Almanya’nın Köln şehrinde Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği (DİTİB) tarafından Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Lanxess Arena’da bir toplantı düzenlenmiş. Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle başlayan toplantıya, Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff da katılmış ve dâvetlileri, “Selâmün aleyküm” diyerek selâmlamış...

Daha önce de pek çok defa konuşmalarında “İslâm Almanya’ya aittir” diyen Almanya eski Cumhurbaşkanı Wulff, 20 bin kişinin katıldığı toplantıda da dikkat çekici tesbitlerde bulunmuş. 

Christian Wulff, ‘Kutlu Doğum Haftası’nın [Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) doğumu vesilesiyle kutlanan hafta/FÇ] Köln’de farklı ülkelerden Müslümanlarla hep beraber kutlanmasının önemine dikkati çekmiş ve Kur’ân-ı Kerîm’in şiddet ve terörü tasvip etmediğini söylemiş. 

“Birbirimizi ne kadar tanırsak, birlikte o kadar mutlu yaşarız” şeklinde konuşan Wulff, toplantıda gösterilen sinevizyon filmine atıfta bulunarak, “Filmde birlikte hayat gösterildi. Allah bunu hepimizden istiyor” da demiş. 

Paris’te yaşanan terör saldırısının Almanya’daki bütün farklı dinleri bir araya getirdiğine de işaret eden Wulff, “Yahudi marketine düzenlenen silâhlı baskında insanları derin dondurucuya saklayarak hayatlarını kurtaran Malili Müslüman Lassana Bathily isimli genç, ‘Hepimiz aynı gemideyiz. Bu krizden çıkmak için birbirimize yardım etmeliyiz’ demişti. Bu ifade beni çok etkiledi” demeyi de ihmal etmemiş. (AA, 11 Nisan 2015)

Aynı toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de son yıllarda İslâm ve terör kelimelerinin çok sık yan yana geldiğine dikkati çekerek, bunun ancak yüksek bir fazilet, bilgi, hikmet ve marifetle yüreklerden silinebileceğine dikkat çekmiş. 

Görmez’in bir tavsiyesi daha var: “Lütfen evlerde ders halkaları oluşturalım. Çocuklarımızla, gençlerimizle, beyefendilerle bu hafta içerisinde Sevgili Peygamberimiz’in hayatını en güzel bir şekilde okuyan, anlatan çok güzel bir kitabı hep birlikte okuyalım ve onun rahmet iklimini kendi dünyamıza, onun saadetini kendi hanemizin saadetine taşımanın yollarını arayalım.”

Eğer bu tavsiyeye uyulur ve evlerimizde sadece bir hafta için değil, bir ömür boyu ‘ders halkaları’ kurulursa, pek çok sıkıntıyı geride bırakabiliriz. Bu sözler bize, “Mümkün ise evinizi birer Medrese-i Nuriye haline getirin” anlamındaki tavsiyeyi hatırlattı... Zaten Risale-i Nur okuyanların da maksadı bu değil mi? Bu yolla evlerimiz birer üniversite olmaz mı?

Toplantıda konuşan Almanya eski Cumhurbaşkanı Wulff’un “Selâmün aleyküm” diyerek söze başlaması sıradan bir hadise değildir. Bu sebeple can-ı gönülden “Aleyküm selâm Christian Wulff” diyoruz. Almanya’daki bir siyasetçinin selâm vererek konuşması, Türkiye’deki idarecilerin selâm vererek başlamasından çok daha önemlidir. Alman idarecinin bu tavrı, olsa olsa ‘inançlara saygı’ olarak yorumlanabilir.

Avrupa’dan gelen bu ve benzer şekildeki müjdeli haberler, “Avrupa ve Amerika İslâmiyetle hamiledir; günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak” (Hutbe-i Şamiye, s. 36-38) şeklindeki müjdenin tahakkukunu haber vermiş oluyor. 

Hâzâ min fadli rabbî. Bütün bunlar Rabbimizin lütfundan, ikramındandır.