"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Operasyonun süresi ve belirsizliği

Cevher İLHAN
29 Ağustos 2016, Pazartesi
Yurt içinde peşpeşe hunharca terör saldırılarıyla şehidler gelirken, ilk şehidin ve yaralıların verildiği Türkiye’nin Cerablus askerî operasyonunun süresi ve sonucunun belirsizliği devam ediyor.

Mâlûm operasyonun amacı, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, Kuzey Suriye’de “koridor devlet” emr-i vakisinin önlenmesi ve IŞİD terörünün sınırdan uzaklaştırılması olarak ilân edilmişti. 

Bu kapsamda, Erdoğan’ın son Rusya ziyaretinde “Suriye bölgesel çözüm mutâbakatı”yla öncelikle ateşkesle insanî yardımların önünün açılması ve “siyasî geçiş süreci”nde Şam yönetiminin muhatap alınıp bütün demokratik tarafların yer aldığı “geçici ortak hükûmet”in kurulması öngörülmüştü. 

Bu mutâbakat, Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi’nin, belirlenen “yol haritası”nda “Mevcut Suriye yönetimi iç savaşın bitmesi görüşmeleriyle çözümde rol alacak” ifâdesiyle de teyid edilmişti. 

Her ne kadar Şam’dan zâhiren vaziyeti kurtaran “toprak ihlâli kabul edilemez” klâsik “tepkisi” gelse de, aslında diplomasi trafiğinde Rusya’nın Şam yönetimini ikna ettiği; terör örgütlerini bölgeden tasfiye amaçlı Cerablus operasyonu sırasında ve sonrasında Ankara’nın Suriye konusunu Şam ile koordineli yürütmesinde uzlaşıldığı açıklamaları yapılmıştı…

SURİYE ÜZERİNDEN “BÖLGESEL OYUN”

Ardından, Şam’ın Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Türkmenler gibi “ılımlı muhalifler”le siyasî çözümü müzâkereye râzı olduğu; bu çerçevede Rusya, Türkiye ve İran’la anlaşmaya varıldığı kaydedilmiş; hatta ABD’nin Türkiye sınırındaki kantonların birleştirilmesi emr-i vakisiyle kurmaya uğraştığı “Rojova/Batı Kürdistan koridor devleti”nden vazgeçirdiği haberleri medyaya yansımıştı. 

Keza Ankara’ya gelen Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden “Kuzey Suriye’de Kürt koridoru olmayacak ve IŞİD’in boşalttığı yerlere yerleşen PYD/YPG güçleri Menbiç’i terk edecekler” teminatını verirken, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan YPG komutanlarından bu yerleşim birimlerinin Arap ve Türkmen ağırlıklı mahalli halka bırakılacağı vaadinin verildiği açıklanmıştı. 

Ne var ki bütün bunlara rağmen PYD/YPG’nin Fırat’ın batısına çekilmeye ayak sürüyüp TSK’nin açıklamasıyla hâlâ Menbiç’ten çekilmemesi, üstelik Türk tanklarına roketli saldırılarla mukabelesiyle YPG ile çatışma durumunda kalınması, PYD’nin “çekiliyoruz” duyurularının bir oyalama, öteleme ve konjonktürel taktik olduğu ve Amerikalıların verdikleri sözlere dair tereddütleri arttırıyor.

Nitekim, PYD’nin “Suriye Demokratik Güçler Birliği” paravanında ABD desteğinde Kuzey Suriye’de alan hâkimiyeti için, nüfus hareketleriyle Arap ve Türkmenlerden arındırıp hedefindeki bölgenin demografik yapısını değiştirmeye zorlama baskılarını sürdürmesi kritik vaziyeti ele veriyor. 

Tesbit şu ki, PYD’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesi üzerinden örtülü bir oyun oynanıyor. Kamışlı’dan Kobani’ye sınırdaki kantonların şimdilik “otonom bölgeler” emr-i vakisini kabul ettirmekle “federatif Suriye” perdesinde ülkenin Irak gibi bölünüp parçalanmasına zemin hazırlanıyor. 

Özetle, IŞİD-El Nusra gibi El Kaide bağlantılı örgütler, Afrika’da, Asya’da olduğu gibi vahşi terör eylemleriyle küresel dış güçlerin müdahalesine “gerekçeler” üretirken; Irak’ın işgalle etnik-mezhebî iftiraklarla tefrikaya düşürülmesi benzeri Suriye’nin de parçalanması senaryosu sahneleniyor.  

Ve “büyük Ortadoğu projesi (BOP) ile Ortadoğu’nun yeniden küçük uydu devletçiklerle ufaltılması amaçlı menhus plânı, Suriye üzerinden bölgeye müdahaleyle tatbik sahasına konuluyor. 

ASKERÎ OPERASYON YERİNE SİYASÎ ÇÖZÜM

Bu arada Başbakan’ın twitterda, “Suriye’nin kuzeyinden, Türkiye’ye yönelik hiçbir tehdidin kalmadığından emin olana kadar bu operasyonlar sürecek” ifâdesi, operasyonun süresine, askerin ne kadar bölgede kalacağı muamma ve muğlaklığın âdeta ikrarı oluyor. (AA. ntv.com.tr, 26.8.16) 

Neticede, Ankara’nın, son beş yıldır Şam yönetimini dışlayıp, birbiriyle kıyasıya çatışan çoğu küresel güçlerin güdümündeki silâhlı örgütleri ve muhalefeti muhatap alan “saplantılı politikalar”ın ağır bedeli ortada.

Bunun içindir ki, Ankara, emperyal oyunlara âlet olmamalı; Türkiye’yi bataklığa saplatan iç savaşın parçası ve “cephe ülkesi” haline getirip, nereye varacağı meçhul askerî operasyonlar yerine, ülkede bütün meşrû unsurların eşit katılacağı demokratik bir yönetimin oluşması ortamına çalışmalı…

Okunma Sayısı: 2714
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı