"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Karanlıklar aydınlanmadan…

Cevher İLHAN
09 Ağustos 2016, Salı
“Darbe girişimi”ne dair birçok soru hâlâ cevabını bulmuş değil. Tam bir türbülans yaşanıyor.

Bizzat süreci yakından tâkip edenlerin ifâdesiyle, üzerinden yirmi beş gün geçtiği halde hâlâ tam anlamıyla kimin kimlerle işbirliği yaptığı ortaya çıkmış, anlatılanlar ve roller konusunda sisler dağılmış değil. Birçok karanlık noktanın üstü örtülü olarak duruyor. Birçok komutanın ve ismin rolü ve pozisyonu açığa çıkmamış. 

Darbe teşebbüsü gecesi düğüne, yemeğe giden kuvvet komutanlarının ifâdeleri arasında ciddî tenâkuzlar var. Örneğin Hava Kuvvetleri eski Komutanı Akın Öztürk’ün o gece Akıncılar Üssü’ne “Hava Kuvvetleri Komutanı’nın tâlimatıyla gittiği”ne dair Genelkurmay’ın açıklaması ile Öztürk’ün darbeci olduğunu bildiren Hava Kuvvetleri Komutanı’nın açıklamaları arasında –her ne kadar daha sonra güya düzeltilmeye yeltenilse de- açık bir tezat var. 

O denli ki, o sırada hükûmetin Genelkurmay’a, “Hakkında soruşturma olan biriyle ilgili kamuoyuna açıklama yapmak yanlıştır” diye rahatsızlığını bildirdiği basına yansıdı. Ardından da hiçbir tavzih edici açıklama gelmedi (gazeteler, 23.7.2016).  Keza Donanma Komutanı Deniz Kuvvetleri Komutanını suçluyor ve işin mâhiyeti açıklığa kavuşturulmuyor… 

FEVKALÂDE YANLIŞ OLUR

Gerçekten, daha Başbakan’ın “Eşte, dosttan öğrendik” hayıflanmasının yanısıra Cumhurbaşkanı’nın kanlı kalkışmanın hemen akabinde “Darbeyi eniştem haber verdi” yakınmasının perde arkası aralanmamışken, bilahare “MİT darbeyi koruma müdürüme haber verdi. İstirahatteyim diye o bana haber vermemiş” (TRT Haber, 4.8.16) sözleri arasında hangisi esas alınacak?

Bu bakımdan, bir sürü söylentinin ortada uçuştuğu karanlıklı ortamda,yanlışlar doğrulara karıştırılarak, önemli bir kısmı da mesnetsiz ve asılsız iddia ve isnadlar üzerinden aceleyle kesin hüküm verilmesi fevkalâde yanlış olacaktır.

Elbette emâreler ve şüphelere dair düşünceler ortaya konulur. Ancak, bizzat hükûmet ve iktidar partisi mahfillerinin ikrarıyla daha arka plânı aydınlanmadan, iç ve dış bağlantıları ortaya çıkmadan yoğun bilgi kirliği üzerine peşin hüküm bina edilemez. 

Sormak lâzım; üzerinden üç haftadan fazla zaman geçtiği halde hâlâ bir numarası ve başı çeken aktörleri belirlenemeyen menhus saldırının daha ilk saatlerinde nasıl oluyor da kesin hükümler, suçlamalar ileri sürülüyor? 

ŞÜPHELER, İDDİALAR, İSNADLAR…

Hakikaten, soruşturmaların iktidar partisinin içine de uzandığı, dönemin Başbakanı’nın “Ne istediler de vermedik!” ikrarı ortada dururken bazı eski bakan ve parti yöneticilerinin “Silâhlı Terör Örgütü’nün amaçları ve prensipleri doğrultusunda kaos ortamı çıkarmak, hükûmetin görevini yapmasını engellemek” iddiasıyla “vatana ihânetten yargılanmaları” talepli dilekçeleri savcıların kabul edip incelemeye aldığı süreçten geçiyoruz.

Bunun içindir ki, şüpheler, iddialar, isnadlar ve hatta bir kısmı sonradan ortaya çıkan jurnaller üzerinden değil, deliller ve belgeler üzerinden soruşturma ve yargılamalar sonuçlanıncaya kadar beklemek, meselenin mâhiyeti ortaya çıkıncaya, işin perde arkası aralanıncaya kadar sabretmek gerekiyor. 

Bilhassa mâsumların mağdur olmaması hesâbına fevkalâde itidal, temkin, dikkat şart. 

Bu noktada Bediüzzaman’ın özellikle, “Bir hanede veya bir gemide bir tek mâsum, on câni bulunlsa, adâlet-i Kur’âniye o mâsumun hakkına zarar vermemek için, o haneyi yakmasını ve o gemiyi batırmasını men’ eder (yasaklar)” ikazı yol gösterici olmalı…

Okunma Sayısı: 3927
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    9.8.2016 12:39:30

    Faili meçhuller...Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından bu yana... 27 Nisan'a kadar aydınlığa kavuşturulan hangi olay var ki... 15 Temmuz mu aydınlanacak ... Aydınlanırsa kim karanlıktan faydalanacak ? Mecliste kurulan komisyonlar ve raporları ne oldu ? 27 Mayıs'dan 28 Şubat'a...Sonuç... Meclis arşivinde raflarda... Peki elde ne var ? Sıfır+sıfır= Sıfır... Neden ?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı