Yine büyük bir terör hadisesi ile sarsıldık. Gözü dönmüş teröristler dünya sıralamalarında yeri olan Yeşilköy Hava Limanı’nı hedef aldılar.
El bombası ve tüfeklerle insanlara saldıran caniler, sonunda kendilerini de patlatıp hesap vermeye gittiler. Saldırı neticesi vefat edenlere Allah’dan rahmet ve mağfiret dilerken, yakınlarına da başsağlığı dileriz. Hepimize büyük geçmiş olsun, Mevlâm beterinden milletimizi ve insanlığı muhâfaza etsin inşâallâh.
Bu ve benzeri terör hadiselerinin her ülkede meydana gelebildiği bir gerçek. Ancak önemli olan, idarecilerin bu saldırılar öncesinde ve sonrasında ne yaptığı, nasıl davrandığıdır. Türkiye’deki idareciler daha ilk dakikada “Her türlü tedbir alınmıştı. Kesinlikle bir ihmal ve zaaf yok” benzeri tesbitlerde bulunmak sûretiyle hadisenin ayrıntılarını araştırmayı ve tartışmayı ertelemiş oluyorlar.
Elbette terör gibi hadiseler hakkında ilk söz uzmanların olmalıdır. Terör konusunda söz sahibi olanlar benzer hadiselerin meydana gelmemesi için çok daha dikkatli olmak gerektiğini ifade ediyorlar. Benzer hadiseler başka ülkelerde meydana geldiğinde istifa müessesesinin çalıştığı görülür. Nedense bizde böyle bir alışkanlık yok. “İstifa etmenin ne faydası olur ki?” diye itiraz edenler de olabilir. Elbette tek başına istifa, terörü önlemeye yetmez. Fakat böyle bir adım siyasî sorumluluğa sahip çıkmak anlamına gelir. İdareciler başarılara sahip çıktıkları gibi, başarısızlıklara da sahip çıkmak durumundadırlar. Hatırlanmalıdır ki İngiltere’de bir referandum yapıldı ve idarenin beklemediği bir netice ortaya çıkınca başbakan istifa kararı aldı. İdarecilerin siyasî sorumluluklarını yerine getirmesi icâb eder.
Azalarak sona ermesi beklenen ve umulan terör hadiselerinin alevlenmesi Türkiye’yi idare edenleri iki defa düşündürmeli. Başka tartışmaları bir yana bırakıp mutlak sûrette silâhlı terörle mücadelenin birinci gündem maddesi olması gerekir. Onlarca kişinin öldüğü terör hadiseleri yaşanırken ayrıntılarla boğuşmak ve kavga etmek Türkiye’ye ne kazandırır?
Terörle mücadele birinci gündem maddesi olmalı ve boş övünmeler de terk edilmeli. İdarecilerin beyanları ile yaşananlar birbiriyle örtüşmüyor. “Uçan kuştan haberimiz var. Teröristlerin kökü kazındı” benzeri garantiler verilirken meydana gelen bu saldırılar izah edilebilir mi?
Teröre ve teröristlere teslim olmaya elbette itiraz edilecek. Ancak bu durum terörü ve teröristleri hafife almak mânâsına da gelmemeli. Sadece övünerek terörle mücadele edilemez. Daha dikkatli, daha tedbirli olmak gerekir. Bu saldırılarda ekseriyetle canlı bombalar kullanıldığına göre ‘canlı bomba üretim merkezleri’ni devre dışı bırakacak politikalar üretilmeli.
Türkiye terörle mücadeleyi birinci gündem maddesi yapmadıktan sonra bu belânın kökünün kazınması kolay olmaz. Maddî ve manevî tedbirleri bir araya getirerek bu musîbeti başımızdan savmak durumundayız.
Yâ Rab! Milletimizi, memleketimizi ve âlem-i İslâmı benzer musîbetlerden muhâfaza eyle. Âmîn.