En başta, “Bizi bu üniversiteler mahvetti!” sloganının insaflı bir tesbit olmadığını kabul ediyorum.
Ancak, “Sözün gelişi” söylenmiş de olsa, hakikat payı olduğu da inkâr edilemez.
Her konuda olduğu gibi bu meselede de toptancılık yapıp, bütün üniversiteleri aynı ‘liste’ye de yazamayız. Eğitimini en iyi şekilde vermeye gayret eden, gerçek anlamda ‘ehil insanlar’ yetiştiren okullar, üniversiteler, öğretmenler, uzmanlar vardır. Onları tebrik eder, daha da iyi olmalarını temenni ederiz.
Bununla birlikte, bütün bir eğitim sisteminin problemlerle karşı karşıya olduğu ve bilhassa üniversite eğitiminin yeterli olmadını da söyleriz. İşinin hakkını verenleri ayrı tutarak, üniversite meselesinin ‘birinci gündem maddesi’ olması icap ettiğini de hatırlatırız.
Azerbaycan devlet petrol şirketi Socar’ın Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, ülkemizdeki üniversite eğitimine ağır eleştiriler sıraladı. Aslında bu eleştirilerin, bir bütün olarak iş dünyasından geldiğini kabul etmek lâzım. Kimileri bunu ifade etmese de, sanayici ve tüccarlar büyük ölçüde SOCAR’ın CEO’su Kenan Yavuz gibi düşünüyor.
3.6 milyar liralık cirosu ile Türkiye’nin en büyük 16. sanayi kuruluşu olan Socar Türkiye CEO’su Yavuz’un tartışma başlatan twitter mesajlarının özetlenmiş bir kısmı şöyle:
“Bazı üniversitelerin yaptığı reklâmlar ibretlik. YÖK denilen kurum aileleri ve çocuklarımızı kandırmaktan vazgeçmelidir. Üniversite! bitirip ortalığa dökülen milyonlarca genç var. Nitelikli ara işgücü bulamıyoruz. Üniversite bitirdim diye eline diploma alan, ben ne zaman müdür olacağım demeye başlıyor. Buradan YÖK’e sesleniyorum, gelecek üç yıl içinde binlerce meslek eğitimli işçi istihdam edeceğim. Üniversite mezunlarına ise kapım kapalı. Ailelere sesleniyorum, Sitcom Üniversitelere [komik, komedi], çocuklarınızı gönderip hayatlarını karartmayın. İş bulamazlar. Anadolu’nun köylerine uluslar arası ilişkiler bölümü açan YÖK, yazık değil mi bu çocuklara, onlara ümit bağlamış ailelere? Üzülerek söylemek zorundayım, lütfen bana Üniversite! mezunu CV yollamayın. Bakmadan çöpe atıyorum. YÖK eğer talep ederse, çöpe attığım üniversite mezunlarının CV’lerini kendilerine hediye edebilirim. Gecekondu üniversiteler kuruluyor. Buralardan mezun çocuklarımız ve ailelerin beklentileri yükseliyor. Sonrası ise vahim.”
Bu tesbitlere kim itiraz edebilir? Acı, ama gerçek bu. Bir yanda çalışacak insan arayan sanayici ve iş adamları, öte yandan diploması olan milyonlarca işsiz genç. Yıllardan beri devam eden bu çelişkiye kim çare olacak? Tek başına üniversite açmanın işsizliğe çare olmadığını görmek için daha kaç yıl beklenecek?
Dertler sıralanmış, peki çare nedir? SOCAR’ın CEO’su Kenan Yavuz’un teklifi var: “Meslek Yüksek Okulları ve teknik meslek eğitimi teşvik edilmeli, teknik olmayan Meslek Yüksek Okulları kapatılmalıdır. Eğitim planlaması en önemli meselemizdir. Japonya, Kore ve Almanya mu’cizelerinin altında yatan, nitelikli ara işgücü ve kaliteli üniversite eğitimidir. YÖK sürdürülemez bir düzen kurdu. Kaynaklarımız heba oluyor, yazık oluyor. Radikal reformlar yapılmalıdır.”
Bu mesele çok su götürür, ama önümüzde sürüp giden bu yanlışı görmezden de gelemeyiz. Çok acele, bu meselelerin konuşulduğu toplantılar düzenlenmeli. Eğitim meselesi, hükümetlerin gelip gitmesinden daha önemlidir.
Bizi sadece bu yanlış ‘tercih’ler değil, vurdum duymazlık da mahvetti!