Siyasette sıcak bir yaz yaşanıyor. “Tek kişilik hükûmet”in ülkeyi yönetememesi, iktidardakilerin muhalefet içindeki fay hatlarını tetiklemesinin de bir sonuç vermemesi paniğiyle “iktidar cephesi”nce yeni çarpıtmalara başvuruluyor.
Onca gazlama müjdelerine rağmen ekonomik çöküşün daha da derinleşmesiyle enflasyonun düşmesi 2026’ya ertelenirken, AKP oylarının 2002’dekinin de altına -yüzde 26’lara- indiği vetirede “normalleşme”nin berhava edilip zehirli nefret dilli “öfke siyaseti”yle toplumu kutuplaştırmaya dönülmesi bundan.
Bundandır ki Saray ve iktidar partisi mahfillerince, koltukta kalma hesâbıyla “cumhurbaşkanının yüzde 40’la seçilmesi” gibi millet nezdinde makes bulmayan tuhaf senaryolar kamuoyu gündemine getiriliyor.
Tam da “otoriter rejim”in devasa israflarının ayyuka çıktığı vartada Cumhurbaşkanı’nın bir defa daha muhalefete “siyasi hasetlik” ve “ahlâksızlık” tahkiri son manipülasyon.
İSRAF VE ŞATAFAT SAVRULMASI…
Oysa Cumhurbaşkanı’nın “ülkenin kaynaklarının, halkın parasının har vurulup harman savurulduğu müsriflik”ten şikâyeti, kamudaki israfı, lüksü, ihtişamı, şatafatı gündeme getiriyor.
Türkiye, AKP iktidarında özellikle 16 Nisan 2017 referandumu sonrası 9 Temmuz 2018’de devreye giren “Türk tipi tek kişilik ucûbe otoriter rejim”de israf ve şatafatta da savruluyor.
Başta “beşli çete” olmak üzere Hazine güvenceli, Londra mahkemeleri tahkimli “yandaş şirketler”e 102 milyar 206 milyon lira ödenmesi; şehir hastanelerine mâliyetlerinin on katını aşan ve çeyrek asra varan peşkeşler çekilmesi ve “döviz taahhütlü ihaleler” gibi muhalefetin Çukurova Havaalanı “iddiaları”, yine tahkir dolu sert çıkışlarla karambola getiriliyor.
Araç geçişi garantili köprülere-tünellere, hasta sayısı teminatlı hastanelere, tek bir uçağın inmediği yolcu garantili havaalanlarına sadece 2024 bütçesinden 162 milyar 435 milyon lira olmak üzere 244 milyar hebâ edilmesiyle kamu kaynaklarının peşkeşi nazarlardan kaçırılıyor.
MİLLET, ARTIK SAPTIRMALARA KANMIYOR
Keza son bir yılda kamunun kara taşıtı kiralama gideri yüzde 81, hava taşıtı kiralama gideri yüzde 389 artarken, taşıt satın alma giderlerinin yüzde 1228 yani on iki kat katlanması, kamuda akaryakıt giderlerinin yüzde 140’u aşması saklanıyor.
Masrafı yüzde 52 artışla bir dakikada 53 bin lirayı bulan 1050 odalı Sarayla yetinmeyip yüz milyarlarca masrafla yazlık-kışlık Saraylara yenileri eklenirken, ısrarla sayısı bildirilmeyen, en az sekiz uçakla iki helikopter olarak bilinen Sarayın “uçak filosu”yla, 70-80 araçlık konvoylarla yapılan vahim israf karartılıyor.
Ve alây-ı vâlâ ile “kamuda tasarruf paketi”nin açıklandığı sırada Türkiye-Hollanda Euro 2024 çeyrek final maçını izlemek için Almanya’ya giden Cumhurbaşkanı’nın 100 aracı bulduğu belirtilen uzun araç konvoyu tartışılırken, Türkiye Futbol Federasyonu’nun, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası için Almanya’ya sponsorlar dahil toplam 197 kişinin götürüldüğünü açıklamasına karşı sponsorları açıklanmayan, görevlilerin ve “misafirler”in yanısıra çoğu “havuz medyası”ndan ve partililerden 613 kişinin götürülmesi kıyağı gürültüye getiriliyor.
Özetle, israfa, şatafata, Avrupa’da “birinci”, “dünyada dördüncü enflasyon”da “yeni vergi paketi”yle dayatılan ek ve yeni vergilere, akaryakıttan gıdaya, elektrikten doğalgaza yüzde 40’lara varan ve iğneden ipliğe her şeye sirayetle katlanan zamlara ve pahalılığa karşı kamuoyunda yükselen öfke, yanıltmalarla saptırılmaya yelteniliyor.
Ama artık halkın vicdanında makes bulmayan yanıltma ve saptırmalar tutmuyor.