"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neticesiz görüşmenin akıbeti

Cevher İLHAN
18 Mayıs 2017, Perşembe
Haftalardır âlây-ı vâlâ ile duyurulup beklenen Erdoğan – Trump kritik buluşmasında Türkiye’nin beklentilerinin hiçbirinin karşılanmadığı daha baştan ortaya çıktı.

20 dakika süren görüşme sonrası basın toplantısında Trump’ın, ne Ankara’nın ısrarla itiraz ettiği “PYD/YPG’ye ağır silâhlar verilmesi”ne ve ne de “bu örgütle Rakka operasyonunun yapılması”na dair hiçbir şey dememesi görüşmenin mahiyetine dair ilk sinyalleri verdi.

“Türkiye’nin DEAŞ ve PKK ile terörle mücadelesinde ABD’nin her türlü desteği vereceği” türü beylik lâflarla geçiştirdi; lâkin IŞİD’in elinde tank olmamasına rağmen YPG’ye tanksavar vermesi benzeri garabetleri açıklamadı.

“Terör örgütlerinin, PKK/YPG’nin muhatap alınmasının uygun olmadığı”nı söyleyen Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyinde YPG kontrolünde “koridor devletçiğin kurulması”na karşı çıkan sözlerine hiç değinmeden Türk askerinin Kore’deki başarısı ve ekonomik işbirliğiyle Türkiye’nin istediği silah ekipmanlarının verilmesinin hızlandırılacağından bahsetti.

Belli ki, Cumhurbaşkanı’nın Washington’u ziyaretinin esas nedeni olan PYD/YPG’ye ağır silâhlar verilmemesi ve Rakka operasyonunda mutabakat sağlanmış değil.

TRUMP HEP KAYIRILDI AMA…

Aslında görüşmenin sonucunun sinyalleri baştan beri verilmişti. Ne var ki Ankara’nın iyi bir analiz yapmadan doğrudan Trump’ı kayıran ve açık destek veren strateji ve diplomasi hataları, peşinen ilişkileri Türkiye aleyhinde kırılganlaştırdı.

Ankara, sırf “Gülen’i iâde edeceği” beklentisiyle Trump’a hep sessiz kaldı. İsrail’e açıkça arka çıkan politikalarla Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma izhârına da cevap vermedi.

BM Güvenlik Konseyi’nde “14-0’la çıkan- “İsrail’in Filistin topraklarında yeni yerleşim birimleri kurmaması” kararına rağmen, Gazze’de ve işgal altındaki Batı Şeria’da yasadışı on bin yeni Yahudi yerleşim birimi oldubittisini onaylayan Trump’ın, görevinin 17. gününde Netanyahu ile görüşüp Amerikan genel dış politikasına da aykırı olarak “İsrail - Filistin tek devlet olabilir” teziyle Filistin’in İsrail’e fiilen ilhakı önerisini de görmezden geldi. İsrail’in BM kararına kıyamet koparan şirretliğine dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry bile çok ağır cevap verirken, daha göreve başlamadan kararı kınayıp Telaviv’e “Sabret, geliyorum!” mesajı veren Trump’a birşey demedi. Keza Trump’ın İsrail perspektifiyle İran’a “bir numaralı terörist devlet” ithamına Rusya dahi resmen “katılmıyoruz” derken, Ankara’dan ses-sedâ çıkmadı.

Yine bu süreçte 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarının 90 gün süreyle Amerika’ya girmesini yasaklayan Müslüman göçmenler hakkındaki vize engelini, Amerikan Federal ve Temyiz Mahkemesi, “yasağı haklı kılacak hiçbir mâkul ulusal tehdidi göstermediği” tesbitiyle peşpeşe iptal ederken, Ankara bir-iki göstermelik demeç dışında ciddî tepki vermedi.

Ardından Trump’ın Han Şeyhun’daki Suriye Hava Üssünü füzelerle vurmasını alelâcele destekleyen Ankara, “Trump’ın yanındayız” nakaratını tekrarlayıp Amerikan saldırısını sevinçle karşılayan Telaviv’le aynı kulvarda yer aldı.

İlk ziyaretini Türkiye’ye yapmış olan Obama’ya “Ey Obama!” diye meydan okuyan, referandum kampanyasında “Râbia” işâretiyle “Ey AB!” diye rest çeken Erdoğan, tam görüşme öncesi PYD/YPG’ye ağır silâhlar veren Trump’a “Ey Trump!” diye seslenmedi.

Kısacası, Trump hep kayırıldı, ama “sonuç” ortada...

ONCA ÇABAYA RAĞMEN

Aslında, ziyaret öncesi Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanı Sözcüsünün Amerika’da temaslarda bulunduğu sırada “YPG’yi silâhlandırma” kararının açıklanması, siyasî mesaj veren bir işâret fişeğiydi.

Şimdi neticesiz görüşmenin akıbeti tartışılıyor. Gerçi ABD için bu tartışma geride kalmış. Gelinen noktada Ankara’nın “Hiç olmazsa Rakka operasyonundan sonra bu silâhların YPG’nin elinde kalmaması” talebi bunun ifâdesi.

Düşülen vartada, şimdi de heyetler arası görüşmede ABD’nin Türkiye’ye “bazı güvenceler verdiği”nden dem vuruluyor; lâkin bunların da onca iddianın aksine “neticesiz” kalan Amerika ziyaretindeki başarısızlığın karartılması olduğu daha ilk bakışta sırıtıyor.

Bush döneminden daha da sert “İslâm düşmanlığı – İslâmofobi” mesajları veren Trump’la yakınlaşmak için gösterilen onca çabaya rağmen...

Okunma Sayısı: 2916
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı