Yoğun iç ve dış gündemde apar topar geçirilen “yeni vergi yasası” da “tek kişilik otoriter rejim”in “yandaşlar”a kıyakla halkı ezen içyüzünü açığa çıkarıyor.
Vergi uzmanlarının tesbitiyle “tek kişilik hükûmet”te vergi levhasının çekmecelere konulmasıyla otokontrol ortadan kalkarken, devletten milyar dolarlık ihaleler alan, her defasında milyarlık vergi borçları kapatılan, kredi borçları silinen “yandaş şirketler” bir kuruş vergi vermiyor ve sermayeden alınacak 2.5 trilyon vergiden vazgeçiliyor.
HAKSIZLIKLARLA MUALLEL…
Aslında son yıllarda kamu ihalesi verilen bazı şirketlerin hiç vergi ödememesi, bazılarının üç yıldır matrahsız sıfır vergiyle devama, mobil hat kullanıcılarının 6 adet vergi ödemelerine karşılık, daha önceki yıllarda vergi rekortmeni bazı operatör şirketlerin son beş yıldır hiç vergi vermemeleri, Bakan’ın “kayıt dışılık, vergi kayıp ve kaçağıyla haksız kazanç” şikâyetini teyid ediyor.
Meclis’te muhalefetin yaptığı araştırmalarda bazı büyük şirketlerin vergi ödemediği belgelerle doğrulanırken Bakan’ın “Bundan sonra vergi almaya çalışacağız” ifadesi, “iktidarın utanç karnesi”ni ifşa ediyor.
Bakan’ın “ilk etapta tespit edilen 800 kişinin aylık 5 milyon liranın üzerinde yüksek harcama yaptığı, lüks araçlara binip lüks tüketimde bulunduğu, ancak hiç gelir beyan etmeyip vergi mükellefi olmadığı veya düşük tutarlı gelir beyanında bulunduğu” yakınması “tek kişilik rejim”in vergideki haksızlık ve adâletsizliğini de tescilliyor.
Siyasi iktidarın fakirden alıp zengine veren müflis “ekonomi politikaları”nın ağır faturasının vatandaşlara ödetildiğini ortaya çıkarıyor.
Keza büyükşehirlerdeki 850 bin esnafa basit usul vergi muafiyetinin kaldırılarak gerçek vergilendirmeye geçilmesi; Anayasa ve kanunlara göre 411 milyar lira destek yerine ancak 91 milyar verilen çiftçiden-üreticiden alınan KDV’nin yüzde 1’den yüzde 10’a çıkarılması, derin krizdeki tarım ve besiciliğe ve tahıl üretimine büyük darbe vurulması da “paket”in mahiyetini ele veriyor.
DOLAR SPEKÜLATÖRLERİ VE TEFECİLERE GÖRE “HAZIRLATILMIŞ”
İlginç olan, Meclis’te muhalefet partilerinin verdiği, vergi indirimi yapılan, en fazla kamu ihalesi alan bazı firmaların vergi levhalarında ‘matrahsız’ yazarak yükümlülükten kaçındıklarına, çocukları taşıyan servisten vergi alınırken, sözkonusu “iktidara iliştirilmiş Hazine garantili şirketler”in yanısıra Bakanın kat kat yüksek faizlerle para aradığı yabancı sermayeden vergi alınmamasına, esnaftan vergi tahsil edilirken, patronların kapısından bile geçilmeyip, deve yüküyle kazanan taşıma şirketlerine istisnalar, ötelemeler, kıyaklar, matrahsızlıkla ödüllendirmelerle milyarlar ödenen, ama tek kuruş vergi ödemeyen büyük şirketlerin araştırılmasına dair araştırma önergesinin yine AKP-MHP oylarıyla reddedilmesi.
Verginin asıl yükünü emekçiler, işçiler, ücretli çalışanlar çeker ve vatandaşın cebinden çıkan her kuruşun hesabı sorulurken yandaş firmalara tanınan ayrıcalıklarla devletin kasasının boşaltılmasının, “en büyük şirketler” sıralamasında hep en üst sırada yer alanların hiç vergi vermemeleri ya da cüzi oranlarda vergi ödemelerinin araştırılmasına geçit verilmemesi.
Özetle, bazı “şekli düzeltmeler” yapılsa da devlette israf, lüks ve şatafatın sürdüğü ekonomide “enflasyonla mücadele” perdesinde dayatılan, kamu-özel işbirliğindeki 44 şirketin 37’sinin peşinen kâr değil zarar ettiklerini bildirdiği vetirede garsonların üç kuruşluk bahşişlerine, moto kuryelere göz diken, sadece vatandaşlara kemer sıktıran “vergi paketi”nin de dolar milyarderi spekülatörlere, Londra’daki tefecilere göre “hazırlatıldığı” su yüzüne çıkıyor.