GAZZE’DE DRAM BÜYÜYOR. İSRAİL, BASKIN DÜZENLEYİP YAKTIĞI HASTANEDEKİ HASTA VE YARALILARI ÖLÜME TERK ETTİ.
Dünya böyle vahşet görmedi
Her savaşın kuralları vardır, ama Gazze’de tüm kurallar ihlâl edildi
Sistematik vahşet
DSÖ, İsrail ordusunun baskın yaparak tahliye ettiği ve yaktığı Kemal Advan Hastanesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "DSÖ, Gazze'nin kuzeyindeki son büyük sağlık tesisini hizmet dışı bırakan, Kemal Advan Hastanesine yapılan baskın sebebiyle dehşete düştü. Sağlık sisteminin sistematik olarak yok edilmesi ve Gazze'de 80 günden fazla süren kuşatma, bölgede kalan 75 bin Filistinlinin hayatını riske atıyor" denildi.
“Tek kelimeyle soykırım gördüm”
Gazze’nin Han Yunus kentinde bir süre gönüllü olarak çalışan çocuk cerrahî uzmanı operatör doktor Taner Kamacı, İsrail’in Gazze’de bazı hastaneleri bombaladığını, doktorları hemşireleri şehit ettiğini, esir alıp götürdüğünü belirterek, “Tek kelimeyle soykırım gördüm” dedi.
***
Korkunç insan hakları ihlâlleri yaşanıyor
Cenevre merkezli sivil toplum kuruluşu Avrupa-Akdeniz İnsani Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med), İsrail’in soykırım yaptığı Gazze Şeridi’nin kuzeyinde korkunç insan hakları ihlalleri yaşandığını bildirdi. Açıklamada, “İsrail’in suçları arasında kasten öldürme ve infazların yanı sıra sağlık personeli ve yerinden edilmiş kadınlara yönelik cinsel ve fiziksel saldırılar yer alıyor.” ifadelerine yer verildi. İsrail ordusunun, “yaralı ve beyaz bayrak taşıyan siviller dahil” katliamlar yaptığı vurgulanan açıklamada, alıkonulan Filistinli kadınların cinsel tacize varan muameleye maruz kaldığı aktarıldı.
Açıklamada, İsrail ordusunun tahliye emrine karşı direnen Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiyye dahil birçok sağlık çalışanının da alıkonularak bilinmeyen bir yere götürüldüğü bilgisine yer verildi. Gazze - aa
***
DSÖ: Dehşete düştük
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), İsrail ordusunun baskın yaparak tahliye ettiği ve yaktığı Kemal Advan Hastanesi’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Kemal Advan Hastanesine yapılan baskın, Gazze’nin kuzeyindeki bu son büyük sağlık tesisini hizmet dışı bıraktı. İlk bilgiler, baskın sırasında bazı önemli bölümlerin ciddi şekilde yandığını ve tahrip edildiğini gösteriyor.” ifadeleri kullandı. 60 sağlık çalışanı dahil kritik durumdaki 25 hastanın hastanede kaldığının bildirildiği kaydedilen açıklamada, orta ve ağır durumdaki hastaların, tahrip edilmiş ve hizmet veremeyen Endonezya Hastanesine tahliye edilmek zorunda kaldığı bildirildi. Gazze’deki sağlık sisteminin sistematik olarak çökertilmesi, sağlık hizmetine ihtiyaç duyan 10 Filistinli için bir “ölüm cezası” olduğu bildirilen açıklamada, bu dehşetin sona ermesi, sağlık hizmetlerinin korunması ve ateşkesin sağlanması çağrısı yapıldı.
***
Gazze’de soykırım gördüm
Gazze’nin Han Yunus kentinde bir süre gönüllü olarak çalışan çocuk cerrahî uzmanı operatör doktor Taner Kamacı, İsrail’in Gazze’de bazı hastaneleri bombaladığını, doktorları hemşireleri şehit ettiğini, esir alıp götürdüğünü belirterek, “Tek kelimeyle soykırım gördüm.” dedi.
Doktor Kamacı, Anadolu Gençlik Vakfı tarafından Siverek ilçesinde düzenlenen “Gazze İzlenimleri” programında, uluslararası bir dernek aracılığıyla Gazze’nin Han Yunus kentine gittiğini söyledi. Çalıştığı hastanenin çevresine sürekli bomba düştüğünü dile getiren Kamacı, “Biz oraya gittiğimizde İsrail zaten birçok hastaneye saldırmış, bombalamıştı. Bazı hastanelerdeki doktorları şehit etmiş, bazılarını esir alıp götürmüş, bazılarına işkence etmiş ve biz bunların hepsini görmüştük. Dolayısıyla biz oraya gittiğimizde bütün bu ihtimaller vardı ve bunların hepsini göze alarak gittik. Oradayken çalıştığımız hastaneye direkt bir saldırı olmadı ancak hastanenin etrafında sürekli bombalama oluyordu, sürekli bombalar düşüyordu. Tabiî ki ilk günler o bombalar çok yakınımızda düşünce biz de ister istemez tedirgin olduk, bir hafta içinde biz de bomba seslerine alıştık ve işimizi yapmaya devam ettik.” diye konuştu.
“İsrail keskin nişancısı çocuğu vurdu”
Hastanedeki ilk operasyonu bir çocuğa yaptığını söyleyen Kamacı, şunları anlattı: “Ben ilk gittiğimde ilk ameliyat ettiğim çocuk, keskin nişancı tarafından vurulmuş bir çocuktu. İsrail askerleri sokakta oynayan bir çocuğu vurmuştu. Bundan daha büyük bir zulüm ve soykırım olmaz. Hastanelere malzeme girişine izin vermiyor. Zaten ayakta kalan 2-3 tane hastanesi vardı, diğerlerinin hepsi kullanım dışıydı. Tıbbî malzeme girişine izin verilmiyordu, hastanelerin açık kalmasına izin verilmiyor. Bazı hastaneleri bombalıyor, bazı hastanelerdeki doktorları, hemşireleri şehit ediyor, bazılarını esir alıp götürüyordu. Bazı hastanelere yakıt veya elektrik verilmediği için ve vurulduğu için çalışamıyor. Bir yandan öldürüyor, diğer yandan yaralıların tedavi edilmesine izin vermiyor. Tek kelimeyle soykırım gördüm.” Şanlıurfa - aa
AA