"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman, müstebitlere karşıdır!

Faruk ÇAKIR
24 Aralık 2014, Çarşamba
Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin en fazla karşı olduğu hallerden biri de istibdat, baskı ve zulümdür.

Öyle ki, istibdadın, baskının; başka elbiseler giyerek milleti yanıltmasına da itiraz eder. Bediüzzaman’ın nezdinde istibdat; âlimlerden de, velilerden de, padişahlardan da gelse aynı itirazı görür.

Eski bir milletvekili ve aynı zamanda gazeteci yazar, Bediüzzaman’ın istibdada ve baskıcı yönetimlere karşı duruşunu yanlış yorumlayıp, o yanlış bilgiden hareketle işi hakarete vardırmış. Tabiî ki boş lâfların bir kıymeti yok, ama mide bulandırır. Merhum Mehmed Âkif’e de ithamlarda bulunulan aynı yazı, hakikaten temelsiz. 

Herkes bilsin ki Bediüzzaman, kimden gelirse gelsin istibdada, baskıya, zülme ve haksızlığa karşı çıkmıştır ve bunu eserlerinde haykırmıştır. Unutanlar için Bediüzzaman’ın bazı tesbitlerini hatırlatalım:

“Evet, ben neseben ve hayatça avam tabakasındanım. Ve meşreben ve fikren ‘müsavât-ı hukuk’ mesleğini kabul edenlerdenim. (...) Onun için, bütün kuvvetimle adalet-i tâmme lehinde, zulüm ve tegallübün ve tahakküm ve istibdadın aleyhindeyim.” (Tarihçe-i Hayat, Barla Hayatı, s. 164)

“İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrûtiyet, adalet ve Şeriattır. Padişah, Peygamberimizin (asm) emrine itaat etse ve yoluna gitse halîfedir; biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tabî olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar.” (Age, İlk Hayatı, s. 57)

“(...) İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım.” (Age, s. 63)

“(...) İşte yahu, Sultan Abdülhamid’in mecbur olduğu istibdadını hürriyet zanneden...” (Beyanat ve Tenvirler, s. 42)

Evet, Bediüzzaman Hazretleri; Sultan Abdülhamid’e değil, onun ‘istibdad’ına karşıdır. Zaten bunu eserlerinde ifade etmiştir. Hem de istibdadı çok iyi tarif ve tasnif ederek. Keşke herkes Said Nursî gibi istibdada karşı çıksa... Keşke hiç kimse istibdadına güzel elbiseler giydirip milleti kandırmaya çalışmasa... Keşke herkes, en büyük cihad olan zalim idareciye karşı hakkı, doğruyu, iyiyi haykırsa...

Çok daha önemli olan nokta, adı geçmeyen bu eski vekilin ve yazarın, Bediüzzaman’a iftira atarken bir faninin gözüne girmek istemesidir! Temelsiz bir iddiayı gündeme taşıyan eski vekil/yazar, vekilliğini borçlu olduğu genel başkanını, Sultan Abdülhamid’e benzetip, güya ona karşı çıkanları da bu yolla eleştirmeye kalkmış! Mutlaka her insan, bir cihetle başka bir insana benzeyebilir; ama acaba savunduğu genel başkanı hangi cihetiyle Sultan Abdülhamid’e benziyor? Eğer, istibdat cihetiyle benzemesini savunuyorsa; her kimden gelirse gelsin istibdada itiraz edilmelidir. Ne ölçüde benzediğini elbette millet ve tarih karar verecektir. Ancak biz, hadiseye prensipler penceresinden bakıyor ve Üstad Bediüzzaman gibi tekrarlıyoruz: “İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın; rastgelsem sille vuracağım.”

Hem şu tesbite kim itiraz edebilir: “Padişah, Peygamberimizin (asm) emrine itaat etse ve yoluna gitse halîfedir; biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere (asm) tabî olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar.”

Bizim için mesele bu kadar nettir... Zulmedenler kim olursa olsun, onlara itiraza devam...

Okunma Sayısı: 1855
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı