Türkiye’nin Suriye’ye müdahaleye teşne ve hatta hahişkâr hali her haliyle açığa çıkıyor.
Bu durum, Washington’da Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry ve Pentagon yetkilileriyle görüşen Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı, Türkiye’nin Suudî Arabistan’la kuzey ve güney cephelerden ülkedeki silâhlı örgütlere eşzamanlı artan silâh desteğiyle, artık hedefin “tampon/güvenli bölgeler” oluşturup Şam’ı kuşatma olduğu açıklamasıyla “plân” âdete ikrar edildi.
Keza dünya medyasında Türkiye’nin ve Körfez’deki zengin işadamlarının desteğiyle gücünü artırdığı, İdlib operasyonu için El Kaide bağlantılı “fetih ordusu” koalisyonunun Nusra cephesi ile birlikte en önemli ortaklarından Ahrar’uş Şam’ı besleyip büyüttüğüne dair haberler çıktı.
“SİLÂHLI GRUPLAR”A SİLÂH DESTEĞİ!
Nitekim Türkiye’nin Suudilerle Suriye’ye karşı savaşan silâhlı gruplara mali ve lojistik desteği kapsayan “ittifak” kurup ABD nezdinde bir “uyumlu strateji” aradığı resmen doğrulanıyor. (AP)
Yine Reuters ajansı, 21 Mayıs tarihli haberinde, “MİT’in silâh - mühimmat yüklü TIR’ların Suriye’de radikallerin kontrolündeki bölgelere taşıdığı” iddiaları tekrarlanırken, “MİT çalışanlarının eşlik ettiği kamyonlarda roket parçaları ve yarı işlenmiş havan toplarının Suriye’ye taşındığı” belirtiliyor.
Deşifre olan bir başka garabet MİT TIR’larıyla ilgili. Hatırlanacağı üzere, TIR’larının geçeceği Öncü Pınar Sınır Kapısı’nın da silâhlı muhaliflerin denetiminde Türkmenler’e yardımların geçişine izin verilmediği vakıasına rağmen, siyasî iktidar “Türkmenlere yardım gönderildiğ”ni bildirilmişti. Ocak 2014’te dönemin İçişleri Bakanı Efgan Ala’nın, TIR’larının Suriye’deki Türkmenlere yardım götürdüğünü ileri sürmesine karşı, Suriye Türkmen temsilcileri, Türkiye’den silah ve mühimmat yardımı almadıklarını açıklamışlardı.
Suriye Türkmen Meclisi Başkan Yardımcı Hüseyin El-Abdullah, “Türkmenlere yardım getiren bir TIR yok. Ankara’dan ne başka bir yardım ne de silâh yardımı alabiliyoruz. Orada askerlerimiz (Türkmenler) savaşıyor. Türkiye, Türkmen tugaylarına 1 cent bile vermedi” diye yakınmıştı.
Bunun yanısıra, Suriye Türkmen Meclisi Kurucu üyesi Zeki Türkmen ve Türkmen Meclisi Başkan Yardımcısı Abdurrahman Mustafa ile Türkmen Hareketi Sekreteri Rami Karaali da “Böyle bir yardımla ilgili bir bilgimiz yok” tavzihinde bulunmuşlardı.
Bu açıdan en son AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Siirt milletvekili adayı Yasin Aktay’ın, savcıların tutuklandığı “MİT TIR’larının silâh taşıdığı” sözleri, gerçeği ortaya çıkaran açık bir diğer ikrar oldu. Ve “Bu silâhlar Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” diye konuşması, Türkiye’den gönderilen silâh ve mühimmatın El Kaide’nin bölgedeki uzantıları El Nusra’dan IŞİD’e, PKK’nın Suriye kolu PYD ve YPG’ye silâhlı örgütlerin eline geçtiğine dair değerlendirmeleri teyid ediyor…
“TÜRKİYE’NİN VİETNAMI” UYARISI
Bu hususta, “İstihbaratın görevi başka bir ülkede harekât yürütmek olmadığını ve MİT’e biçilen rolün tehlikeli olduğunu” ifâde eden Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı em. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’in “O silâhların yarın nereye gideceği belli değil” diyen ifşaatları fevkalâde çarpıcı. (Zaman, 19.5.15) Emekli bir tuğgeneralin Suriye’de MİT adına kurduğu bir şirket aracılığı ile bu ülkeye savaşçı gönderildiğini kaydeden Pekin’in, “Kurulan naylon şirketler aracılığı ile IŞİD’e, El Nusra’ya paralı asker sevkiyatı yapılıyor” ihbarı, vahameti deşifre ediyor.
Bu arada “tampon/güvenli bölgeler” ve silâhlı muhalif grupları silâh eğitimini veren “eğit-donat” programına tam gaz devam ediliyor.
Özetle, Cengiz Çandar’ın tesbitiyle, İran ve Rusya’nın Şam’ın yanında yer almasına mukabil, ABD’nin desteğiyle Suudî Arabistan’la Suriye’de işbirliği yapan Türkiye, “uzun süreli bir yıpratma ‘ölüm-kalım’ savaşı”na bodoslama atlamaya hevesleniyor. Bundandır ki, “Yemen ‘Suudî Arabistan’ın Vietnamı’, Suriye de ‘Türkiye’nin Vietnam’ı’ olabilir” uyarısında bulunuyor. (Radikal, 14.5.15)
Peki, Türkiye bu belâ ve felâkete neden inadına atlamaya çalışıyor?