Suriye’de yaşananlar unutuldu, unutuluyor derken sınırdaki IŞİD hedefleri bombalandı ve tanklar sınırdan Suriye’ye girdi. Temennimiz Suriye’nin Türkiye açısından bir bataklık haline gelmemesi.
Türkiye kendi meseleleriyle meşgul olurken komşularımızdaki yangın da her geçen gün yükseldi, alevlendi. Ülkemizin öncelikle kendi iç meselelerini yola koyması elbette gereklidir. Başkasına yardım edebilmenin ilk şartı, ayakta ve dik durabilmektir. Terör belâsıyla karşı karşıya olan bir ülkenin başkalarına, komşularına el uzatması elbette kolay değil.
Birleşmiş Milletler’i (BM) haklı olarak eleştiriyoruz, ama Suriye’de yaşanan sıkıntıları da yine onlar vasıtasıyla öğrenmiş oluyoruz. BM İnsanî İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Stephen O’Brien, BM Güvenlik Konseyi ve bütün ilgili ülkelere, Halep’e insanî yardım ulaştırılabilmesi için çatışmaların durması çağrısı yapmış.
Belki bu çağrı da ilk değil. Ancak bir farkı var. BM İnsanî İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı O’Brien, Halep’teki durumu anlatırken açıkça BM’yi eleştirmiş. Konu ile ilgili açıklama yapan O’Brien, Halep’in doğusundaki 275 bin kişi ile batısındaki yaklaşık 1 buçuk milyon kişinin hayatını devam ettirebilmesi için lâzım olan zarurî malzemelerden mahrum olduğunu hatırlatmış.
“Halep’te Suriye krizinin başından bu yana yaşananların çok ötesinde bir insanî krizle karşılaşma riski görüyoruz” diyen ve BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, taraflar üzerinde etkisi olan herkese çağrı yapan O’Brien, “Suriye krizinin bu aşamaya gelmesi dolayısıyla çok çok kızgınım. Halep’te bugün yaşananlar ve genel olarak Suriye’deki beş yıllık trajedi, bütün insanî, ahlâkî değerlere hakarettir. Bu yaşananlar siyasî diyaloğun özellikle de BMGK’nın başarısızlığının eseridir. Artık farklılıkları bir kenara bırakarak bu insanî ayıba bir son vermenin vaktidir” demiş. (AA, 22 Ağustos 2016)
Kalplerini bilemeyiz, ama sözlerine bakınca Stephen O’Brien’in “Birinci Avrupa”yı temsil eden bir siyasetçi olduğu kanaati hasıl oluyor. Çünkü O’Brien, çalıştığı BM’ye en ciddî eleştiriyi yöneltmekten çekinmemiş. Üst düzey bir BM yöneticisinin “Suriye’deki beş yıllık trajedi, bütün insanî, ahlâkî değerlere hakarettir” demesi hafife alınabilir mi?
Her imkân ve fırsatta dünyadaki “Birinci Avrupa” anlayışında olan insanlarla [sosyal hayata faydalı san’atları, adalet ve hakkaniyete hizmet eden anlayışı temsil edenler] işbirliği yapmak gerektiğini görmek, hatırlamak ve hatırlatmak lâzım. Türkiye’yi idare edenlerin bir yanlışı da bu noktada ortaya çıkıyor. Dünyaya ve Avrupa’ya yekpare, tek parça olarak bakıyor ve gördükleri kötülüklerin, yanlışların bütün dünyayı, ya da Avrupa’yı temsil ettiğini düşünüyorlar. Oysa hem dünyada hem de Avrupa’da insaniyeti öne çıkaran O’Brien benzeri siyasetçi ve idareciler vardır. Onlarla yapılacak iş birliği kötüleri ve kötülükleri mağlûp etmeye kuvvet verir.
Bizim ya da dünyanın Suriye’de yaşananları unutması neticeyi değiştirmiyor. İnsanlık uyanmalı ve en başta Suriye’de yaşananlar olmak üzere bütün ‘ayıp’ları bertaraf etmeli.