Ortada büyük bir yangın var ve maalesef bazıları bu yangına alev taşıyor, körük taşıyor, benzin taşıyor!
Ortadaki yangın terör yangınıdır. Çeyrek asrı geride bırakan ve neredeyse yarım asra yaklaşan bir yangın bu. Zaman zaman alevleri azalsa da bu yangın bir türlü sönmüyor ve ‘ifsat şebekeleri’nin rüzgârıyla can yakmaya devam ediyor.
12 Ocak 2015 Salı günü Sultanahmet’te patlayan bomba, unutmamamız gereken terör tehlikesini bir defa daha hatırlattı. Çoğu yabancı turist olmak üzere ölenler ve yaralananlar oldu. Garip olan durum, böyle terör hadiselerinden sonra bile ‘kavga’ların devam edebilmesidir. Bu hadiseler sonrasında, çare ve tedavi noktasında birlik sağlanamayacaksa başka ne zaman sağlanacak?
Türkiye’yi idare edenlerin hatası, bu hadiseleri ‘teröre karşı ittifak’a dönüştürememesidir. İnsaf ehli herhangi bir kişi çıkıp, bu çirkin eylemi savunabilir mi? Azınlığın azınlığı bir kişi savunsa bile, taraftar ve destek bulabilir mi? O halde bu hadiseler teröre karşı ittifakı temin edebilmelidir. İdarecilerin bu noktada çok dikkatli bir dil kullanması ve herkesi bu yangını söndürmeye dâvet etmesi icap eder. Hangi isim ve resim altında olursa olsun, terör kınamayı, itirazı, lâneti hak eder. Terör yangınını görüp, bunu söndürmek için ‘su’ taşımak istemeyen olabilir mi?
Terörle mücadele kolay olmadığı gibi, terör haberlerinin duyurulması da büyük hassasiyet ister. Bu konudaki haberler iki ucu keskin bıçak gibidir. Bir taraftan insanları teröre karşı bir araya getirirken, öte yandan da teröristlerin propaganda aracı olma ihtimali vardır. Terörün ve teröristlerin bir maksadı da propaganda değil midir?
Birlik olup, terör ateşine su taşıma noktasında yarış yapılırsa bu ateşin alevleri sönmeye yüz tutar. Türkiye’yi idare edenlerin buna öncülük etmesi beklenir. Kim ki terör ateşine su taşıyor ona destek olunmalı. Kim de terör ateşine alev, körük ve rüzgâr taşıyorsa onlara main olunmalı. İdarecilerin beyanları bu noktada ayrı bir önem kazanıyor. Gerginliği daha da arttıran değil, beraberliği teşvik eden bir dil kullanılmalı. Taraftarların hoşuna gider şekilde sözler sarf etmek belki alkış alır, ama maalesef terör yangınını söndürmeye yetmez. Bu noktada milyonlarca ‘su taşıyıcı’ya ihtiyaç vardır.
Bazıları, alevleri yükselen ve her yeri tehdit eden terör yangınını görmeme, duymama politikası takip etmek isteyebilir. Keşke yangını görmemek çare olsa! Ne yazık ki yangını görmemek, yok saymak onu söndürmeye yetmiyor. O halde yangını göreceğiz, tehlikenin farkında olacağız; ama su taşımayı tercih edecek. Her kim bu yangını söndürmek için su taşımak istiyorsa onlara tebrik, her kim de yangını alevlendirmek için rüzgâr olup esiyorsa ona tenkit gerekir.
Tabiî ki bu mesele sadece ‘su’ ve ‘rüzgâr’ meselesi de değildir. Problemin kökleri çok eskilerde ve derinlerdedir. Maalesef, yıllar önce atılan yanlış adımlar oldu. İnatla ve ısrarla ‘rüzgâr’ ekilmek istendi. Rüzgâr ekilip de fırtına biçilmemesi mümkün mü?
Hep birlikte duâlar eşliğinde su taşımaya devam edelim. İnşallah terör alevleri sönmeye mahkûmdur.