"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Siyasi çözüm’ söylemiyle ‘askerî çözüm’ ısrarı

Cevher İLHAN
28 Aralık 2016, Çarşamba
Ankara’nın Rusya ve İran’la “Suriye’nin bütünlüğü” ekseninde ateşkes ve çözüm için “Moskova mutâbakatı”nı imzalaması, yıllardır inadına saplanılan “Suriye politikası”ndan dönüşün işâretlerini verdi.

“Suriye mutâbakatı”na Türkiye adına imza koyan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Suudi Arabistan’da birkaç kez “siyasi çözüm”ü tekrarladıktan sonra en son Antalya’da muhtarlar toplantısında Halep’te abluka içinde, kuşatılmış, bombalanmış, açlığa terk edilmiş, zulümle öldürülen insanlara duyarsız kalınmamasının Müslümanlığın ve insanlığın gereği olduğunu vurgulayıp, “Türkiye’nin sâdece Halep’teki insanlar için değil, tüm Suriye’de ateşkes yapılıp barışın sağlanması için çalıştığı”nı söylemesi fevkalâde ehemmiyetli. 

Son süreçte, insani yardımla insanları kurtarmak için Suriye geneline ateşkesi yaymak üzere Rusya ile yapılan işbirliğine ve ortak çalışmalara dikkat çekmesi de (AA, 25.12.16)

Keza, “Bu dönemde Rusya ve Türkiye özellikle bu stratejik konularda birbirine güvenmiştir. Bizim arzumuz şudur, dostluğa yakışır şekilde, ticaretin ve insanların önünde hiçbir engel olmaması lazım, tüm engellerin kalkması lâzım” cümlesi de.

GARABETE DÜŞÜLÜYOR

Gerçekten Ankara’nın, Müslüman komşu Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğü ekseninde ateşkes ve çözümü kabul etmesi olumlu ve önemli bir merhale. Bu açıdan “Moskova mutâbakatı”nda atıfta bulunulan Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılacak üçlü zirvede Türkiye’den yetkililerin Suriye yetkilileri ile görüşeceklerine ve örtülü işbirliğine dair haberler kayda değer. 

Bu arada, beş yıldır rejimi zulümden vazgeçirmenin ve çözümün, başta İran ve Irak olmak üzere bölge ülkeleriyle birlikte Şam yönetimi ile doğrudan diyalog ve işbirliğinden geçtiğini belirtenleri “Rusçu!” diye itham edip “zâlim Esed yandaşlığı”yla suçlayan “iktidara ilişik medya”nın son safhada, özellikle Büyükelçi suikastından sonra sanki bir şey olmamış gibi kendi tâbirince “Rusçu!” kesilmesi ise ibret-i âlem.

Ne var ki bütün bu olumlu gelişmelere karşı, bir yandan ‘’Suriye krizinin askerî çözümü yok” ibâreli “mutâbakatı” imzalayan Dışişleri Bakanı “siyasî çözüm”ü onayladığını ilânla Şam rejimini yeniden masaya çağırırken, terörle mücâdele perdesinde Suriye topraklarında sonu belirsiz “askerî çözüm”de ısrar garabeti sürüyor.

ÇELİŞKİLİ POLİTİKALAR 

Bu garabetle, iktidar cânibinden bir aydır IŞİD’in işgal ettiği kuşatma altındaki El Bab kapısında dirençle karşılaşıp, intihar saldırılarıyla 17 şehit ve 30’dan fazla yaralı veren Türkiye’nin daha sonra doğuda PYD-YPG’nin işgalindeki Münbiç’e, ardından Rakka’ya kadar ilerleyeceğinden bahsediliyor. Tuzaklarla dolu Fırat Kalkanı askerî operasyonunda belirsizlik sürüyor. 

Hem “Tek çâre siyasî çözümdür” denilip, hem de ne kadar süreceği, akıbetinin ne olacağı bilinmeyen, hükümet sözcüsünün ifâdesiyle kırktan fazla silâhlı örgütün rejimle ve birbiriyle çatıştığı, onlarca yabancı istihbarat servisinin cirit attığı Suriye’de akıbeti meçhul ve tehlikelerle dolu “askerî çözüm”de ısrar tezâdı sergileniyor. 

Ankara’nın bir an evvel bu çelişkilerden kurtulup Türkiye’nin ve bölgenin barış ve istikrarı ekseninde dengeli, yapıcı, bütünleştirici, gerçekçi ve sonuç alıcı esaslı politikalarda karar kılması lazım. Aksi halde kargaşanın ağır bedelini Suriye ile birlikte yine Türkiye ve bütün bölge ödüyor.

Okunma Sayısı: 3352
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı