Yeni dönemde bir demokratik restorasyona ihtiyaç var.
Bu sürete kamu kurumlarının partizanca baskılardan kurtulması, hukuk devletinin tesisi için yargıya müdahaleye son verilmesi; “torba yasalar”la dayatılan garabetlerin mevzuattan âcilen ayıklanması yapılacakların başında geliyor.
Keza cenderesine girilen kaotik çıkmazın sona ermesi adına, AKP’nin taahhüt edip başaramadığı “3 y” (yolsuzluklar, yoksulluk ve yasaklar) mücadelede başta 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturma dosyaları olmak üzere bütün şâibeli ihâlelerin, hâleye fesat karıştırma iddialarının ve MİT TIR’ları dosyasının yargının önüne getirilmesi fevkalâde ehemmiyetli…
ORTAK HEDEFLERLE
Tahribatın tâmiratı kapsamında, yargının ciddî bir restorasyona tabi tutulması, Anayasa Mahkemesi’nden Yargıtay, Danıştay, Sayıştay ve HSYK’ya, yargı mercilerinin politik etkilerden kurtarılması; “MİT yasası”dan “iç güvenlik yasası”na, Sayıştay raporlarının Meclis’in önüne getirilip devlet harcamalarının denetlenmesinden Ceza Muhâkemeleri Kanunu’na, hukuka aykırı antidemokratik dayatmaların ortadan kaldırılması önemli.
Yine Millî Eğitim’den YÖK’e, MİT’ten MGK’ya, BBDK’dan TMSF’ye, SPK’dan, Hazine ve Dış Ticaret’ten Kamu İhâle Kurumu’na, RTÜK ve TRT’den AA’ya, kamu bankalarından KİT’lere, tüm kurumların siyasî baskılardan arındırılması gerekiyor.
Bunların yanısıra, çoktandır sinyalleri verilen ve seçimden sonra “yandaş medya”da da çarpıtılarak seçim sonuçlarına bağlanan -Eylül-Ekim’de patlayacağı belirtilen- ekonomideki krizin önüne geçilmesi; asgarî ücretin düzeltilmesinden emekliye, çiftçiye, esnafa desteğe kadar gelir uçurumunu kapatacak ekonomik iyileştirmelerin yapılması.
Ve demokratik hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi; ülkenin normalleşmesi için kamplaşma ve kutuplaşmayı giderecek, topyekûn bir demokratik ve hukuk restorasyonuyla YSK kanunu ile seçim ve siyasî partiler kanunlarının düzeltilerek temsilde adâleti sağlayacak âdil bir seçim sistemiyle uygun bir zamanda ülkenin sâlimen seçime götürülmesi…
Özetle, halk yeni Meclis’ten evvelemirde bu tâmirat sürecini başlatmasını bekliyor.
“KAOS MANİPÜLASYONU”NA KARŞI
Aksi halde, Saray’ın “kaos stratejisi”yle “Parlamenter sistemle olmuyor, ‘başkanlık sistemi’ lâzım” söylemiyle bir dizi çarpıtmanın yeniden devreye sokulacağı görülüyor.
Seçim sürecinde meydan meydan dolaşıp muhalefeti “hâinliğe” varan isnatlarla suçlayarken (eski) partisini açıkça destekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Hükûmet kurulamadı” söylemiyle ülkeyi apar topar erken seçime sürükleme plânıyla algı operasyonundan bahsediliyor.
İktidara yakın medyada seçimden birkaç gün sonra, daha yeni Meclis toplanıp başkanlık divanı teşekkül etmeden “Kaos geliyor” manipülasyonları başladı bile…
Oysa demokrasi ve hukuk restorasyonu yapılmadan, âdil bir seçim ve siyasî partiler sistemi hazırlanmadan, siyaset demokratikleşmeden, siyasî iktidarın yanısıra Cumhurbaşkanı’nın devlet imkânlarını alabildiğine kullandığı, günde iki-üç mitinginin bir dizi devlet kanalından canlı olarak verildiği, dahası dakikalarca süren “susması”nın bile özel televizyonlarda verildiği bir seçimle Türkiye normalleşmez.
Bunun vebâli de, millet irâdesinin tecellisine rağmen, ortak restorasyon formülünden kaçınanların üzerinde olur…