"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet üretmeyen sistem

Faruk ÇAKIR
01 Aralık 2017, Cuma 00:05
Adalet ihtiyacının sadece Türkiye için değil, bütün dünya için olduğunu yaşanan hadiseler gösteriyor.

Nitekim Uluslararası İş Birliği Platformu’nun (UİP) düzenlediği “Geleceğin Tasarımı: Küreselleşmenin Yeni Sınavı” temalı 8. Boğaziçi Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın da, “Dünya sistemi adalet üretemiyor” diyerek uluslar arası sistemden haklı olarak şikâyet etmiş.

Dünya siyasetinde gündem olan 10 konudan en az 6-7’sinin Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşandığına işaret eden Kalın, Suriye, Irak, Filistin, Filistin-İsrail meselesi, Lübnan, Körfez bölgesinde yaşanan hadiseler, Arakan krizi, enerji güvenliği, terörle mücadele ve mülteci krizini örnek göstermiş.

Dünya sisteminin bir kaos ortamı içinde olduğunu ve adalet üretemediğine dikkat çeken Kalın, şöyle konuşmuş: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yapısında, uluslar arası kurum ve kuruluşların işleyişine kadar hemen her alanda çok ciddî krizler, uzayan dondurulmuş krizler ve bunların ürettiği bir umutsuzluk, belirsizlik ortamıyla karşı karşıyayız. İnsanlığın çok önemli bir kısmı, ‘Dünya bu kadar zenginleşirken, ekonomik olarak bu kadar zenginleşirken, ilişkiler bu kadar karmaşık hale gelirken, neden biz bu zenginlikten pay alamıyoruz?’ sorusunu haklı olarak soruyorlar. Bunu Afrikalılar soruyor, Asyalılar soruyor, Latin Amerikalılar soruyor. Bunu Balkan ülkeleri de soruyor. Bu gayet meşrû bir sorudur ve önemli olan, yapılması gereken bu soruyu duymazlıktan gelmek değil, tam tersine bu sorunun cevabını samimî bir şekilde, şeffaf bir şekilde, âdil bir şekilde cevaplamaya çalışmaktır.” (AA, 29 Kasım 2017)

Uluslar arası kuruluşların adalet temelinde iş yapmadığı büyük ölçüde ortada. Ancak bunu temin edebilmek de akıllı diplomasi ile mümkün olur. Dünyadaki bütün ‘iyi’leri bir araya getirebilecek bir söz, bir çıkış bu krizin aşılmasına yardımcı olabilir. Nerede olursa olsun haksızlığa, zulme, adaletsizliğe itiraz eden milyonlarca insan, belki milyonlarca siyasetçi ve yönetici vardır. Bunlar bir araya getirilebilse, güzel bir diplomasi ile meseleler tartışılsa zulümler, haksızlıklar daha kolay sona ermez mi?

İbrahim Kalın şu tesbitleri de dillendirmiş: “Eğer dünyada bir adaletten bahsedeceksek, dünya sistemi adalet üreten bir sistem haline gelecekse bunun için yeni parametrelere, yeni dengelere, yeni ilişki biçimlerine ihtiyacımız var. Arapça’da adalet kelimesi, her şeyi yerli yerine koymak demektir, etimolojik mânâsı. Bir şeyi hak ettiği yere koymak demektir. Eğer siz bir şeyin hakkını vermezseniz, o kişinin, o konunun hak ettiği yere ulaşmasına imkân sağlamazsanız, oradan ancak zulüm çıkar, haksızlık çıkar, adaletsizlik çıkar. Dünya sistemine baktığınız zaman da bu kadar insanın yaşadığı bir dünyada, giderek zenginleşen bir dünyada, zengin ile fakir arasındaki, güçlü ile güçsüz arasındaki uçurumun bu kadar büyüdüğü bir dünyada insanların bu sistemi sorgulaması da kaçınılmaz hâle gelmektedir.”

“Eğer siz bir şeyin hakkını vermezseniz, (...) oradan ancak zulüm çıkar, haksızlık çıkar, adaletsizlik çıkar” tesbitini sadece dünya ölçeğinde değil, Türkiye ölçeğinde de nazar-ı dikkate almak gerekmez mi? Her fırsatta hak, hukuk ve adalet istenmesinden rahatsız olanlar bir de bunu düşünse iyi olur...

Okunma Sayısı: 3064
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı