"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeniden “kanlı parçalama plânı”

Cevher İLHAN
04 Mayıs 2017, Perşembe
SURİYE’YE SALDIRININ ARKA PLÂNI-3

ABD’nin “kimyasal bahanesi”yle Suriye saldırısının, Fas’tan Afganistan’a 22 İslâm ülkesini parçalayıp ufaltmayı hedefleyen Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP’un) bölgede İsrail’in güvenliği hesâbına Müslüman ülkeleri tek tek tasfiye plânının bir parçası olduğu açıkça sırıtıyor.

O denli ki, son dönemde ateşkes ve barış müzâkerelerinde önemli ölçüde inisiyatifi kaybeden ABD ve ortaklarının, Suriye’yi de işgal etmek ve ardından işgali genişletmek plânları açıkça ikrar ediliyor.   

Aslında Suriye’ye “kimyasal isnadı” yeni değil; daha 2012’de askerî müdahaleye ortam oluşturmanın bahanesi BM kürsüsünde ileri sürülmüş. Yine 21 Ağustos 2013’te -Suriye’de- Doğu Guta’daki kimyasal saldırıda ABD, İngiltere ve Fransa peşinen Şam’ı suçlayıp askerî harekât hazırlığını yapmış; ancak fâillerin CIA emrindeki taşeron örgütler olduğunun ortaya çıkması üzerine son anda saldırıdan vazgeçmek zorunda kalmışlar. 

Bu arada Amerika’nın Suriye işgalini tartıştığı; Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı General H. R. McMaster’in, Beyaz Saray’ı Suriye’ye daha fazla konvansiyonel birlik ve on binlerce Amerikan askerini gönderecek bir plâna ikna etmeye çalıştığı haberleri dikkat çekici.  

Bundandır ki, seçim kampanyasında her ne kadar “Suriye’ye girmeyeceğiz” dese de, son demde danışmanlarının “IŞİD stratejisi”yle Trump’ın bu ülkeye asker göndermekten yana olduğunu söylemesi, bir “yeni Irak savaşı” bahanesi olarak yorumlanıyor… 

ÜLKENİN EN AZ DÖRDE BÖLÜNMESİ

Bunun için öncelikle Suriye hava sahası İsrail saldırılarına açık hale getiriliyor. İsrail’in geçen hafta “Hizbullah’a silâh transferi yapılacağı istihbaratı” iddiasıyla Şam Uluslararası Havaalanı yakınındaki askerî tesisleri füze ile vurmasının maksadı bu.  

Görünen o ki, bir taraftan Astana ve Cenevre süreçleri devre dışı bırakılarak Suriye’de ateşkes tehlikeye sokulup barış ve siyasî çözüm berhava edilirken, diğer taraftan Türkiye’nin Irak ve İran’la da ilişkilerinin bozulması, dahası karşı cephede yer alması senaryosu sahneleniyor.

Ve mezhebî ve etnik iftiraklar üzerinden Irak’ın “Kürt”, “Şiî Arap” ve “Sünnî Arap” olarak fiilen üçe bölünmesi gibi, şimdi de Suriye’nin “Kürt”, “Sünnî Arap”, “Alevî” ve “Dürzi” bölgeleri üzerinden en az dörde bölünmesi hedefleniyor.

Ancak çarpıcı olan, komşu ülkeler ve BM Genel Sekreteri, “ABD saldırısı Suriye halkının acılarını derinleştirip gerginliği tırmandıracak” endişelerini iletirken, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın, saldırı öncesi Trump’a “Bize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” çağırısında bulunmaları; ve saldırının akabinde “ABD tek bir saldırıyla kalmasın, devamı gelsin!” talebini iletmeleri.  

“EVET” ÇIKSIN Kİ...

Garabete bakın ki, Irak’ı işgale giden 65-80 bin Amerikan askerinin İskenderun-Nusaybin hattında ağır silâh ve mühimmatlarıyla konuşlanmasıyla Türkiye’yi resmen emperyal ecnebilerin hegemonya ve çıkarları hesâbına savaşın bir parçası haline getirecek -Meclis’in reddettiği- 1 Mart 2003 tezkeresinin dayatılmasında olduğu gibi, Ankara, bir diğer Müslüman komşu ülkenin bombalanmasına katılıyor!

Suriye’nin Amerikan füzeleriyle vurulmasına verdiği destekle, Türkiye öncelikle bölge ülkelerinden koparılıyor; “ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail kampı”na itiliyor! 

Özetle, “kimyasal bahaneli plân”la, Ankara’dakilerin peşinen Amerikan bombalamasına arka çıkmasıyla Astana ve Cenevre süreçleri baltalanıp ıskartaya çıkarılırken, ecnebilerin Suriye’yi müdahaleyle bölüp parçalamayı hedefleyen kanlı politikalarının yanında yer alınıyor!  

Bu açıdan, daha kampanya sürecinde bazı Batı gazetelerinde “Erdoğan’ın referandumu kazanması Ortadoğu için iyi olacak” diye yazılması; “kimyasal bahanesi”yle Suriye’ye saldırılıp bu ülkenin de parçalanması için “referandumda ‘evet’ çıkması”nın istenmesi dikkate değerdi. (Roger Boyes, Times, Sputnik, 12.4.17)

Okunma Sayısı: 2853
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı