Siyasetçilerin kabahatlerinden biri de eksik bilgilerle vatandaşı avutmalarıdır.
Gerek ekonomi ve gerek siyasî hayatta pek çok bilgi doğruları anlatmak çok uzak. Elbette siyasetçiler vatandaşa umut verecek şekilde vaatlerde bulunacak, ama bu ölçülü olmak durumunda değil mi?
Karşımızda büyük bir terör problemi var ve millet olarak bununla mücadele ediyoruz. Bildik bileli bu mesele hafife alınır ve sanki bugün ya da yarın terör sona erecekmiş gibi sözler söylenir. En büyük hata bölücü ve kanlı terörü basit mesele olarak görmekle başladı. Yeri geldi üç beş çapulcu dendi, yeri geldi yaza kalmaz bu mesele biter dendi, yeri geldi son darbe dendi ve bu günlere geldik.
Terör bugün de büyük meselelerimizden biri. Hem de uluslar arası ifsat şebekelerinden destek gören bir hal aldı. Yıllardan beri mücadele yapılıyor, ama tam olarak sona ermiş değil. Bu konuda millete yeterli bilgi verilmediği kanaati hakim. Meselâ, 30 yıldır devam eden bir mücadeleden bahsediyoruz ve bir gün “Filan tepe ilk defa ele geçirildi” şeklinde bir haber duyuyoruz. Peki bunca yıl o tepe ele geçirilmemiş ve şimdi ele geçirilmişse niçin bunca yıl millet yanıltıldı?
Benzer bir sıkıntının sınır boyunda yaşandığı akla geliyor. Geçen gün Güneydoğu ve Doğu’da sınır ticaretinin arttırılması yönünde Bakanlıkça çalışmalarının sürdüğünü anlatan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci şöyle demiş: “Suriye ve Irak sınırına güvenlik nedeniyle duvarlar örüyoruz. Geçişleri kontrol altına almak istiyoruz. Bu bağlamda oradaki insanlarımızın karşı ülkelerle ticaretini yavaşlatmama adına yeni kapıları da hayata geçiriyoruz. Sınır ticaretlerinde gümrük vergilerini sıfırlayacağız. Dolayısıyla artık kaçak yollardan eşya getirmeye gerek kalmayacak.” (AA, 24 Eylül 2016)
“Geçişleri kontrol altına almak istiyoruz” ifadesini nasıl anlamak lâzım? Bilmana geçişlerin arzu edildiği nisbette kontrol altında olmadığı akla gelmez mi? Peki vatandaşa sorulsa böyle bir hadiseye ihtimal verebilir mi?
Türkiye’nin bilhassa güneydoğu sınırlarının kontrolünün kolay olmadığı her zaman dile getirilir. Sınırların uzun olması, bazı yerlerde coğrafi şartların zorluğu hep bilinir ve söylenir. Bununla birlikte sınırların tam kontrol altında olması gerektiği her halde tartışılmaz. Aynı şekilde sınıra duvar örülmesi gibi teklifler geçmiş yıllarda da konuşulup tartışılmıştır. Bilhassa terörü sona erdirmek için böyle bir çalışma gerekiyorsa geç bile kalınmıştır. Mesele problemin ne olduğunu iyi teşhis etmektir. Ve eğer çare duvar örmekse böyle bir çalışma bu güne kadar niçin yapılmamıştır? İşin ucunda ve sonunda terörü önlemek varsa burada maddî imkânların sınırlı olması dahi söz konusu olamaz ve olmamalı.
Eğer bugünden sonra sınırlar daha sıkı kontrol altına alınacaksa şimdiye kadar yanlış yapıldığı ve millete de doğru bilgilerin verilmediği itiraf edilmelidir. Vatandaşa sorulsa sınırların tam olarak kontrol altında olmadığına ihtimal verebilir mi? Vermez, çünkü meydanlarda ve televizyonlarda söylenenlere göre her şey kontrol altında... Olması gereken sınırların en uygun şekilde kontrol altında tutulmasıdır. Yanlış olan ise bunu düne kadar, ya da bugüne kadar tam olarak yapamamış olmaktır.
Millete acı da olsa doğrular ve gerçekler söylensin ki hayal âleminde yaşanmasın.