"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adaletle hükmediliyor mu?

Faruk ÇAKIR
06 Mart 2016, Pazar
Türkiye’nin önemli dertlerinden biri de adaletin sarsılmış olmasıdır.

Adaletten yana şikâyeti olmayan kimse kalmadı. Bir dönem ‘sağcı’lar, bir dönem ‘solcu’lar, bir dönem de ‘futbolcu’lar adaletin tecelli etmediğinden yana şikâyetlerini dile getirdiler. 

Ülkemiz ‘yüksek tansiyon’ sebebiyle sıkıntılar çekiyor. İdarecilerimiz, attıkları adımlarla tansiyonu yükseltmenin peşinde. Bu durum kimilerinin işine geliyor olabilir, ama uzun dönemde vücudun diğer azaları zarar görebilir.

Medya kuruluşlarına ‘kayyım’ tayini de yaygınlık kazanan bir uygulama halini aldı. Acaba yürürlükteki kanunlar ‘kabahat’leri önlemeye yetmiyor mu? Bu kararlarda adaletle davranıldığı söylenebilir mi? En temel prensip, “Birisinin hatasıyla bir başkasının suçlanamayacağı” değil mi? Toptancı bir anlayışla yapılan cezalandırmalar bu temel prensibin ihlâli olmaz mı?

Kaderin adalet ettiğini ve edeceğini de unutamayız. Rüzgâr ekmenin neticesinin fırtına olacağını da akılda tutmak lâzım. Çorbamıza doğrayacağımız şeylerin daha sonra kaşığımıza geleceği de bir gerçek. O halde, hata yapanları ikaz etmek bir vazife. Haksızlık yapanlar uzun dönemde mutlaka yaptıklarının karşılığını görür. Keser döner, sap döner bir gün gelir hesap döner. Bu bakımdan ‘mağdur’ edilenlerden ziyade ‘mağdur eden’lere acımak lâzım.

Gerek ticaretin, gerekse siyasetin çirkin yüzü her defasında ortaya çıkıyor. Türkiye’de ‘kötü ticaret yapanlar listesi’ hazırlansa, acaba ilk sırada kimler yer alır? ‘Kayyım’ tayinleri bu sıraya göre mi yapılıyor? Eğer böyle yapıldığına dair bir kanaat yoksa, adaletin tecelli ettiğinden bahsedilebilir mi? Aynı şekilde, medya hizaya sokulmaya çalışılırken, ‘kanunlara aykırı iş yapanlar listesi’ne mi riayet ediliyor? ‘Dün’kü haksızlık, ‘bugün’kü haksızlığı temize çıkarır mı? ‘Ceza’landırmada dahi bir adalet ve denge gerekmez mi? Bir tokatı hak edene, ‘bin’ tokat atılabilir mi?

Hukukçu olmadığımız için meseleyi kanun maddeleriyle izah edecek durumda değiliz. Ancak ortada kanunlara da kaynaklık eden ve herkesin bildiği temel prensipler var. Adaletle hükmetmek mülkün temeli değil mi? Peki, adaletle hükmediliyor mu?

Zaman gazetesinin de bağlı olduğu Feza Gazetecilik AŞ’ye kayyım tayin edilmesinde bu ‘temel prensip’lere riayet edildiği söylenebilir mi? Kayyımların ‘görev’e gidişleri esnasında yaşananlar, Türkiye’ye itibar katar mı? 

Türkiye bu meselelerini çok daha soğuk kanlı olarak götürmek durumundadır. Her kim olursa olsun, yaptığı işlerde adaletle hükmetmezse, kazanıyor gibi görünse de uzun dönemde kaybeder. “Her kim”e herkes ve hepimiz dahiliz. 

Tabloya bakılırsa birileri durmaksızın ‘rüzgâr’ ekip, ‘ah’ alıyor. Rüzgâr ekenlerin ‘meltem’ beklemesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Rüzgâr ekenlere acıyalım ve ıslâhları için duâ edelim. Bu hepimiz için daha isabetli bir davranıştır. Prensiplerle hareket eden kazanır.

Okunma Sayısı: 1747
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Kiren

    6.3.2016 21:44:38

    İzmit'ten Mehmet Feyzi Abi ile ilgili bir yazıyı elektronik posta ile göndermiştim. Almışsınızdır umarım. Selamlar. Ali Kiren

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı