"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Avrupa’yı geçmek

Faruk ÇAKIR
08 Kasım 2016, Salı
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, neredeyse bir asır önce “Zaman âhirzamandır, gittikçe daha fenalaşacak” diyenlere itiraz etmiş ve şu tarihi cevabı vermiştir: “Neden dünya herkese terakki dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun?

Münazarat’ta (s. 87) yer alan bu bahis, her türlü ümitsizliği reddeder İslam aleminin bahtının açık olduğunu hatırlatır.

Ümitvar olmayı icap ettiren benzer bir bahis de Divan-ı Harb-i Örfi adlı eserde (s. 77) yer alır. Avrupa’nın kalkındığından bahisle İslam dünyasının geri kalmışlığını tenkid edenlere şöyle hitap etmiştir: “(...) Zira onlar kâh öküz arabasına binmişler, yola gitmişler; biz birden bire şimendifer ve balon gibi mebâdiye (yeni icatlara) bineceğiz, geçeceğiz. (...) Nasıl ki vaktiyle geçmiştik.”

Ülke olarak maddî ve manevî sıkıntılarla boğuştuğumuz inkâr edilemez. Hadiseler ümitsizlik yaysa da istikbalin bizim, Müslümanların, İslam dünyasının olduğunu kabul etmek lazım. Tabii ki çalışmak ve gayret sarfetmek şartıyla.

Türkiye’nin Avrupa ile ilişkileri her zaman sancılı olmuştur. Yine Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “Biz müteharrik-i bizzat değiliz, bilvasıta mütehharikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz.” (Beyanat ve Tenvirler, s. 116) Avrupa ile ilişkilerde Avrupa’nın yekpare ve tek olmadığını aksine farklı dünya görüşlerine sahip ‘iki farklı Avrupa olduğunu’ görmek gerekir. Dolayısı ile ‘birinci Avrupa’nın iyi, ‘ikinci Avrupa’nın kötü, fana olduğunu bilip ona göre adım atmak Türkiye’nin menfaatinedir.

İdarecilerimizin Avrupa ile ilişkilerindeki bazı icraatları ‘bindiği dalı kesmek’ anlamına geliyor. “İkinci/kötü Avrupa”nın icraatlarına kızıp, “Birinci/iyi Avrupa” ile de yollar ayrılmak isteniyor. Tabii ki bu bakış açısı sadece Avrupa ile olan meselelerde değil, dünyadaki bütün münasebetlerde ölçü olarak alınmalı. 

Bern Üniversitesinden Türkiye uzmanı Christoph Ramm, geçen günlerde yaptığı bir değerlendirmede Türkiye’nin dış dünyadan izolasyon yolunda olduğunu ileri sürmüş. Bu durumun iç politik nedenlerden kaynaklandığını belirten Ramm, mülteci konusu ile vize meselesinin kıyaslanmasına da itiraz etmiş. (http://www.dw.com, 4 Kasım 2016)

Hem içeride hem de dışarıda büyük, derin ve geniş dertlerimizin olduğu bir vakıa. Bu dertlere doğru teşhis koyup uygun tedaviler uygulayabilirsek mesele kalmaz. 

Sadece Avrupa’daki değil, bütün dünyadaki ‘iyi’lerle birlikte hareket etmeyi becerebilirsek Türkiye’ye ve İslam dünyasına kurulmak istenen tuzakları boşa çıkarabiliriz. Bunu yapmayıp ‘Keskin sirke küpüne zarar’ anlamına gelecek şekilde adımlar atılırsa hepimiz zarar etmiş oluruz.

Evet, “Neden dünya herkese terakki dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun?”

Ömrü olan, bizi kağnı arabaları ile geçen Avrupa’yı ‘tren’ ya da ‘uçak’larla geçtiğımize şahit olur inşallah...

Okunma Sayısı: 2257
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Serdar celik

    8.11.2016 16:31:52

    Sirf sendikadan dolayi ihracim para pul bitti bitiyor kimse is vermiyor Coluk cocuk perisaniz ne yapalim Allah inanci olanlar eyyy muslumanlar Ne yapalimmm ölelim mi.?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı