Partilerin ardı ardına seçim bildirgelerini açıkladığı seçim sath-ı mâilinde garip provokasyonların devam etmesi, seçimlere dönük komplo endişelerini arttırıyor.
Provokasyonlu sürece, evvelâ Burkin Elvan dosyasında sona yaklaşan savcının “Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük ve güvenli adliyesi”nde sâbıkalı iki militanca rehin alınıp katledildiği günde, Emniyet Müdürlüğünün yine aranan bir teröristçe saldırıya uğraması ve akabinde mahkemenin “meczup” dediği birinin iktidar partisinin Kartal ilçe binasının penceresine çıkıp üzerinde Zülfikar çizilmiş bayrağı sallamasıyla ivme kazandırıldı.
Bir yerlerden düğmeye basılmışcasına muhtelif partilerin binalarına saldırılarla kışkırtmalar sürerken, Ağrı Diyadin’deki “çatışma”nın “tertip” olduğuna dair istifhamlar derinleşiyor.
Zira özellikle “askerlerin çatışma bölgesinde terk edildiği” tepkilerine karşı Genelkurmay’ın askerleri kurtaran vatandaşlara teşekkür etmesi “kirli senaryo”ya dair soru işâretlerini çoğaltırken, “çözüm süreci”nin bir defa daha rafa kaldırıldığı, karşılıklı suçlamalarla adeta deklare edildi.
Özetle HDP/KCK/Kandil’in yanı sıra hükûmet sözcüsünün “provokatif eylemler”i nazara vermesi, seçimlere doğru bir buçuk aylık kritik sürede kamplaşma ve kutuplaşmaya itecek garip olayların olabileceği endişelerini güçlendiriyor.
PROVOKATİF SALDIRILAR…
Belli ki, “derin güçler” yine devrede. Seçimi kazanma hesâbına her türlü tahkir ve provokasyonla “çözüm süreci”ni ıskartaya çıkarmaya çalışan mihraklar, “Alevilik-Sünnilik” benzeri hassasiyetleri kaşıyor, toplumun fay hatlarını tetikliyor.
Seçim sonuçlarını etkilemeye dönük oyunlar oynanıyor, tuzaklar kuruluyor. Üniversitelerde yeniden alevlendirilen “sağ-sol” çatışmaları da bunun sinyallerini çakıyor.
En son Ankara’daki HDP Genel Merkezine gece sabaha karşı bir araçtan ateş açılmasının bireysel bir olay olmadığı açıklaması da kayda değer.
İstanbul Sarıyer Armutlu’da MHP seçim bürosu önünde bayrak ve afişleri kesen maskeli kişilerin partililerle silâhlı çatışmaya girmesi ve polise ateş açması da, gizli mihrakların tahrik tuzağını açığa çıkarıyor.
PROVOKASYONLU SÜREÇ
HDP’nin Antalya Serik’teki, ilçe merkezinin önünde toplanan ikiyüz kişilik grubun parti tabelâsını indirmesi de, son dönemdeki provokasyonların bir başka örneği.
Bu bakımdan, muhalefet partilerinin provokasyonları “oyun içindeki oyun” olarak değerlendirip dikkat çekmeleri anlamlı.
Tesbit şu ki, seçime doğru provokasyonlar devam edecek. Seçim sath-ı mâilinde Türkiye’yi karanlık mihraklarca provokasyon ve kaos ortamına sürükleme çabaları artacak.
Peki, bunlara karşı önleyici istihbarat ve güvenlik tedbirlerinin gerektiği seviyede alındığı söylenebilir mi?