Ailenin korunması sadece bir milletin, bir ülkenin değil bütün insanlığın meselesidir.
Nitekim en asrî, en serbest, en havaî insanlar da ailenin ve çocukların korunmasını fıtrî bir meyille arzu eder.
Almanya’da düzenlenen bir toplantıda “Alman aile yapısı dramatik şekilde değişiyor” tesbiti yapılmış. Dönemin Düsseldorf Aile ve Sosyal Politikalar Ataşesi Raci Mazı, Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğu’nda düzenlenen “Koruyucu Aile Bilgilendirme Semineri”nde koruyucu aile ve koruyucu aile adaylarına hitap etmiş.
Almanya’da çocuk ve aile konusunda iki konunun yanlış bilindiğine işaret eden Mazı, “Alman Gençlik Dairelerinin, özellikle yabancı kökenlilerin çocuklarını ellerinden aldığı yönündeki yaklaşım yanlış olduğu gibi yabancı kökenlilerin çocuklarına kötü davrandığı algısı da kesinlikle gerçeği yansıtmıyor” şeklinde konuşmuş.
Aile ve Sosyal Politikalar Ataşesi Raci Mazı Almanya konusunda şu bilgileri de paylaşmış: “Alman Federal Suç Dairesi (BKA) verilerine göre, 2015’te 0-14 yaş arası 130 çocuk öldürülmüştür. 2000-2015 arasında aynı yaş grubuna mensup öldürülen çocuk sayısı 3 bin 61’dir. 2015 itibarıyla bir yıl içinde 13 bin 928 çocuk cinsel istismara uğramıştır. Bu yaklaşık 1 haftada 270, 1 günde ise 38 çocuğun cinsel istismara uğradığı, yaklaşık 1 haftada da 3 çocuğun öldürüldüğü anlamına gelmektedir. 2015 itibarıyla Türkiye’de doğan bir milyon 325 bin 783 çocuğa karşın Almanya’da 737 bin 575 çocuğun doğduğunu düşündüğümüzde, karşılaştırmalı olarak burada önemli bir çocuk dramının yaşandığını söyleyebiliriz.”
Alman aile yapısının her geçen gün dramatik şekilde değiştiğini hatırlatan Raci Mazı, Almanya’da çocuk sahibi olma oranının düşük olmasına da dikkat çekip şunları ilâve etmiş: “2012 itibarıyla 40-44 yaş arası kadınların yüzde 22’si çocuksuzdur. Bu oran büyük şehirlerde artmakta, Hamburg’da yüzde 32’ye ulaşmaktadır. Yaklaşık olarak 40-44 yaş arası her 4 kadından biri büyük şehirlerde ise her üç kadından biri çocuksuz.” (AA, 19 Kasım 2016, Hürriyet, 20 Kasım 2016)
Alman aile yapısı dramatik şekilde değişiyor da Türkiye’deki aile yapısı, aile yapımız değişmiyor mu? Yani Avrupa, Almanya, Amerika ya da başka ülkeler tehlikenin eşiğinde de biz koruma altında mıyız? Allah’a şükürler olsun ki kısmen ve nisbeten daha iyi durumdayız; ama bu ilgisizlik, bu bilgisizlik, bu vurdumduymazlık devam ederse üzüldüğümüz ülkelere benzeme ihtimali vardır.
Türkiye’nin ve idarecilerin bir hatası da gerçekleri görmemek ya da inkâr etmektir. Almanya’nın içinde bulunduğu feci durumu tesbit etmişiz, ama kendi durumumuz aynı şeffaflıkla ortaya konulabilmiş mi? Malûm olduğu üzere hastalık bilinirse tedavisi kolay olur. Dertler, problemler, hastalıklar görülmek istenmiyor ve bir bakıma halının altına süpürülüyor.
Ailenin karşı karşıya olduğu tehdit ve tehlikeler büyüktür. Bunları bilelim, çare arayalım ve el birliği ile tedaviye başlayalım. Allah muhafaza, bunun için yarını beklersek geç kalmış oluruz. Bu dert hepimizin ve çareyi de hep birlikte bulacağız, bulmalıyız vesselâm.