen “Bir Türk dünyaya bedeldir” anlayışını takviye ettiği için ekseriyetin hoşuna giden bu tavır uzun dönemde kaybetmemize sebep olabilir.

Nitekim 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül son dönemde AB üyelik müzakereleri sürecinde yaşananları sağlıklı bulmadığını ifade edip önemli hatırlatmalarda bulunmuş.

“Cumhuriyet iradesini ne kadar çok demokrasi ile taçlandırırız, ne kadar ileri demokratik standartlarla bir araya getiririz, en büyük sınavımız burada” diyen Gül, Kalite Derneği’nin düzenlediği 25. Kalite Kongresi’nin açılışındaki konuşmasında şöyle demiş: “188 ülke içerisinde insanlık, gelişmişlik endeksi açısında bakıldığında maalesef hâlâ çok ortalardayız. Yeni normlar gerekiyor. Asla mevcut normlara alışmamak gerekiyor. Bunu da daha güzelle ve daha mükemmelle ve daha kaliteye ulaşmak için zorlamak gerekiyor.”

Ülkenin dinamik nüfusunun ekonomik ve demokratik değerlerle bütünleştirilerek yeniden reformlar dönemine dönmesi gerektiğine dikkat çeken Gül, “Bizim genç, çalışkan ve dinamik nüfusumuz, ancak demokratik standartlarla, hukukla birleştirdiğimizde üretken olabilir. Türkiye’nin enerjisi aslında bu dinamik nüfusuyla, demokrasiyi, hukuku, özgürlüğü, bütün bunları birleştirmektir. Bunları birleştirdiğimizde Türkiye’nin büyük enerjisi ortaya çıkacaktır” demeyi de ihmal etmemiş.

Hukukun üstünlüğünü, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işler hale gelmesini, kuvvetler ayrılığını barındıran yönetim sistemini gerçekleştirmenin önemine işaret eden Gül şunları da söylemiş: “Bütün bunları gerçekleştirdiğimizde biz ancak orta gelir tuzağından kurtulup bir üst gelir grubuna geçebiliriz. Yoksa çok daha fazla fabrika kurmak, bizi daha mutlu, özgür ve güvenli ortama taşıyamaz. Ancak ekonomik gelişmelerle, demokratik gelişmeleri birleştirdiğimiz anda biz bu çıtayı yakalayabiliriz ve bu kritik eşiği aşabiliriz.” (AA, 15 Kasım 2016)

Kavga ile, restleşme ile bir yere varılamayacağı bundan daha iyi nasıl ifade edilebilir ki?

Genç nüfusa sahip olmakla övünüyoruz. Peki bu nüfus nasıl verimli hâle gelecek?: Demokratik standartlarla, hukukla birleştirildiğinde...

Şu tesbit de çok önemli: “Daha fazla fabrika kurmak, bizi daha mutlu, özgür ve güvenli ortama taşıyamaz. Ancak ekonomik gelişmelerle, demokratik gelişmeleri birleştirdiğimiz anda biz bu çıtayı yakalayabiliriz ve bu kritik eşiği aşabiliriz.”

Bu tesbiti “Önce ekmek değil, önce hürriyet” olarak okumak yanlış mı olur?

Havanda su dövmeyelim: Türkiye’nin derdi de belli, çaresi de. Daha fazla hak, daha fazla hürriyet, daha fazla adaletle ekonomik ve sosyal sıkıntıları geride bırakırız. Başka yerde çare arayanlara bir defa daha hatırlatmak lâzım.

Okunma Sayısı: 3001
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı