"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Provokasyonların hedefi...

Cevher İLHAN
21 Mayıs 2015, Perşembe
Seçime doğru tahriklerle provokasyonlar artarken, “sürec”in akamete uğratılmasıyla yeniden terörü tırmandırıp yaygınlaştırma plânından bahsediliyor.

Tesbit şu ki, hâlâ arka plânı karanlıkta kalan “Diyadin provokasyonu”ndan sonra partilerin seçim bürolarına ve en son hassas bölgelerin başında gelen Mersin ve Adana’daki HDP teşkilât binalarına yapılan bombalı saldırılar, “çatışma süreci”nin yaygınlaştırılacağının işâretleri.

Gerçek şu ki, bütün ikazlara rağmen, baştan beri kapalı kapılar arkasında siyasî iktidarla İmralı-PKK/Kandil arasında yürütülmesi “sürec”i çıkmaza soktu. Meclis’in, milletin, muhalefetin, iktidar partisi dahil milletvekillerinin dışlanması, “sürec”in en baş handikabını oluşturdu.

“Sürec”in öncelikle Meclis çatışı altında ele alınıp, bütün fikir ve taleplerin değerlendirilmesi, millet nezdinde demokratik hak ve özgürlükler ekseninde tartışılması yerine, sadece hapse mahkûm Öcalan’la PKK’nın “Kürtlerin temsilcisi” olarak görülmesi ve onlarla görüşülmesi “çözüm”ü çözümsüz hale getirdi. Otuz yıldır kırk bin insanın katline sebebiyet veren problemin bir tek “silâhların susması” ve “çatışmazlığa” odaklanması, “çözüm süreci”ni ciddî kırılganlıklara duçar etti.

Ve “çözüm süreci”nin kamuoyuna dönük konjonktürel siyasî rant hesaplarıyla temel stratejiden yoksun olması, provokasyonlara açık hale getirdi.

“SEÇİMLERİ SABOTE”NİN ÖTESİNDE…

Bundandır ki, siyasî iktidarca büyük vaadlerle “Kürt açılımı” diye başlatılıp, peşinden “barış ve kardeşlik projesi” olarak sunulan “çözüm süreci” Cumhurbaşkanı sıfatıyla seslendirilen “Kürt sorunu yoktur, ‘Kürt sorunu var’ demek artık ayırımcılıktır” sözüyle akamete uğruyor.

28 Şubat’ta açıklanan “Dolmabahçe mutâbakatı”nın mürekkebi kurumadan “sürec”i yürüten Başbakan Yardımcısı “Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri bizim için tâlimattır” diye çark ediyor.

“İmralı ve Oslo’da özel temsilcisiyle MİT mensuplarının terör örgütü temsilcileriyle görüştüğü” eleştirilerine, “Görüşen şerefsizdir!” tepkisi verip “hükûmetin değil, devlet görevlilerinin görüştüğü”nü söyleyen Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı olarak “Masaya oturmak ihânettir” dönüşü “sürec”i tekrar dondurdu.

Özetle, düşülen vartada “çözüm süreci” karmaşayla çözümsüzlüğe, yine karanlık fâili meçhul olayların baş gösterdiği “çatışmalı sürec”e dönüşüyor. Türkiye terör ortamına itiliyor. Yeniden “kargaşa ve kaos plânı”yla çoğu ecnebi istihbarat servislerinin güdümündeki taşeron örgütlerin provokasyonlarıyla “seçimlerin sabotesi”nin ötesinde seçim sonrasının hedeflendiği ortaya çıkıyor.

“Tertip” ve “tezgâh” söylentileri karambolunda olup bitenler, seçim öncesi ve sonrası kargaşaya zemin hazırlanıp çatışmalı sürecin tahrikiyle, seçim sonuçlarını saboteye ayarlı provokasyon endişelerini haklı çıkarıyor…

SEÇİME AYARLI “KAOS PLÂNI”

Bu açıdan, Nokta dergisinin haber verdiği, son dönemde Doğu ve Güneydoğu’da özel harekât ve çevik kuvvet polisinin arttırılması, seçim öncesi ve sonrası teslim edilmek üzere yüzde 700’e varan artışla 625 milyon (trilyon) lirayı bulan araç ve mühimmat takviyesi düşündürücü.

Yılın ilk dört ayında Güneydoğu’daki şehir merkezlerine, gaz bombası, toma, zırhlı makineler, fişek ve çeşitli solüsyonlardan oluşan savaş malzemelerinin gönderilmesiyle Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yığınağının yapılması, “çözüm süreci”nin ötesinde bir kaosu söz konusu ediyor.

Görünen o ki, bir çatışma algısı meydana getiriliyor. Parti binalarına karşılıklı saldırılar, “Türk Ocakları” diye tanıtılan grupların Ülkü Ocakları’na silâhlı saldırısı gibi garabetler hep bu “dehşet plân”ın bir parçası.

Bu maksatla kirli siyasetle, siyasî rekabette kışkırtmalarla kamplaşma tahrik ediliyor. Etnik kimlik üzerinden toplumu kutuplaştırıp ayrıştırarak çatıştırma senaryoları sahneleniyor. 

Oysa Türkiye’nin kargaşa ve kaosa değil, demokratik olgunluk içinde birlik ve bütünlüğe ihtiyacı var…

Okunma Sayısı: 1475
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı