"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet yara aldığında...

Faruk ÇAKIR
04 Kasım 2015, Çarşamba
Sosyal hayatta karşılaşılan hadiseler, muhtemelen sözlü nasihatlerden daha öğretici ve tesirli oluyor.

“Adalet mülkün temelidir” tesbitine itiraz eden olmasa da, bunu temin için gayret sarf eden idareci de çok azdır. Millet olarak mülkün temeli ‘para’ymış gibi her fırsatta para, pul, maddî imkân diyerek hem adaleti hem de parayı kaybettik. Bu yönüyle maddî sıkıntılar daha da öğretici oldu.

İnsanî ölçüler, ‘ekmek’ten önce ‘hak, hukuk, hürriyet, adalet’ demek gerektiğini gösterse de; geniş kitlelere bu meseleyi anlatmak kolay olmuyor. Ne zaman ki, ‘önce ekmek’ diyenler ‘hürriyet’leri kaybettiğinin farkına varıyor; o zaman bu tesbitin doğruluğu yaşanarak öğrenilmiş oluyor.

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, bir konuşmasında; “Adalet yara aldığında bir ülkenin ne ekonomisi, ne hukuku, ne eğitimi, ne de devlet bütünlüğü olur” demiş.

Çok sayıda akademisyen, avukatı ve öğrencinin katıldığı ‘Hukukun Geleceğine Genç Bakış’ konulu sempozyumda konuşan Prof. Dr. Çelik, insan hakları ve demokrasi noktasındaki birikimin ‘insanlığın ortak mahsulü’ olduğuna işaret etmiş. Akla, “İyilikler hep Batının eseri mi?” sorusu gelebilir. Prof. Dr. Cemil Çelik, muhtemel bu soruya şöyle cevap vermiş: “Asya’da, özellikle mensubu bulunduğumuz dünyada da hukukun düzgün işlediği zamanlar da olmuştur. Eğer tarihimizden aldığımız değerleri bugün özümseyerek ileriye taşımak istiyorsak Batıdaki demokrat olmanın bizim medeniyetimizdeki karşılığı âdil olmaktır. (...) Bugün adalete ve âdil olmaya en çok ihtiyacın olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm), ‘Hırsızlık yapan eğer kızım Fatıma da olsa elini keserim’ demektedir. İşte bu öğretiden günümüze geldiğimizde acaba biz bu düşünceden ne kadar nasiplenmekteyiz, ne kadar âdil davranabilmekteyiz, diye sormaktayım. O yüzden adalet yara aldığında bir ülkenin ne ekonomisi, ne hukuku, ne eğitimi ne de devlet bütünlüğü olur.” (Cihan bülteni, 24 Ekim 2015)

Bazıları, Batıdaki demokrasi uygulamasının bize uyup uymadığını sürekli gündeme taşır. Bu noktada “Batıdaki demokrat olmanın bizim medeniyetimizdeki karşılığı âdil olmaktır” tesbiti yol gösterici olamaz mı? Hakikî manada adalet uygulanabilse, hal ve gidişten şikâyet eden olabilir mi? Bahsettiğimiz adalet, Fatih Sultan Mehmed’i bir gayr-ı müslim mimarla birlikte mahkemeye çıkarıp “Sen haksızsın, gayr-ı müslim mimar haklıdır” diyen, diyebilen bir adalet anlayışıdır. Aynı şekilde, konuşmada hatırlatıldığı üzere; Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm), ‘Hırsızlık yapan eğer kızım Fatıma da olsa elini keserim’ dediği bir adaletten bahsediyoruz. Hal ve gidişimizin ‘biz’ dediğimiz bu anlayıştan ne kadar uzak olduğumuzu hatırlatmaya gerek var mı?

Adalet çok derin bir yara almıştır, hem de ölüm tehlikesi olan bir yara... Bu yarayı çok acele olarak tedavi edemezsek ne ekonomimizi, ne hukukumuzu, ne eğitimimizi ve ne de bütünlüğümüzü sağlayamayız. Bunu görmek için iyi niyetle bakmak yeter. Gelişen hadiseler bu gerçeği bütün Türkiye’ye ve belki de bütün dünyaya gösterdi. Kim ki hak, hukuk ve adaleti unutup sadece ‘ekmek’ peşinde koştu; uzun dönemde ekmek de elde edemedi. Dünün ‘zengin’i komşu ülkelerimiz, hak, hukuk ve adaleti ön sıraya koymadığı için elindeki ekmeği de kaybetti ya da kaybetmek üzere. 

Allah bizi benzer durumlara düşmekten korusun. Amin.

Okunma Sayısı: 1997
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı