Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yaptığı görüşmelerin normal seyrinde devam etmemesi, akamete uğraması ve gerginlikler ortaya ciddî bir fatura çıkarıyor.
İşin bu noktalara gelmesindeki bütün kabahat AB’de ve yöneticilerinde olmuş olsa bile faturayı Türkiye ödüyor, milletimiz ödüyor.
AB ile ilişkilerin inişli ve çıkışlı olduğuna son delil, 9 Mayıs Avrupa Günü mesajlarına yansıdı. Meselâ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Mayıs Avrupa Günü mesajında şöyle demiş: “Aşırı sağ partiler, Avrupa’nın sosyo-politik hayatını esir alıyor. Avrupa’da yükselen bu tür eğilimler ve politikalar, aynı zamanda Türkiye-AB ilişkilerini de zehirliyor. Tarihî, coğrafî ve kültürel olarak yüzyıllardır Avrupa’nın bir parçası olan ülkemiz, stratejik hedef olarak gördüğü AB üyelik sürecini, karşılıklı saygı, eşitlik ve kazan-kazan anlayışı çerçevesinde devam ettirmek arzusundadır.” (milliyet.com.tr, 9 Mayıs 2017)
Türkiye, AB üyeliğini haklı olarak stratejik hedef olarak görüyorsa, çok daha dikkatli, çok daha itinalı, çok daha diplomatik hareket etmesi gerekmez mi? Bugün sokağa çıkıp vatandaşa sorulsa, “AB bizi istemiyor. Biz de üye olmak istemiyoruz” demez mi? Vatandaşa bunu söyleten idarecilerin istikrarsız AB tavrı değil mi?
Bakınız, düne kadar SSCB üyesi olan Ukrayna bile AB üyeliği sürecinde hızla yol almış durumda. Yapılan açıklamalara göre AB’ye, Schengen bölgesine seyahat edecek Ukrayna vatandaşları vizeden muaf tutulacak.
İlgili haber şöyle: “Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Schengen bölgesine seyahat edecek Ukrayna vatandaşları için vize zorunluluğunun kaldırılmasını onayladı. Ukrayna vatandaşlarına vizesiz Avrupa imkânı getiren düzenleme AB üyesi ülkelerden onay aldı. Yeni düzenlemeye göre, biyometrik pasaport sahibi tüm Ukrayna vatandaşları, turistik, iş amaçlı veya aile ziyareti olmak üzere her türlü ziyaretlerinde vizeden muaf tutulacak ve Schengen ülkelerinde 90 gün kalabilecek. AB Dönem Başkanı Malta’nın İçişleri Bakanı Carmelo Abela, yaptığı açıklamada, kararın Kiev yönetiminin göç, kamu düzeni, güvenlik, dış ilişkiler ve temel haklar gibi alanlarda reformları hayata geçirmesinin ardından alındığını belirtti. Ukraynalı yetkililerin başından bu yana yolsuzlukla mücadeleyi öncelikli bir konu olarak ele almaya bağlı kaldığını, sınır yönetimi ve ayrımcılıkla mücadele alanlarında önemli reformlar yaptığını kaydeden AB Komisyonunun Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopulos ise, “Ukrayna, uzun bir yol kat etti ve bugün ödüllendirildi” dedi. (AA, 11 Mayıs 2017)
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de, Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne vizesiz seyahatinin önünün açılmasıyla ilgili olarak, “Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecinde bizden çok çok sonra gelip de bizim önümüze geçen bütün ülkeleri tebrik ediyoruz. AB’yi de bu başarısından dolayı kutluyoruz” şeklinde konuşmuş. (AA, 11 Mayıs 2017)
Biz de tebrik edelim, ama keşke Türkiye, milletin de menfaatine olan reformaları yapıp benzer tebrikleri alabilmiş olsaydı. Avrupa Birliği nazarında mutlaka Ukrayna ile Türkiye arasında fark vardır, ama bütün bunlar ülkemizin AB’ye üye olmasının önünde engel teşkil etmemeli.
Daha âdil, daha zengin, daha huzurlu bir Türkiye’de yaşamak milletin hakkı. Bu hak yerine gelmeli vesselâm.