"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Mezhep savaşı”nda Türkiye’ye “aktif rol”

Cevher İLHAN
30 Mayıs 2017, Salı
Trump’ın Ortadoğu gezisinde gündeme gelen “teröre karşı İslâm ittifakı” perdesinde 34 Müslüman ülkenin yer alacağı “Sünnî cephe”nin teşkiliyle İslâm dünyasının “Sünnî” – “Şiî” kutuplaşmasıyla birbirine düşürülmek istendiği ortada.

Vakıa şu ki, İslâm dünyasında mezhep savaşı stratejisi her yönüyle ABD, İngiltere ve savaş koalisyonu emperyal ülkelerin ve İsrail’in hegemonya ve stratejik çıkarlarına hizmet ediyor.

Bölgedeki stratejik hedefleri hesabına Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın ortasında “ikinci İsrail” işlevini bekledikleri Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ne tam destek veren ABD, İngiltere ve işgal ortakları, Suriye’nin kuzeyindeki “koridor”da da bir “devletçiğin” alt yapısını oluşturuyorlar.

Tıpkı bir milyon asker ve sivilin katledildiği sekiz senelik İran - Irak savaşı gibi, Suriye’yi destekleyen İran’ın da bölgedeki diğer Müslüman ülkelerle savaştırılarak tahrip edilmesini ve İsrail işgaline karşı mücadele eden Lübnan’daki Hizbullah’ın tasfiyesini plânlıyorlar.

Bunun için, Türkiye’nin terör örgütü saydığı PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’ye ağır silâh desteği veriliyor. Keza İsrail’in güvenliğini ve bölgedeki üstünlüğünü sağlama almak için, işgalle Irak’ın ifnâ edilmesinden sonra Suriye’nin de çökertilmesi; İsrail’in yıllardır bütün dünyanın gözü önünde resmen işgal ettiği Suriye’ye ait Golan yaylasının su kaynaklarını kontrol etmesi isteniyor.

ANKARA “CEPHE”YE TEŞNE…

ABD ve küresel güçlerin kontrolünde İsrail’le işbirliğiyle Suudi Arabistan, Mısır ve Körfez ülkeleriyle kurulacak “Arap NATO’sunda Türkiye’ye “öncülük” veriliyor. Şiî yönetimlerin olduğu Müslüman komşuları İran, Irak ve Suriye’ye karşı “cephe”de konumlandırılıyor.

Garip olan, baştan beri küresel güçlerin işbirlikçi taşeron “radikal cihatçı silâhlı örgütler”le alevlendirdiği Suriye iç savaşında kumpasa gelen Ankara’dakilerin de “yeni fitne plânı”na teşne olmaları.

Son dönemde Cumhurbaşkanı’nın sık sık İran’ı” mezhepçilik”le ve “bölgeyi domine etmek”le suçlayıp “Pers milliyetçiliği tehdidi”ni tekrarlaması bunun tezâhürü.

Geçen hafta vefat eden merhum Akif Emre’nin, “Riyad’da bir Marvel filmi” başlıklı son yazısında, “Bir yanda askeri darbeyle iktidara el koymuş bir diktatör, diğer tarafta bir hanedan reisi ve demokratik dünyanın patronu. Üçü de küre-i arza el koymuş, meçhul karanlığa bakarak radikalizmle mücadele yemini ediyorlar gibi” tesbitiyle, “Orta Asya’dan Afrika’ya uzanan coğrafyada Amerika’ya eskortluk edecek bir misyonun yüklenmesiyle küresel sistemin projelerine alan açılması”nda Türkiye’ye “aktif rol” biçilmesine Ankara’dakiler hahişkâr. (Yeni Şafak, 23.5.17)

Ankara’nın bütün itirazlarına rağmen PYD/YPG’ye ağır silâhlar gönderen ABD’nin vefâsızlığı ile Trump’la 110 milyar doları silâh olmak üzere 350 milyar dolarlık anlaşma imzalayan Suudilerin, Türkiye’ye iki milyar dolarlık dört gemi siparişini iptalinde açığa çıktığı gibi, emperyal güçlerle işbirlikçilerinin Türkiye’yi her an yolda bırakabileceklerini bile bile. (Jale Özgentürk, Hürriyet, 28.5.17)

“O ÂLETİ DE KIRACAK”

Hülâsa, Bediüzzaman’ın İngiliz işgalcilere karşı yazıp dağıttığı “Hutuvat-ı Sitte (şeytanın altı aldatması)” eserinin başında dikkat çektiği gibi, “beşerde (insanlıkta) insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar (gaddar ruh), fitnekârane siyasetiyle cihânın her tarafına kundak sokan el-hannas (vesvese veren şeytan)” olan “zamanın insî şeytanları”, çeşitli desise, hîle ve aldatmalarla İslâm âlemini ifsad için fiilî propagandayı dayatıyor; Müslümanları kışkırtarak ihtilâfları körüklemek için zayıf damarları işletip siyasetlerinde istimal ediyorlar. (Sünûhat, 97-98)

Bundandır ki, Sünnî-Şiî sathî ayrılığı fitnesine karşı yegâne çâre, yine Bediüzzaman’ın ikazlı çağrısında: “Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat! Ve ey Âl-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu mânâsız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizâı (çekişmeyi, kavgayı) aranızdan kaldırınız. Yoksa şimdiki kuvvetli bir sûrette hükmeyleyen zındıka (dinsizlik) cereyânı, birinizi diğeri aleyhinde âlet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlûp ettikten sonra, o âleti de kıracak. Siz ehl-i tevhid (Müslüman) olduğunuzdan, uhuvveti (kardeşliği) ve ittihadı (birliği-bütünlüğü) emreden yüzer esaslı râbıta-i kudsiye (mukaddes bağlar) mâbeyninizde (aranızda) varken, iftirâkı (ayrılmayı) iktiza eden (sebebiyet veren) cüz’î (ufak, basit) meseleleri bırakmak elzemdir.” (Lem’alar, 32)

Zâlim ecnebilerin projeleriyle Müslüman kardeşlerinin ezilmesinde âlet olanlar, sıra kendilerine gelince mi uyanacaklar?!

Allah basiret ve iz’an versin...

Okunma Sayısı: 2823
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    30.5.2017 08:41:42

    O basiret ve feraset onlardan alınmış.Onlar hala ahlaksızlıklarını,hayasızlıklıklarını,haksızlıklarını,zalim ve alçaklıklarını yapmaya,masumların haklarına girmeye,canlarına aksd etmeye ve zulüm etmeye sevdalılar.RABBİM HERŞEYİ HAKKIYLA BİLEN,GÖREN,ADALETİ İLE HÜKMEDENDİİİR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı