"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarım ve hayvancılıkta iflas (1)

Cevher İLHAN
09 Ağustos 2017, Çarşamba
Gündemin hayhuyunda üzerinde durulmayan konulardan biri de, 29 Temmuz tarihli ve 30138 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kararla, buğday, arpa, mısır ve pirinç ithalatının yansırıa Et ve Süt Kurumu’nun canlı büyükbaş, küçükbaş ve et ithalatında gümrük vergilerinin düşürülmesiydi.

Vakıa şu ki, AKP iktidarının baştan beri hep “millî tarım politikası” iddiasıyla, seçim bildirgelerinde, hükümet programlarında verdiği vaadlerin aksine Türkiye’de tarımı ve hayvancılığı yok eden ve köylüyü, çiftçiyi çökerten emr-i vakilerin ardı arkası kesilmiyor.

Bunun içindir ki, çiftçinin tam da 2017 üretim desteklerini beklediği sırada hasat mevsimini üreticiye zehir eden ve çiftçiyi sırtından vuran kararnâme ile hububat piyasasının bozulduğundan, özellikle ekili alanların üçte ikisini oluşturan buğday ve arpa piyasasının işlemez hale gelip tarıma darbe vurulduğundan şikâyetçiler.

Gümrük vergisinin düşürülüp çiftçi-tüccar-sanayici zincirinin kopmasıyla hububat piyasasının bozulduğundan yakınan ziraatçılar, “ithalat kararnamesi”yle piyasada kilogramı 1.30 TL olan buğdayın 80 kuruşa düşmesinde olduğu gibi çiftçinin iki kez zarar ettiğini bildiriyorlar.

“İTHALAT REJİMİ” ÇÖKERTİYOR

Başbakan’ın daha Ekim 2016’da “Söylediğimiz söz senettir, kafa karışıklığı olmasın” taahhüdüyle açıkladığı Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ”Millî Tarım Reformu” olarak adlandırılan “paket”te, 2009’da tarımda verimliliğin artırılması, ürün deseninin değiştirilmesi için öngörülen ve Türkiye’nin 30 havzaya bölündüğü “havza modeli”nin yedi yıl sonra uygulanmayıp raftan indirildiğinin ortaya çıkması üzerine, Ocak 2017 itibariyle ilçe ve ürün bazında çalışmalarla “havza modeli”nin uygulanmasıyla yıllık 15 milyar liralık ilâve tarımsal üretim elde etme hedefli “tarıma destek” sözü verilmişti. (gazeteler, 14-16, 10, 2017)

Keza “Millî Tarım Projesi’nin ikinci bölümünün hayvancılıkta yerli üretimi destekleme modeliyle kendi hayvan varlığımızı artırmak” olduğunu belirtip, “Eti ucuzlatacağım, et ihtiyacını karşılayacağım’ diye bu kadar zengin toprakları olan, bu kadar imkânı olan bir ülkenin, sürekli ithalat yapması akıllı bir iş değil. Onun için 25 ilimizde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturuyoruz…” açıklamasıyla hayvancılıkta da “havza modeli”ne benzer alt bölgelerin oluşturulacağı, “yetiştiricilik”, ”besicilik”, “süt ve sanayi bölgesi” olmak üzere üç ayrı ana bölge belirleneceği, her ilin aldığı bölgeye uygun hayvancılık yapıp buna uygun destek alacağı proje ile hayvancılıkta ithalata bağımlılığın azaltılması ve yerli hayvan varlığının artırılmasının hedeflendiği “hayvancılığa yeni destekler” vaad edilmişti.

Bu kapsamda özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinin ağırlıklı olarak yer alacağı 25 il “Yetiştiricilik Bölgesi” ilân edilerek bu bölgede besilik hayvan yetiştiriciliği yapılacağı, yem bitkileri desteklerinin artırılacağı ve böylece besilik hayvan ithalatı yerine ihtiyacın bu bölgeden karşılanacağı, yatırımcılara yüzde 50 oranında karşılıksız (hibe) desteği sağlanacağı kaydedilmişti. (Yazar Ali Ekber Yıldırım, Toprak Bilgi, 11.10. 2016)

DESTEK VAADLERİNİN AKSİNE

Yine artan et fiyatlarına ve et spekülatörlerine karşı önceki Tarım Bakanı Faruk Çelik, 14 ve 25 Mart 2017’de yaptığı açıklamalarda. “Kendi topraklarımızda kendi hayvanımızı üretip, kendi besimizi üretip, kesip soframıza getireceğiz, kırmızı et piyasasında fiyatları tırmandırma gayreti içinde olanlara, piyasaları speküle edici girişimlere kesinlikle izin vermeyeceğiz” demişti.

Peşinden 12 Haziran’da “Yeteri kadar hayvanımız sözkonusu ama spekülatörler malum yaz aylarını, Ramazan ayında, Kurban Bayramına giderken bu süreci istismara dönük bazı uygulamalar yaptıklarını izliyoruz, gözlüyoruz” ifâdeleriyle işin içyüzünü açıklamış ve en son Bakanlıktan ayrılmadan önce 8 Temmuz’da “Haksız kazanç sağlayanlar ve piyasada 80 milyonun çok daha pahalı tüketimine vesile olanlar var. Onları biz izliyoruz ve bunlar 5-6 firmadan ibarettir” ikrarında bulunup “Bunlara müsaade etmeyeceğiz” vaadini tekrarlamıştı.

Ne var ki, 28 Haziran’daki Bakanlar Kurulu kararına ilişkin ek kararla tarım ürünleri ithalatında yüzde 130’lara varan gümrük vergilerinde indirimle önü açılan “ithalat rejimi”yle zaten zorda olan sektör bütünüyle krize sokuluyor.

Neticede, üretimi ve üreticiyi desteklemek yerine, tahıl ambarı Türkiye’ye her yıl binlerce ton ithal buğday ve tahıl ithaliyle, yine Kurban Bayramı öncesinde tâ Latin Amerika ülkelerinden binlerce canlı hayvan getirilmesiyle tarım ve hayvancılık sektörü resmen katlediliyor.

Okunma Sayısı: 2881
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Karahan

    9.8.2017 17:27:35

    Acaba bu kararlar kasıtlı mı alınıyor,yoksa bunları almak için aklımızı iptal etmeniz gerekiyor

  • Hasan unlu

    9.8.2017 12:59:49

    Neren egri diye sorulan bir deve misali.!!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı