Trump’un Ortadoğu turundaki tâlimatıyla patlak veren “Katar krizi”nin “Sünnî cephe”nin öncülüğü rolü verilen Suudî Arabistan’la “Şiî blok”un başı konumundaki İran karşıtlığını tahrikle İslâm dünyasında “mezhep savaşı”yla Müslümanları birbirine kırdırma oyunu olduğunu açığa çıkıyor.
İlk yurtdışı gezisini Suudî Arabistan’la İsrail’e yapıp başında kipa ile “ağlama duvarı” önünde poz veren Trump’un onca ağır tahribattan sonra bölgede başta gelen işbirlikçisi Suudi Arabistan’la on ülkeye “ablukayı hafifletme” direktifinin ardından Riyad’ın “yumuşama mesajları” bunun sinyali.
Ancak en çarpıcısı, Washington'da Amerikan Savunma Bakanı Jim Mattis'le Katar Savunma Bakanı Halid bin Muhammed el-Atiye’nin imzaladığı anlaşmayla, Trump’un daha iki hafta önce ‘en üst düzeyde teröre destek verdiği” gerekçesiyle suçladığı Katar’a ABD’nin savaş uçağı satacak olması.
Katar resmî haber ajansı QNA’nın Katar Savunma Bakanlığı’ndan duyurduğuna göre, hâlen büyük bir Amerikan Askerî Üssünün bulunduğu ve 10 bin Amerikan askerinin konuşlandığı Katar, “kriz”in ardından ABD’den tutarı 12 milyar doları (yaklaşık 42 milyar TL) bulan 36 adet F-15 savuş uçağı siparişini vermiş. Yine Amerikan medyasında Katar’a 72 jet satılacağını kaydediliyor.
Ayrıca ABD ile Katar ilk kez ortak askerî tatbikat yapıyor. El Cezire kanalı, başkent Doha'nın güneyinde Katar kara sularında başlatılan tatbikata iki Amerikan savaş gemisi ve Katar gemilerinin katılımıyla füze ve top atışlarının yapılacağını, iki ülke uçakları ve deniz unsurlarının ortak operasyonu icra edeceğini bildiriyor. (AA, 16.6.17)
SUN’ÎLİĞİNİ ELE VERİYOR
Öncelikle “kriz”le Katar’ı “baş düşman” ilân eden Suudi Arabistan’la daha geçen ay 110 milyar dolarlık silâh satışıyla toplam 350 milyon dolarlık ticari- ekonomik işbirliğini imzalayan Amerika’nın son “Katar hamlesi”, küresel egemenlik ve emperyal çıkarları hesâbına Müslüman ülkeleri birbirine kışkırtan işgal-sömürü projelerinin içyüzünü, sinsî fitnenin arka plânındaki dehşeti deşifre ediyor.
Keza Aslında Ankara’dakiler de yavaş yavaş “kriz”in uyduruk olduğunun farkına varıyor. Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsünün, “Katar’daki yapay bir kriz” tanımlaması ile daha evvel “Burada bir oyun oynanıyor ama oyunun ne olduğunu tesbit etmiş değiliz” diyen Cumhurbaşkanı’nın Ramazan ayında Müslüman Müslümana bu tür yaptırım uygulamasına dikkat çekip, “Burada çok ciddî bir kumpas görüyorum” sözleri, Katar krizinin bir oyun olduğunun ikrarı. (AA, gazeteler, 16.6.2017)
Diğer yandan, hükûmetin alelacele bu ülkeye beş bin asker göndermesine dair "Burada bir çatışma veya savaş çıkarsa Türkiye’nin savaşa girmesi söz konusu mu?" sorusuna, Erdoğan’ın “Amerika’nın, Fransa’nın üssü var ve bu üslerin orada kurulmasına kimse ses çıkarmıyor” yakınmasıyla “Bunlar (savaş) bölgede beklenen, istenen, arzu edilen şeyler değil” temennisiyle kalması riski nazara vermesi çarpıcı.
Özetle, Müslüman ülkeleri “cepheleştirip” birbirine hasım hale getiren “kriz”in akabinde Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon’un gâyet pişkinlikle Katar’la silâh anlaşmasının "ABD'de 42 eyalette 60 bin kişiye istihdam sağlayacağı, bölge ve ötesinde yakın stratejik işbirliğiyle Katar'ın savunmasını muazzam güçlendireceği ve iki ülke arasındaki karşılıklı güvenlik ve işbirliğini artıracağı" açıklaması “kriz”in sun’iliğini ele veriyor.
CİDDÎ VE SAHİCİ DEĞİL…
Hulâsa bütün analizler, “Katar krizi”yle ambargo ve yaptırımlardaki amacın bu ülkeyi izole tehdidi ve şantajıyla emperyal güçlerin politika ve projelerine zorladığı yönünde. Bundandır ki dünyada ve hatta “Katar karşıtı cephe”de bile sözkonusu “kriz” ciddî, sahici ve inandırıcı bulunmuyor.
Neticede, “amacı”na ulaşmış olmalı ki “kriz”i tahrik eden mihraklarca bu kez soğutuluyor. Lâkin mübârek Ramazan’da Müslüman komşuları birbirine düşman etmekle İslâm’ın imajı zedelendi; Kur’ân’ın sulh ve adâlet mesajını gölgeleyen,“ecnebilerin parmak karıştırmasına zemin hazırlayan”, topyekûn mezhebi tefrika savaşı felâketine duçar eden vartayı daha da derinleştirdi.
Peki “kriz”in yapay ve kumpas olduğu ortada iken, Ankara’dakiler neden apar topar kriz üzerinden ecnebilerin menhus projelerine bodoslama atlayıp Türkiye’yi gözü kapalı kargaşanın ortasına itiyor?
Gerçekten, “Katar krizi”ne Ankara’nın balıklama dalıp “cephe ülkesi” olmasının sebebi nedir? Hangi sâikle Türkiye, iktidardakilerin tabiriyle “yapay kriz ve kumpas”ın bir parçası haline getiriliyor?
Kamuoyu bunu anlamış değil…