Referanduma sunulacak Anayasa değişikliklerinin “millet hâkimiyetine dayandığı” iddia edilse de, halkın oyuyla seçilen “cumhur-başkanı”na tek başına bahşedilen olağanüstü geniş yetkilerle tam bir “otoriter bir sistem”e gidildiği, kavga ve gürültüyle Genel Kurul’dan geçirilen metinle ortada.
Öncelikle, Cumhurbaşkanının seçilmemiş yardımcılarını istediği sayıda atamasıyla seçilmiş milletvekillerinden üstün kılması peşinen sistemi dejenere ediyor.
MECLİS DENETİMİ KALDIRILIYOR
Bir diğer husus, demokratik ülkelerde ayrı ayrı süreçlerde işleyen “cumhur-başkanlığı” seçimleriyle Meclis/milletvekili seçimlerinin aynı günde yapılması garabeti.
Bu durum ve hele “partili cumhur-başkanı”nın milletvekili adaylarını belirlediği partisinin Meclis’in büyük partisi olması daha baştan yasamayı bütünüyle yürütmenin kontrolüne sokuyor.
Milli irâdeyi temsil eden Meclis’in denetleme fonksiyonlarının başında gelen güvenoyu, gensoru ve sözlü soru önergelerinin kaldırılmasıyla, Meclis’in dışından-içinden atanan bakanların ve cumhurbaşkanı yardımcılarının hesap vermekten “muaf” tutulmaları, sadece “yazılı sorulara yazılı cevap”la kalmaları, Meclis’in millet adına yürütmeyi ve devleti denetim işlevini ortadan kaldırıyor.
YARGI DİZAYN EDİLİYOR
En çarpıcısı “cumhur-başkanlığı sistemi”nin yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını berhava etmesi.
“Cumhur-başkanı”nın, “bağımsız” olması gereken hâkimleri – savcıları atayan yüksek yargıyı tek başına dizayn etmesi.
Bütün bunlara ek olarak, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 13 üyesinden dördünü ataması, hiçbir demokratik ülkede benzerine rastlanmayan Adalet Bakanı ile müsteşarının kurulun başkanı ve başkan yardımcısı olması. Artık Meclis’e hesap vermek durumunda olmayan bakan ve müsteşarın yargının en üst kurulunun başına getirilmeleri.
Görünen o ki, Türkiye’nin iki yüz yıllık parlamenter sistem deneyimi ve kültürü yok ediliyor.
Türkiye’nin içte ve dışta devasa sorunlarla boğuştuğu süreçte, yasamanın ve yargının güçlendirilmesi gerekirken, kamuoyunda, hukuk çevrelerinde tartışılmadan “torba yasa” gibi alelacele Meclis’ten geçirilen “tek adam sistemi”, birçok yönüyle muallel. Hesap vermeye ve denetime dayanmayan, tek başına bütün yönetimi bir şahsın eline veren bir ucube.
Türkiye, şimdi de bu ucube ile meşgul edilecek…